Erzurum'da Fetö'nün "Usulsüzlük" Davası
Erzurum'da, Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) üzerinden pansiyon yapılması amacıyla alınan devlet hibe desteğinin usulsüz onaylandığı, desteğin amacı doğrultusunda kullanılmadığı ve "Doğu Anadolu'nun En Büyük Pansiyon Projesi" adı altında ajansa başvurulan projenin başarılı...
Erzurum'da, Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) üzerinden pansiyon yapılması amacıyla alınan devlet hibe desteğinin usulsüz onaylandığı, desteğin amacı doğrultusunda kullanılmadığı ve "Doğu Anadolu'nun En Büyük Pansiyon Projesi" adı altında ajansa başvurulan projenin başarılı bulunup sözleşme imzalanarak hibe alınması iddiasıyla 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması gerçekleştirildi.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ildeki mütevelli heyetinden olduğu iddia edilen Hasan Özdemir, Kenan Duman, Mustafa Bastem, Rıdvan Balcı ve eski KUDAKA Genel Sekreteri Talha Bekir Özmen, tutuksuz sanıklar Fatih Kantar, Hamza İncesu ve Musa Sönmez ile sanık avukatları katıldı.
Duruşmaya, Halil Şahin, Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi, Metin İskender Samsun E Tipi Kapalı Cezaevi ve Savaş Göksu da Van T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmasına geçildi.
Sanık Özdemir, savunmasında, hakkında ileri sürülen yurt dışı çıkışlarının ticari amaçlı olduğunu söyledi.
Kenya'dayken orada bulunan Türk okulunun yetkililerinin kendisini davet ettiğini belirten Özdemir, "Bu amaçla bu okullara gittim. Ziyaretimde başka bir amacım yoktur." dedi.
Söz konusu dernekle ilgili iş dışında faaliyetlerinin olmadığını ve dernekte terör örgütü faaliyeti kapsamında bir şey görmediğini öne süren Özdemir, şunları kaydetti:
"Bank Asyayla ilgili olarak 17-25 Aralık sürecinden sonra özel bir amaçlı para yatırmam olmamıştır. Ticaret yaptığımız için bu ve diğer bankalarla çalışmışımdır. Danişment Kültür Vakfına 324 bin lira para yatırılmasıyla ilgili olarak, vakfın bankadan aldığı krediyi banka önceden istemesi üzerine vakıf üyeleri olarak üzerime düşen parayı ödedik. KUDAKA ile ilgili proje konusunda Akif Eğitim Şirketi yöneticileri olarak pansiyon ihalesinden faydalanmak için karar aldık. Yetkili kişi aracılığıyla başvuru gerçekleşti. İddianamede belirtildiği gibi 4 blok olarak değil 384 yataklı pansiyon şeklinde başvuru yapıldı."
Metin İskender de hakkında ByLock kaydının çıkmasına yönelik belirtilen numaranın kendisine ait olduğunu ancak cihazların email adreslerinin kullandığı telefonla uyuşmadığını ve programı kullanmadığını savundu. Sanık İskender, "KUDAKA ile ilgili pansiyon projesinin ön aşamasında bulundum. Ancak projenin onaylanmasından önce şirketten ayrılmıştım. Bu nedenle projenin onaylanması ve sonrasındaki süreçte bulunmadım." ifadelerini kullandı.
Sanık Bastem ise iddianamede belirtilen Bank Asya ile ilişkisinin sahibi olduğu eczanenin işlemlerinden kaynaklandığını ve bir amaç doğrultusunda para yatırmadığını iddia etti.
KUDAKA projesiyle ilgili olarak Bastem, şu bilgileri verdi:
"Akif Eğitim Şirketinde bir dönem imza yetkim vardı. Aynı yetki 4-5 arkadaşta da bulunmaktaydı. Şirketin almış olduğu kararlara ilişkin kararların uygulanması çalışanlar tarafından yerine getirilmekteydi. Bu kapsamda projenin işlemleri Savaş Göksu ve bir dönem de Metin İskender tarafından yerine getirilmiştir. Projenin uygulanmasındaki aşamada aksaklıklardan dolayı proje sonuçlanamamıştır. Ancak yasal işlemleri devam etmiştir."
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının tamamlanması ve eksik evrakların tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.
İddianame
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, KUDAKA üzerinden pansiyon yapılması amacıyla alınan devlet hibe desteğinin usulsüz olarak onaylandığı, desteğin amacı doğrultusunda kullanılmadığı, Akif Eğitim Şirketinin "Doğu Anadolu'nun En Büyük Pansiyon Projesi" adı altında KUDAKA'ya başvurduğu, projenin başarılı bulunarak sözleşme imzalandığı ve toplamda ajanstan 288 bin 741 lira hibe verildiği belirtiliyor.
Usulsüzlük ve projeye aykırılık tespit edilmesine rağmen gereğinin yapılmadığının tespit edildiği bilgisinin paylaşıldığı iddianamede, Akif Eğitim Şirket yetkililerinin, FETÖ/PDY'ye haksız ekonomik çıkar elde etmek için, pansiyon projesinden aldıkları devlet hibesini usulsüz kullanarak ve aynı zamanda bu destekle yurt açarak ekstra kazanç elde ettikleri, usulsüzlüğün tespit edilerek raporlanmasına rağmen, bu konuda gerekli işlemleri yaptırmayan ve işlem yapılmamasına göz yuman KUDAKA görevlilerinin FETÖ/PDY'nin usulsüz devlet hibesi almasını sağlamaları nedeniyle sorumluluklarının bulunduğunun anlaşıldığı kaydediliyor.
İddianamede, sanıklardan Kantar ve İncesu'nun "silahlı terör örgütüne üye olmak"tan 7,5 yıldan 15 yıla, Özmen'in "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık yapma" ile "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçlarından 17 yıldan 29,5 yıla, Sönmez'in "silahlı terör örgütüne yardım ve terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet" suçlarından 12,5 yıldan 25 yıla, diğer sanıkların ise "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 9,5 yıldan 22 yıla kadar hapsi isteniyor.