Erzincan - Öldürülen Zabıt Katibi Şenay İçin Yürüdüler
Öldürülen zabıt katibi Şenay için yürüdüler ERZİNCAN Kadın Dayanışma Platformu üyeleri, eski hükümlü Cihan B. tarafından bıçaklanarak öldürülen kadın zabıt katibi Şenay Akdemir'in ardından kadın cinayetlerine dikkat çekmek için yürüdüler.
Öldürülen zabıt katibi Şenay için yürüdüler
ERZİNCAN Kadın Dayanışma Platformu üyeleri, eski hükümlü Cihan B. tarafından bıçaklanarak öldürülen kadın zabıt katibi Şenay Akdemir'in ardından kadın cinayetlerine dikkat çekmek için yürüdüler.
Erzincan Kadın Dayanışma Platformuna bağlı yaklaşık 30 kadın döviz, pankartlar eşliğinde 13 Şubat Caddesinden Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü. Geçen 11 Aralık günü bıçaklanarak öldürülen kadın zabıt katibi, iki çocuk annesi Şenay Akdemir olayının ardından kadın cinayetlerine dikkat çekmek isteyenlerle birlikte Şenay Akdemir'in annesi Yadigar Akdemir ve ablası Hüsniye Ağgöç de katıldı. Cumhuriyet Meydanı'nda Şenay Akdemir ve öldürülen kadınlar için mum yakıldı.
Platform adına bir açıklama yapan Zülfiye Erdoğan Öztürk, erkek şiddetinin Şenay'ın yaşam hakkını elinden aldığını bildirdi. Erzincan'da şimdiye kadar 3 kadın cinayeti işlendiğine dikkati çeken Öztürk, şunları söyledi: "Şenay'ın hayatı bazı medya ve sosyal medyada didiklenirken, katilin kimliği gizli tutularak sadece adının baş harfleri ile zikredilmesi erkek dayanışmasının bariz bir örneği olarak karşımıza çıktı. Mevcut yasaları işler hale koymak yerine 'Tutkulu bir aşk ile sevgi indirimi', 'Ağır tahrik indirimi', 'Saygınlık', 'İyi hal', 'Kravat takma,' 'Düzgün giyinme? gibi nedenlerle çok absürt gerekçelerle mahkemelerde katiler hakkında indirimler yapılmaktadır. Mahkemeler bu indirimleri ile erkekleri korurken, kadınların hayatlarını irdeleyerek, erkek şiddetini 'Makbul kadın', 'Makbul olmayan kadın' sınıflandırması adı altında değerlendirmektedir. Kadın ister katledilsin, isterse hayatını savunmak için öldürsün, hep suçludur. Hayatımız hep erkek şiddeti ile mücadele etmekle geçse de kadınlar erkek şiddetine isyan ediyor.ö
Şenay Akdemir'in ablası Hüsniye Ağgöç'te adalete güvendiğini dile getirirken, annesi Yadigar Akdemir ise konuşmak yerine ağılamakla yetindi. Yürüyüş, sessiz biçimde sonlandırıldı.