Erzurum-Bakanlar Çelik Ve Akdağ İle Diyanet İşleri Başkanı Kürekle Harç Koydu

ERZURUM'DA MÜFTÜLÜK BİNASININ TEMELİ DUALARLA ATILDI

Erzurum'da Mütfülük hizmet binasının temeli, Kuran-ı Kerim okunarak ve dualarla atıldı. Müftülüğün temeline Devlet Bakanı Faruk Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, kürekle harç koydu. Diyanet İşleri Başkanlığı Kanunu'nun Meclis'ten çıktığını belirten Devlet Bakanı Çelik, Diyanet'in şimdiye kadar üvey evlat muamelesi gördüğünü bildirdi.

TRT Kavşağı'ndaki Dr. Refik Saydam Caddesi'nde 4 katlı, 8 bin metrekare alan üzerine kurulacak çok amaçlı Müftülük binasının temel atma töreninden önce İl Müftü Yardımcısı Osman Yazıcı Kuran-ı Kerim okudu, sonra dua ettirdi. Duların ardından Devlet Bakanı Faruk Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr., Ali Bardakoğlu hazırlanan temele giderek kürekle harç attı. Yaklaşık 5 milyon liraya mal olacak Müftülük binasının temel atma töreninde Vali Sebahattin Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Parti'li Ahmet Küçükler, AK Parti Erzurum milletvekilleri Fazilet Dağcı Çığlık, Muhyettin Aksak, İbrahim Kavaz, Sadettin Aydın da hazır bulundu.

Açılışta, teşkilatla ilgili kanun tasarısının TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini anımsatan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılan eski Çocuk Hastanesi'nin yerinde yaptırılacak Müftülük binasının temel atma töreninde konuştu. Bardakoğlu, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kanunu'nun ilk günü. Güzel bir buluşma. Dün akşam teşkilat yasası Meclis'te bütün siyasi partilerin ortak çabası ve ortak kararı ile kabul edildi. Bugün yeni bir güne başladık. İnanyorum ki yüz bini aşkın Diyanet personelimizin hizmet aşkını heyecanını çok ileriye taşıyacaktır" dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise Müftülük binasının yapımı için Başbakan'ın talimat verdiğini belirterek, inşaatın kısa sürede bitirilmesini istedi.

Devlet Bakanı Faruk Çelik de 17 bin 541 yeni kadroyu Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayırdıklarını, 14 binini en kısa süre içerisinde dolduracaklarını bildirdi. Şimdiye kadar başkanlığın teşkilat yasası olmadığını, üvey evlat muamelesi gördüğünü kaydeden Bakan Çelik, teşkilat mensuplarının yargı önünde eşit olmayan muamelelerle karşı karşıya kaldıklarını ileri sürdü. Öğretmenlerin okullarda hazırlık ödeneği alırlarken aynı hizmeti gören Kuran kursu görevlilerinin bundan yararlanmadığına işaret eden Bakan Çelik, şunları söyledi:

"Bakınız bu coğrafyada her doğan yavru kulaklarını dünyaya ezan sesiyle açar. Bir haftalık olunca 'Osman, Ali, Ayşe, Fatma' diye kendisine isim verilir. Bebeklikte 'hu hu bir Allah sen iyilik ver Allah. Sen iyilik verirsen yavrum büyür inşallah' ninnileriyle büyütülür. 3- 5 yaşına gelince tekbirlerle sünnet ettirilir ve askerlik çağına gelince 'haydi oğlum haydi git ya gazi ol ya şehit' diye uğurlanır. Olgunlaşınca 'Şu dağların üstündeki kar, ot değil. Onlar dedenin saçları' Topraktan çıkan filizleri sakın ot olarak görme diyebilir. Onlar dedenizin saçlarıdır. Şehit kanıyla sulanmış bir coğrafyanın çocukları olduğumuzu bilir. İşte böyle yetişmiş ve üç kıtada hüküm sürmüş bir ecdadın torunları. Bugün hangi noktada gençliğimiz? Buna bakmamız gerekiyor. Her görevlinin mahallesinde, köyünde gençliğin kötü alışkanlıklara düşmemesi, haktan hakikatten ayrılmaması konusunda büyük bir çaba içerisinde olması gerekiyor. Yoksa bu fiziki binaları yapmak, bu binaları en modern şekilde donatmak çözüm değildir. Asıl olan neslimizin geleceğidir. Gerçekten de bu büyük ecdada yaraşır bir neslin tekrar fışkırması için el birliği, gönül birliği yapıp, birlik bütünlük içerisinde geleceğin Türkiye'sini hazırlamaktır."