Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e tahliye kararı

"Kent Uzlaşısı" soruşturmasında görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e tahliye kararı çıktı. Özer, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü dosyası kapsamında tutuklu bulunması sebebiyle Silivri Cezaevi'nden tahliye olamayacak.
İstanbul'da "silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak" suçundan tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer, 2. kez hakim karşısına çıktı.
15 YILLAR YARGILANIYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "Terör" soruşturması kapsamında 4 Kasım'da tutuklanan ve ardından görevden alınan, yolsuzluk soruşturması kapsamında ise tekrar tutuklanıp görevinden uzaklaştırılan CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "Silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Özer ile avukatları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve çok sayıda partili katıldı.
TERÖRDEN TAHLİYE OLDU, YOLSUZLUKTAN HALA TUTUKLU
Tanık beyanları ve savunmaların ardından görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, Ahmet Özer'in imza atma ve bulunduğu kentin dışına çıkmama şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Mahkeme dosyayı esas hakkında mütalaa verilmesi için 3 Kasım'a erteledi.
Öte yandan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Aziz İhsan Aktaş'ın elebaşılığını yaptığı öne sürülen suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında da 21 Ocak'ta tutuklanan Özer, cezaevinden tahliye edilmeyecek.
MAHKEMEDE NELER OLDU?
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi'nin karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanık Özer katıldı. Duruşmada, başka suçtan tutuklu olan Erkan Çakır'ın tanık olarak beyanı alındı. Çakır, kamuoyu araştırmacısı olduğunu, yerel seçimde Ahmet Özer'in Ekrem İmamoğlu tarafından Esenyurt Belediye Başkan adayı olarak gösterilmesine tepki gösterdiğini söyledi.
"AHMET ÖZER PKK DESTEKÇİSİ OLARAK TUTUKLUDUR"
Ahmet Özer'e yönelik yaptığı sosyal medya paylaşımı nedeniyle Özer'in kendisinden şikayetçi olduğunu anlatan Çakır, "Ahmet Özer'in neden tutuklu olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben şu an hakaret davasıyla yargılanıyorum. Mersin'de bir savcı Ahmet Özer'le ilgili paylaşımım nedeniyle hakkımda gözaltı kararı verdi. Bir süre sonra savcı görevden alınarak hakkında soruşturma başlatıldı. Ahmet Özer PKK destekçisi olarak tutukludur. Ben bunu 12 ay önce dile getirdiğim için bugün hakaret davasıyla yargılanıyorum. Ben kendi partimde terör destekçisi kimseyi istemiyorum. Bundan dolayı o paylaşımı yaptım. Ahmet Özer'in her yerde yaptığı açıklamalar ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bunu kendime yediremiyorum. Ne mutlu Türk'üm diyorum. Ahmet Özer'in hakkında yazdıklarım hem görgüye hem de bilgiye dayalıdır. Ben CHP'liyim partimde Ahmet Özer gibi insanları istemiyorum." ifadelerini kullandı.
Tanık Muhammed Sertaç Özçoban da dayısı olan Özer ile ticari bir ilişkisi bulunmadığını belirterek, Özer'in Esenyurt Belediye Başkan adaylığı onaylandığı süreçte Van'dan seçim sürecine destek olmak için İstanbul'a geldiğini söyledi. Özçoban, seçim sürecinde destek için dostlardan gelen imece usulü nakdi yardımların olduğunu ve bu paraların seçim desteği için açılan hesaba aktarıldığını ifade etti.
"İDDİALAR MESNETSİZDİR"
Tutuklu sanık Ahmet Özer savunmasında, tanıklardan Erkan Çakır'ın neredeyse her belediye başkanı hakkında sosyal medyadan paylaşım yaptığını söyledi.
Tanık Çakır'ın, kendisinin şikayeti üzerine açılan dosyada uzlaşmak için 70 bin lira istediği yönündeki beyanını kabul etmeyen Özer, şöyle devam etti:
"Ben böyle bir şey yapmadım. Yapmış olsam illaki kayıt vardır. Kendisine kamu görevlisine hakaretten dava açtım. Aramızda bir husumet var. Erkan Çakır sadece bana değil, İstanbul Büyükşehir, Mersin, Adana gibi birçok belediyeye, belediye başkanlarına aklına geldikçe sosyal medya yoluyla hakarette bulunan bir adamdır. Erkan Çakır'ı tanımıyorum. Sadece CHP'den belediye başkanı olduğum için bu iddialarda bulunuyor. Benim için Van'da dolaşıp 'Örgüte yardımda bulundu.' diyor. Bunun için bir kanıtının olması lazım. Erkan Çakır'ın tanıklığı kabul edilemez. Davamız var. Tanık olarak dinlenmesini hukuka aykırı buluyorum. Her aklına gelen, her önüne gelen birine iftara atarsa toplumu, mahkemeleri bununla meşgul ederse biz nasıl çağdaş toplumu inşa edebiliriz. Benimle ilgili söyleyen iddialar mesnetsizdir."
"HİÇBİR ÖRGÜTÜN ÜYESİ DEĞİLİM"
Özer, 9 aydır tutuklu olduğunu, uydurma suçlarla hakkında suç isnat edildiğini, kendisi ve avukatlarının tanık ile gizli tanıkların iddialarını çürüttüklerini belirtti.
