Haberler
Ankara'da FETÖ operasyonu! 7'si aktif görevde 35 Emniyet mensubu için gözaltı kararı

Ankara'da operasyon! Çok sayıda emniyet mensubu için gözaltı kararı

Kayapınar Belediye Başkanı Cengiz Dündar gözaltında

Belediye başkanı terör soruşturmasında gözaltına alındı

50 ülkeden İsrail'i yıkacak bir hamle daha: Tasarı resmen kabul edildi

50 ülkenin "Evet" dediği İsrail karşıtı karara 4 liderden "ret" oyu

Kilisedeki yoga seansı Süryanileri küplere bindirdi

Türkiye'de çekilen fotoğraf Süryanileri küplere bindirdi

Ermenek Maden Faciası Davasında, Ölen Madenci Eşi: "Bu Çocuğu Babasız Bıraktınız" (2)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Özbey: SONDAJLA ÇALIŞILIP, ÇALIŞILMADIĞINI BİLMİYORUM Sanıklardan ilk olarak maden bölgesinin ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey'in ifadesi alındı.

Özbey: SONDAJLA ÇALIŞILIP, ÇALIŞILMADIĞINI BİLMİYORUM

Sanıklardan ilk olarak maden bölgesinin ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey'in ifadesi alındı. Ruhsat sahibi şirketin yöneticisi olduğunu ve şirketin 30 yıldır faaliyette bulunduğunu belirten Özbey, ocakları rödovansçı şirketlerin işlettiğini, maden konusunda uzman görevlilerin bulunduğunu ve mühendislerin görevlerini layıkıyla yaptığını kaydetti.

Eski ocakla ilgili üretim haritası konusunda bilgisi olmadığını belirten Özbey, "O zaman ben yoktum. Bilgim de yok. Benim olmadığım yıllarda Cenne'de var olan bilgiler, Saffat Uyar'ın (Has Şekerler Madencilik sahibi) kendisinde var. Çizilen haritanın nüshası kendilerinde var. Haritayı da kendileri çiziyor zaten. Biz çalışıla gelmiş bir şirketin yönetimini devraldık. Saha teslimi 1998-1999 yılları arasında olmuştur. Sondaj konusunda da, sondaj makinasıyla çalışıp çalışmadığından bilgim yok" dedi.

"YERALTI SİGORTASI YOK"

Şirketin yeraltı sigortasının olmadığını belirten Özbey, rödovansçı firmayla bir şey alıp vermediklerini ifade ederken şöyle konuştu:

"Şirketin yeraltı sigortası bile yok. Bu cihazı alsa nasıl kullanacak. Bunlardan sorumlu olan rödovansçı şirkettir, işleyiş bu şekilde. Benim zaten 9 çalışanım var. Şirket olarak maden üretimi veya harita yapımı diye bir şey yok. Bunlar rödovansçı firmaya verilmiş."

"DEFALARCA ESKİ OCAĞI GİRİLMİŞ"

Özbey, maden ocağında daha önce de böyle bir kazanın olduğunu dile getirerek, savunmasını şöyle sürdürdü:

"O kaza nedeniyle ocak 20 gün kapalı kalmış. Bunlardan hiç bizim haberimiz yok. Böyle bir kazayı haber vermeyen ocak yönetimi, tatile denk gelseydi yine haber vermeyecekmiş. Ölüm olayı olmasa yine haber vermeyecekmiş. Rödovanscı şirketler 10 yıllık proje yaparlar. MİGEM'e verirler. Defalarca eski üretime girilmiştir. Bir tane tutanak yok. Daimi nezaretçi defteri yok. Bize bildirdikleri hiç bir şey yok. Bize söyleselerdi böyle bir şey olmazdı. Mühendislerin hiç bir şeyden haberi yok. Ama işçilerin haberi var. İşçilerin anlattığı ifadelerden biliyoruz. İşçilerin ifadelerinde anlatıldığı üzere eski çalışmalara yaklaşmama sınırı 25 metre, biz 60 metre demişiz."

Özbey, daha önce Polonyalı bir firmayla emniyetle çalışma ile ilgli proje yaptıklarını tahliye istasyonunu kurduklarını belirtti.

"BENİM KUSURUM BULUNMAMAKTADIR"

Maden ocağındaki aksaklık ve eksikliklerle ilgili kendisine hiç bir şeyin bildirilmediğini öne süren Özbey, "Aksaklıklarla alakalı bana hiçbir şey söylenmedi ve benim bu olayda hiç kusurum bulunmamaktadır" diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Mustafa Başarı, Özbey'e, savcılıkta verdiği ifadede bütün eski haritaları çakıştırıp oradaki bütün firmalara verdiğini ve bu konuda tanıkları olduğunu söylediğini, tanıkların ise böyle bir haritadan haberi olmadığını söylediklerini belirterek çelişkiyi sordu.  Özbey de, "Olaydan sonra harita çakıştırdık. Olayın nasıl olduğunu belirlemek için. Ben sondaj makinasının olmadığını MİGEM'in teftiş raporunda öğrendim" dedi. Mahkeme Başkanı, "Tanıklar senin de bulunduğun bir toplantıda sondaj makinası alınmasıyla lgili rödovansçı firmayla görüştüğün söylüyor?" sorusu üzerine Özbey, "Ben orada bulunmadım, toplantıda yoktum" diye karşılık verdi.

