Erzurum'daki "Daeş, El Kaide, El Nusra" Davası
Erzurum'da, terör örgütleri DAEŞ, El Kaide ve El Nusra'ya üye oldukları iddiasıyla haklarında 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle dava açılan 10'u tutuklu 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Erzurum'da, terör örgütleri DAEŞ, El Kaide ve El Nusra'ya üye oldukları iddiasıyla haklarında 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle dava açılan 10'u tutuklu 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Rıfat Esen, Abdulkadir Şimşek, Emrah ve Adem Araci, Yunus Dinçkan, Kubilay Erçel, Yahya Demir, tutuksuz sanıklar Fuat Karademir, Orhan Polat, Muhammed İşler, Mustafa Nurullah Çekiç, Murat Akkuş, Ahmet Çelebi, Ethem Karabulut, Alibey Tursun ile önceki celsede tutuklu olmalarına karşın duruşma arasında tahliye edilen Muhammed Emre Eser, Ercan Boztaş ve avukatları katıldı. Tutuksuz sanıklardan Abdullah Demircan ve Samet Çanğa ise celsede yer almadı.
Sanık Ethem Karabulut, dava dosyasında yer alan ve bir topluluğa karşı yaptığı konuşmaya ilişkin savunmasında, 2003 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığında vaiz olarak 2003'te görev yaptığını, bunun dışında düğünlere ve sempozyumlara çağrıldığını belirterek, "Bu gittiğimde bir düğündü. Düğün sırasında sohbetimi yaptım. Bu rutin olarak yapmış olduğum bir uygulamaydı." dedi.
Bu olayın 2012 yılının sonlarına doğru olduğunu belirten Karabulut, şunları kaydetti:
"Bana söylenen şey, siyah zemin üzerine yazılı bir poster olduğuydu. Bana orada ne işin vardı diye soruldu. Bu tarihte de böyle bir örgüt mevcut değildi. Ben zaten vaaz verdikten sonra oradan ayrıldım. Biz normalde resmi olarak çağrıldığımız derneklere gideriz. Derneğin sohbetine gelen arkadaşlar düğün sohbeti olduğunu söylediler ve vaaz verip veremeyeceğimi sordular. Bu rutin olarak yapmış olduğum bir uygulamadır. Piyes ve tiyatro oynanırken oradaydım ancak düğünün nasıl olacağı husunda bilgim yoktu. Uygulamadan sonra dağılıp gittik. Orada vermiş olduğum vaazın içeriğinde bir sıkıntı yoktur. Orada benim iradem dışında yapılan bir uygulamada benim bir suçum yoktur."
Sanık Yunus Dinçkan ise ilahiyat fakültesi öğrencisi olduğunu, 8 aya yakın tutuklu olmasına karşın suçunun ne olduğunu bilmediğini savundu.
İddianamede 3 örgütten bahsedildiğini belirten Dinçkan, şunları söyledi:
"Bu örgütler kendileriyle çatışan örgütlerdir ve ben bu örgütlere üye olmaktan suçlanıyorum. Diğer tutuklu sanıklara nazaran tutuklu kalmama neden olacak bir delil de yok. Suçum olmadan ceza çekiyorum gibi anlamaya başladım. Terör örgütleriyle ilişkim yoktur. Alanım ile ilgili olduğu için toplumda konferanslar ve sohbetler olur. Ben bunlara giderim, zaten benim alanımla ilgili şeyler. Suç olduğunu bilseydim katılmazdım. Fakültemde yüzlerce arkadaşım var, onlar da aynı şeyleri yapıyorlar ancak terörist diye itham edilmiyorlar. Benim terörist sıfatıyla itham edilmem rahatsız etmektedir. Tahliyemi talep ediyorum."
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıklar Ahmet Çelebi, Ercan Boztaş ve Orhan Polat'ın imza yükümlülüklerinin kaldırılarak yurt dışına çıkış yasağı getirilmesine, oturumlara katılmadığı için henüz ifadesi alınamayan sanık Abdullah Demircan'ın bir sonraki celseye zorla getirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Erzurum merkezli olarak terör örgütleri DAEŞ, El Kaide ve El Nusra'ya yönelik operasyonda, gözaltına alınan 19 kişiden 10'u tutuklanmıştı. "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan haklarında dava açılan sanıkların 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.