Erzurum - Demirtaş:"Akp Kürdüne Kürtçe Serbest"
Darbeden Hesap Sormak İçin Koltuk Sevdasını Bırakmak Gerekir
DARBEDEN HESAP SORMAK İÇİN KOLTUK SEVDASINI BIRAKMAK GEREKİR
REFERANDUMU boykot mitinglerini Doğu'da sürdüren BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erzurum'un Hınıs ilçesinde halka hitap etti. 12 Aylül'de sandık başına gitmeyeceklerini belirten Demirtaş, "Üç kafadarın üç kağıdına fırsat vermeyeceğiz. AKP Kürdüyseniz Kürtçe serbest. Özgür kürtseniz Kürtçe yasak" dedi.
İlçe merkezinde BDP tarafından düzenlenen mitinge BDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan, Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, Muş Milletvekili Nuri Yaman ve ilçe belediye başkanları katıldı. Yaklaşık 600 kişinin katıldığı ve 'Biji Serok Apo', 'İmralıya bin selam', 'Ne evet ne hayır' sloganlarının atıldığı mitinge yaklaşık 600 kişiya hitap eden Genel Başkan Selahattin Demirtaş, 12 Eylül'de sandığa gitmeyeceklerini söyledi. Herkesi tekleştiren, inancı ve kültürü yasaklayan bir anayasanın Türkiye'nin Anayasası olamayacağını vurgulayan Demirtaş şunları söyledi.
"Bunun adı zulüm Anayasasıdır. Bu nedenle artık bu anayasa tümden değişsin istedik. Türkiye'de yaşayan herkes kendini görsün ve işte bu Anayasa 'benim Anayasam' desin. Yeni Anayasa böyle yapılırsa Türkiye gerçek Anayasası'na kavuşur dedik. Fakat tüm taleplerimizi iletmemize rağmen AKP, 'BDP'nin taleplerini tartışmayız' dedi. Bakın dedik Anayasa da sadece bir ana dil vardır deniliyor. Türkçe haricinde öğretim yapılamaz. Bu yanlış dedik ve Türkiye'de Kürtçe konuşan 15 milyon Kürt var ve onlar da kendi ana dilinde öğrenim yapabilsin dedik. Fakat AKP 'bizim kırmızı çizgimiz var tartışmayız' dediler. Elbette Türkiye'de Kürtler, Çerkezler, Lazlar var. Herkesi Türk olarak tanımlarsan, bu Anayasa Kürtleri kapsamaz ve gelin dedik herkesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tanımlayalım. AKP bunun için de 'bizim kırmızı çizgimiz var' dediler. Kardeşlikten söz edenler bu ülkede yaşayan herkes eşittir diyenler bu halkı inkar etmeye devam ederseler Kürtler de bu Anayasayı tanımayacak. Tayip Erdoğan ve etrafındaki ekip sadece ve sadece koltuk derdine düşmüş. Eğer özgürlük istiyorsalar herkes kendi diliyle inancıyla yaşasın istiyorsalar bunun için cesur olmak gerekir. Cesaretin varsa bedel ödemeyi göze alırsan seni engellemeye çalışan ırkçılıkla, gericikle, faşizmle mücadeleyi kendin açısından borç biliyorsan haklıysan mutlaka kazanacaksın bunun başka yolu yok. Tayyip Erdoğan'da eksik olan bu. Erdoğan kendi iradesini teslim etmiştir. Kenan Evren'den hesap soracağız diyorlar. Kenan Evren'den önce 28 Şubatın hesabını sor. Senin o zamanki lidere darbe yapılınca niye darbe karşıtı olmadın şimdi darbe karşıtı oluyorsun. Herkes biliyor ki Tayyip Erdoğan darbenin doğurduğu büyüttüğü bir kişidir. Darbe geleneğinden gelenler AKP'yi büyütüp, büyütüp bu aşamaya getirdiler. Dolmabahçe'de Büyükanıt ile neyin mutabakatını sağladın. Orada da e muhtırayı gerçekleştirip iktidara taşıdın partini. Bugün meydanlara çıkmış darbecilerden hesap soracağız diyor. Darbeden hesap sormak için koltuk sevdasını bırakmak gerekir."
Türkiye'de bugün AKP Kürdüyseniz Kürtçenin serbest, özgür Kürt'seniz Kürtçe'nin yasak olduğunu hatırlatan Selahattin Demirtaş, Van Valiliği ile Belediyesi'nin davetiye olayına değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Van Valiliği geçen ay festival düzenledi. Bastırdığı davetiyede yasak olan q ve w harfini kullandı. AKP milletvekilleri davetiyeleri mecliste elden ele dağıttılar. Ama Belediyenin aynı şekilde bastırdığı davetiyeyi Van Valiliği yasakladı. Yani Kürde Kürtçe yasak. Devlete serbest. Bu nasıl özgürlük AKP'nin Kürdü olmuşsan serbest ama özgür Kürt olacam diyorsan Kürtçe yasak. 12 Eylül propagandasını açığa çıkardı şimdi biz bu zihniyete karşı sandığa gitmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Bir ülkenin kardeşlik içerisinde yaşayabilmemiz için herkesin saygı görmesi gerekir dili, inancı ne olursa olsun. Başörtüsü kullanmak istiyorsa özgürce başını kapatması gerekiyor. Kürt Kürtçe konuşmak istiyorsa Kürtçeyi rahatça konuşması gerekir. Saygı nereden başlar anayasadan başlar. Anayasa'da bu saygı yoksa toplumda huzur olmaz, toplumsal barış olmaz. T. C. 80 yıldır Kürtlerle bağ kuramamıştır, Alevilerle bağ kuramamıştır, inançlı Müslümanlarla bağ kuramamıştır. Yüzde 80'in, 90'ını oluşturan bu nüfus T.C. Anayasası tarafından tanınmıyor, kabul görmüyor yeni Anayasa olmadığı sürece Türkiye'de Kürtçe sorunu başörtüsü alevi sorunu çözülmeyecek. Bütün bu sorunlarını çözümü yeni anayasada çözüm fırsatı yakalamış olacağız. Burada Kürt halkı mülteci değil, sürgün değil, binlerce yıllık anasının, dedesinin topraklarıdır. Bu nedenle kendi ana vatanında kendi topraklarında kendi ana dilini sınırsız bir şekilde, özgürce okulda, vergi dairesinde, belediyede sağlık ocağında, çarşıda, her yerde sınırsız özgürce kullanma hakkı elde edene kadar bu zihniyeti protesto etmeye devam edeceğiz. Bu bütün bölgenin en etkili tavrı olacak. Yüksek Seçim Kurulu özellikle bu bölgedeki sandıkları büyük yapmasına gerek yok. Çünkü kimse içine oy atmayacak. Boşuna devletin parasını israf etmeyin büyük sandıklar yapmayın küçük kumbaralar gönderin. O gün inşallah sandık görevlileri sandık başındaki memurları da yorulmayacak. Çünkü sandıkları açtıklarında içinde sayacak oy bulamayacaklar. Kürtlere hakaret eden Cemil Çiçek'in de, Kürşat Tüzmen'in de aklı başına gelecek."
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve beraberindekiler karayoluyla Muş'a hareket etti.