HARİTA YOK

Mahkeme Başkanı Başarı, "Bazı mühendisler, sizin arşivlerinizde eski haritaların bulunmadığını belirtti, neden bulunmuyor?" dedi. Özbey de, "Eski yönetici amcamlardan istedik. Norter vasıtasıyla istedik" diye yanıt verdi. Başkan Başarı'nın "Ama harita yok. Senin amcan gidip sormadın mı, bu haritalar nerede demedin mi?" sözleri üzerine

Özbey de "İstedik ama alamadık" dedi.

Bu arada şikayetçi avukatlarından Tarık Taşcı, söz alıp, "Sanık ifadesinde ben 90'lı yıllarda İstanbul'da öğrenciydim diyor. O bölgeyi bilmem diyor. Ama savcılıktaki ifadesinde 'Ben de bilirim, Saffet de bilir diyor. Ben vicdanen rahatsız oldum, uyardım sondaj makinası için' diyor" dedi.

"GÖRMEDİM, BİLMİYORUM"

Başkan Başarı tekrar üretim haritasıyla ilgili soru yönelterek, "Sen ifadende bu firmaların üst üste çalıştığını bilirim demişsin" dedi. Özbey, "Rödovanscı firmalar bu haritaları yapıyor. MİGEM'e veriyor. Konum olarak biliyorum ama yeraltını bilmiyorum. Konum olarak eski maden ocağının bölgesinde çalışıldığını biliyorum ama haritalarını görmedim, bilmiyorum" diye yanıt verdi.

Cumhuriyet Savcısı, işletme müdürü Mehmet Zeybek'in kendisine sormadan harcama yapıp, yapamayacağını ve bazı maden malzemeleriyle ilgili faturaların bulunduğunu sorması üzerine Özbey, "Ben proforma faturalarını görmedim, duymadım. 30 yıldır hiç bir maden makinesi alınmadı. Bu haritaları kimse benden istemedi. Suç gelin olmuş, ama alan yok. Hepsi bizim üstümüze geliyor. Bana bildirilen bir eksiklik olmadı" dedi.

Özbey'in ifadesinin sonlarına doğru gülümseyerek konuşması, duruşmayı izleyen madenci ailelerin tepkisine neden oldu. Özbey, sondaj makinesinin havzadaki Özkar Madencilik'e alındığını, bunu da çalışılmayan bölgelerde çalışmak, işlenmeyen yerleri tespit etmek için alındığını belirtti.

Söz alan bir şikayetçi avukatı, bir sonraki celsede şehir dışında olan ve tutuksuz yargılanan diğer sanıklarında talimatla ifadesi alınması dışında mahkemeye getirilmesini ve aralarında çelişkinin görülmesini talep etti.

KAZA GÜNÜ UÇAK BİLETİ ALDIK

Tekrar söz alan Abdullah Özbey, kazadan kısa süre ince İstanbul Teknik Üniversitesi'den hocalarla görüştüklerini sahada araştırma yapmak istediklerini ifade ederken, "Ücretini yatırdık. Kaza günü uçak biletleri bile alınmıştı, geleceklerdi" iddiasında bulundu.

Cumhuriyet Savcısı, Has Şekerler'in, eski haritaları isteyip istemediğini ve Saffet Uyar ile aralarında sondaj makinesiyle ilgili konuşmanın geçip geçmediğini sordu. Özbey de, Has Şekerler'in kendilerinde eski harita istemediğini ve sondaj makinasıyla ilgili de konuşma geçmediğini belirtti.

"UTANMADAN BAŞSAĞLI MI DİLİYORSUN?"

Duruşmada Abdullah Özbey'in ifadesinin ardından tutuklu olan Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar'ın ifadesine geçildi. Saffet Uyar, konuşmasına "Öncelikle bu kazada hayatını kaybeden kardeşlerime Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum"diye başladı.

Bunun üzerine duruşmayı izleyen madenci eşleri ve yakınları, Saffet Uyar'a, "Bir de utanmadan başsağlığımı diliyorsun"diyerek tepki gösterdi.

"BİZİM KOCALARIMIZI AÇ SUSUZ ÖLDÜRDÜN"

Bir madenci eşi Uyar'a çantasını fırlattı. Bir madenci eşi de, "Bizim kocalarımızı, aç susuz öldürdün, katil. Bir de utanmadan başsağlığı mi diliyorsun? Çocuklarımı yetim bıraktın sen" dedi.

Bu sırada fenalaşan madenci eşleri, salon dışına alınıp sağlık görevlileri tarafından müdahale edildi. Salondaki tutuklu 3 sanıkta salon dışına alındı.

Mahkeme Başkanı ise duruşmaya 10 dakika ara verdi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title