Ermeni Meselesinde Vatikan'dan Destek Beklentisi
Dışişleri Bakanlığı'nın yaz kararnamesiyle Türkiye'nin Vatikan Büyükelçiliği'ne atanan Mehmet Paçacı, Papa Francesco'ya güven mektubunu sunarak görevine başladı.
Dışişleri Bakanlığı'nın yaz kararnamesiyle Türkiye'nin Vatikan Büyükelçiliği'ne atanan Mehmet Paçacı, Papa Francesco'ya güven mektubunu sunarak görevine başladı.
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Francesco, Prof.Dr. Mehmet Paçacı, eşi Meryem Paçacı ve oğlu Mustafa Paçacı'yı dün Apostolik Saray'da kabul etti. Paçacı, İtalya topraklarında yer alan ancak, devlet statüsü bulunan Vatikan nezdindeki görevine başlayabilmek için Papa'ya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan itimatnamesini (güven mektubu) takdim etti. Paçacı daha sonra, Papa ile görüşmesi ve ruhani liderin 28-30 Kasım tarihleri arasında Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyareti Türk basın mensuplarına değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iyi dilekleri ve selamlarını Papa'ya ilettiklerini söyleyen Misyon Şefi, bu vasıtasıyla Vatikan'ın, Türkiye ziyaretine verdiği önemi görmüş olduklarını da belirtti. Paçacı, dünya ve özellikle bölgenin içinde bulunduğu sıkıntılı bir dönemde gerçekleşecek olması ve olumlu mesajlar verilmesinin, bu sıkıntıların giderilmesi, şiddetin durması ve barışın bölgeye hakim olması konusunda önemli mesajların verileceği bir fırsat olarak bu ziyaretin ortaya çıktığının da önemini vurguladı. Paçacı. "İki taraf da özen ve titizlikle ziyaret programını çalışıyor ve güzel bir şekilde gerçekleşmesi için gayret ediliyor" derken söz konusu ziyaret ile dünya barışına katkı sağlanacağını vurguladı. Paçacı ayrıca, Hattat Ahmet Zeki Yavaş'ın icra ettiği, üzerinde daha çok tasavvuf erbabının kullandığı "Sevgi, soylu insanların bir özelliğidir" ifadelerinin yer aldığı bir tabloyu da Papa'ya hediye etti. Bunu kendisinin seçtiğini söyleyen Paçacı, şöyle devam etti:
"Papa'nın Cizvit olması ve adını aldığı Asisili Francesco'nun mistik bir tarafı olması nedeniyle bu hediye uygun olur diye düşündüm."
Paçacı'ya, Almanya'daki Regensburg Üniversitesi'nde, İslam dini hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle tepki çeken ve bundan kısa süre sonra Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştiren Emerit Papa 16'ncı Benediktus için bu ülkede alınan olağanüstü güvenlik tedbirlerinin, Papa Francesco için de uygulanıp uygulanmayacağı soruldu. Papa'nın güvenliği konusunda bir endişe olmadığını belirten Büyükelçi, şunları söyledi:
"Tabii Benediktus'un Regensburg konuşması çok talihsizdi ve onun tepkisel dalgaları geliyordu o dönem. O konuşma, bir yerden bakılarak yapılmış bir konuşmaydı. Akademisyenlerde 'Benim için doğru bu ve ben bunu her yerde söylerim' tavrı vardır. Bu şekilde bir konuşma mıydı yoksa arka planında başka bir şey mi vardı onu bilmiyoruz tabii. Katolik din adamı arkadaşlarım da rahatsız olmuştu o konuşmadan. Maddi olarak hatalar vardı."
Ermeni meselesine ilişkin Vatikan'ın duruşunu da değerlendirmesi istenen Paçacı, "Papa sürekli olarak diyalog, barıştan söz ediyor ve bunu çok güçlü bir şekilde savunuyor. Türkiye'nin pozisyonu da şu anda esasında Ermeni tarafıyla diyaloga girmek, konuşmaya başlamak istiyor. Türkiye'nin bu tavrının, seküler, hem de Vatikan gibi dini otoritelerce destekleneceğini düşünüyoruz, en azından bu beklenmeli diye düşünülebilir. Dünyada diyalogu savunan çevreler, Türkiye'nin bu tavrını desteklemeli" ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki Katolik cemaatinin malvarlığıyla ilgili Kutsal Makam'ın taleplerine ilişkin de açıklamalarda bulunan Büyükelçi Paçacı, "Bu talep, Vatikan'ın kendi devlet yapılanmasından ileri geliyor. Türkiye'nin de bunu reddetmesi değil de karşılayamaması gibi bir durum söz konusu. Karşılayamaması da onun kendi devlet yapısından kaynaklanan bir durum. Burada asimetrik bir durum söz konusu" diye konuştu.
Türkiye'nin, diğer cemaatlerin mülklerinin iadesini gerçekleştirdiğini hatırlatan Paçacı, "Türkiye'de, demokratikleşme, hakların, özgürlüklerin verilmesine bunları da katmak lazım. Türkiye, bu vakıf mallarının iadesini bir kerede yaptı. Yani hiç ikiletmeden, cemaati bile olmayan kiliselerin vakıflarını kendilerine iade etti" dedi.
Paçacı, tüm bu gelişmelerin ise dünyada yankı uyandırmadığına işaret ederek, "Dünyadaki konjonktüre denk düşerse konu olabiliyor, ama bunlar daha önceden yapılmamış şeyler ve bunu da hakkaniyet açısından görmek gerekli diye düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin güçlü bir din eğitimi ile Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumu olduğunu dile getiren Paçacı, Bu da, radikal bir takım anlayışların Türkiye'de yer bulamamasının en önemli faktörü dedi. Paçacı, "Bölgedeki Hıristiyanların durumuna ilişkin Vatikan'ın Türkiye'den özel bir beklentisi olabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Türkiye zaten herkese kucak açmış durumda. Mesela Cumhurbaşkanımız geçen gün Ezidilerle görüştü. Suriye'den gelen çok sayıda Kerdani, Süryani ve birçok cemaatten insan var. Kimisi bunların başka ülkelere geçiş yapıyorlar, ama sonuçta bunlar Türkiye'ye geliyor ve burası bir sığınak olarak görülüyor. Bu görülmeli." - Roma