Terör örgütü üyesi olmadığını söyleyen Özer, şunları kaydetti:
"11 Temmuz'da silahların imhasıyla yeni bir sürece geçmiş olduk. Barış süreciyle benim tutukluğumun devam etmesi arasında büyük bir çelişki var. Sağdan sola kadar herkes bunu yazıyor. Ben terör örgütü üyesi değilim. Hiçbir örgütün üyesi değilim. Ahmet Özer davası, barış süreci için bir samimiyet testidir. Bu muameleyi hak etmiyorum. Belediye başkanı olmasaydım geçen dönemde olduğu gibi, iktidar sürece katkı vermem için beni çağıracaktı. Böyle içi boş bir dosyayla karşınızda bulunuyorum. Birtakım iddiaların kanıt sayılabilmesi için ispatlanması, şüpheye yer bırakmaması gerekir. Bütün yaşamım boyunca barıştan yana olmuş, teröre ve şiddete karşı çıkmış biriyim. Kaçmam söz konusu olamaz, beraat edeceğime yüzde yüz eminim. Hem delilleri karartacak bir kimlik sahibi değilim hem de karartılacak bir delil yoktur. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum."
İDDİANAMENİN DETAYLARI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, terör örgütünün varlığını sürdürebilmesi ve temel amacı olan sözde "demokratik özerkliği" hayata geçirebilmesi için insan kaynağı ve finansal destek gibi iki temel devamlılığa ihtiyacı olduğu belirtiliyor.
Örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesine yönelik askeri operasyonlar ve belediyelerin bütçelerinden örgüte maddi destek sağlanmasının kayyum uygulaması gibi diğer yöntemlerle akamete uğratıldığına dikkati çekilen iddianamede, örgütün yeni strateji geliştirmek zorunda kaldığı vurgulanıyor.
Şüpheli Özer'e yönelik iletişim dinlemesi neticesindeki HTS kayıtlarına değinilen iddianamede, 23 Kasım 2023 ve 23 Ocak 2024 arasındaki görüşmelerde 135 suç unsuruna rastlandığı bilgisi veriliyor.
İddianamede, "Hermes" isimli gizli tanığın ifadesinde, Özer'in örgütün Avrupa yapılanmasında görevli üst düzey örgüt mensubu Cemal Kavak ile Esenler'de bir evde görüşerek, terör örgütü faaliyetleri nedeniyle ceza alan bir akrabasının yurt dışına kaçırılması için yardım istediğini söylediği aktarılıyor.
Yine burada örgütün sözde güncel KCK yürütme konseyi üyeliğini yürüten Zübeyir Aydar ile görüntülü konuşması sırasında Kavak'ın, Özer'i "Değerli bir dostumdur, bizdendir. Aktif bir şekilde çalışmalarımızı yürütmektedir." şeklinde tanıttığını dile getirdiği bildiriliyor.
Kavak'ın, görüntülü görüşmeden sonra Özer'e kırsal faaliyetlere katılacak hücre evlerinde bulunan gençlerin maddi ihtiyaçları olduğunu söyleyip, para talep ettiği, şüpheli Özer'in de iş insanı tanıdıklarının olduğunu ve kendisinin de buna katkı sunacağını söylediği gizli tanığın ifadesinde yer alıyor.
Özer'in, birkaç gün sonra Kavak'ın evine gelerek, yüklü miktarda parayı kendisine teslim ettiğini belirten gizli tanık, ifadesinde kendisinin yaklaşık 5 yıllık asgari ücrete denk gelen parayı bizzat sayanlardan biri olduğunu anlattı.
Gizli tanığın ifadesinde, bu parayla Lice, Van ve Mardin Nusaybin üzerinden ayrı ayrı olmak üzere 10'a yakın örgüt mensubunun kırsal alana gönderildiği, paranın bir kısmının ulaşım ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için örgüt mensuplarına verildiği kaydedildi.
Ahmet Özer'in PKK/KCK silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticileri tarafından açıklanan "kent uzlaşısı" stratejisi kapsamında mevcut siyasi konjonktürden de faydalanıp, gerçek siyasi görüş ve görüntüsünü gizlemek amacıyla batı illerindeki belediyelerden Esenyurt Belediyesine gönderilip, görevlendirildiğinin altı çizilen iddianamede, Özer'in siyasi tutum ve davranışlarının üst düzey örgüt yöneticilerinin talimatına göre şekillendiğine işaret edildi.
İddianamede yer alan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuna göre, Özer'in haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan işlem gören kişilere çeşitli miktarda para aldığı ve gönderdiğinin belirlendiği de kaydediliyor.
Raporda, Özer'in hesabına 29 Mart 2024'te karşı tarafı bilinmeyen ancak "efektif yatan Muhammed Sertaç Özçoban talimatla yatıran" işlem açıklamasıyla o dönemki kurla 1 milyon 289 bin 480 liralık giriş olduğu da belirtiliyor.
İddianamede, Özer'in silahlı terör örgütüyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz edecek şekilde organik bağ kurarak terör örgütü üyesi olduğu iddia edilerek, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
