Erkeklerin Yeni Umudu Lazer Teknolojisinde Saklı
İyi huylu prostat büyümesi, 50 yaşındaki erkeklerin yüzde 50'sini, 80 yaşındaki erkeklerin ise yüzde 90'ını etkiliyor.
İyi huylu prostat büyümesi, 50 yaşındaki erkeklerin yüzde 50'sini, 80 yaşındaki erkeklerin ise yüzde 90'ını etkiliyor. Erkeklerde yaygın bir şekilde görülen bu rahatsızlığın tedavisinde ise, yeni yöntemler dikkat çekiyor.
Acıbadem Ankara Hastanesi Üroloji Kliniğinden alınan bilgiye göre, günümüzde özellikle lazer teknolojisinin cerrahide yaygın olarak kullanılması prostat cerrahisinde de bazı yenilikler meydana getirdi. Bu yeniliklerden sonuncusu ise, lazerle uygulanan (HOLEP) yöntemi.
İyi huylu prostat büyümesi, orta yaşını geçen her erkeğin kabusu. İlerleyen yaşla birlikte büyüyen prostat, idrar yapmayla ilgili çeşitli şikayetlere sebep oluyor. Erkeklerde bulunan ve mesane (idrar kesesi) çıkışına yerleşmiş bir organ olan prostatın normal ağırlığı aslında 20 gr. Ancak bu doku özellikle 40 yaşından sonra büyümeye başlıyor ve halk arasında iyi huylu prostat büyümesi (BPH) olarak bilinen bir hastalık sebebiyle 100 gr ve üzeri ağırlıklara ulaşabiliyor. Bu durumda çözüm ya ilaçla tedavi ya da cerrahi yöntemler... İlaçla fayda alınamayan ve tedaviye uygun olmayan kişilerde cerrahi yöntemlere başvuruluyor. Cerrahi yöntemler arasında son zamanlarda en sık, HOLEP denen lazerle prostatın tamamen çıkarıldığı yöntem tercih ediliyor. Böylece hastalığın bir daha tekrar etme riski en aza indirgeniyor.
TEDAVİ EDİLMEZSE BÖBREKLERİ ETKİLİYOR
Prostat büyümesinin kişide yol açtığı en büyük sıkıntı; idrar yolunu tıkayarak akışı engellemesi. Tıkanıklığın derecesine bağlı olarak hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler ortaya çıkıyor. Bu şikayetler; idrar akım hızının azalması, güç idrara çıkma, kesik kesik yapma, tam boşaltamama, idrarda kan görülmesi, sık sık idrara çıkma hissi ve idrar kaçırma. Bu şikayetlerden biri ya da birkaçına sahip olan hastaların hayat kalitesi oldukça düşüyor. Bununla beraber tedavinin geciktirilmesi de, ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor. Örneğin idrar torbasının kasılma fonksiyonundaki bozulma ile, idrar torbası idrarı tam olarak boşaltamıyor. İçeride kalan idrar ise, tekrarlayan enfeksiyonlara ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya yol açıyor. Sonuç olarak BPH tedavi edilmezse, hem hayat kalitesinde azalma hem de organlarda fonksiyon kayıpları ortaya çıkıyor.
Acıbadem Ankara Hastanesi Üroloji Kliniği'nden alınan bilgiye göre prostat tedavisinde uygulanan tedavi yöntemleri ise şöyle:
İlaçla tedavi: İyi huylu prostat büyümesinin tedavisinde tercih edilen ilk seçenek ilaçla tedavi. Ancak ilaç tedavisine cevap vermeyen kişilerde veya ilaca cevap verip ileride ilacın yetersiz geldiği kişilerde cerrahi yöntemlere başvurulabiliyor. İlacın yan etkileri nedeniyle sorun yaşayacak olanlar da tedaviden faydalanamıyor. Ayrıca prostat büyümesiyle birlikte mesanesinde taş bulunan, idrar yolu kanaması ya da iltihabı olan kişilerde de ameliyat gerekebiliyor.
Cerrahi tedavi: Transüretral prostat rezeksiyonu (TUR-P) denen ve yakın zamana kadar en çok kullanılan cerrahi yöntemde, elektrik enerjisi yardımıyla prostat dokusu içeriden yakılarak küçük parçalar halinde çıkarılıyor. İşlem sonrası hastanın en az 3-4 gün sondaya bağlı olması gerekiyor. Prostat büyüklüğü 100 gram ve üzeri olan hastalarda ise, açık prostat ameliyatı uygulanabiliyor. Ancak iyileşme dönemi uzun ve kanama ihtimali yüksek bir ameliyat olduğundan günümüzde tercih edilme oranı giderek azalıyor.
En yeni yöntem HOLEP: Son zamanlarda özellikle lazer teknolojisinin cerrahide yaygın olarak kullanılmaya başlamasının da etkisiyle, prostat cerrahisinde de değişiklikler görülüyor. Amerika ve Avrupa'da son 10 yılda giderek yaygınlaşmış ve avantajları sebebiyle prostat büyümesi cerrahisinde altın standart olmayı başaran HOLEP 'te, prostat tamamen çıkarıldığından hastalığın bir daha tekrar etme ihtimali azalıyor. Tüm prostat boyutlarında uygulanabilecek yöntem, kan sulandırıcı ilaçlar kullanmak zorunda olan hastalar için de oldukça güvenli.
KONFORU ARTIRIYOR
Bu yöntemle ameliyat olanlar, diğer ameliyat yöntemleriyle karşılaştırıldığında bazı avantajlara sahip. Birincisi; prostat dokusu tam olarak çıkarıldığından hastalık yineleme riski yok denecek kadar az. İkincisi; 'elektrik enerjisi ile yakma' yerine 'lazer ile ayırma' prensibiyle yapıldığı için sondası çekilen kişi, idrar yaparken yanma hissi (disüri) yaşamıyor. Ayrıca ameliyatla çıkarılan dokularda yanma defekti oluşmadığı için, doku patologlar tarafından daha rahat inceleniyor ve olası kötü huylu oluşumların (malignite) gözden kaçma ihtimali azalıyor. Yöntem, sağlıklı dokuya etkisi 0.4 mm'den daha az olduğu için prostat kapsülü etrafından geçen ve cinsel fonksiyonları düzenleyen sinirlere de hasar vermiyor ve ameliyat sonrası sertleşme problemine neden olmuyor. HOLEP yöntemi, daha düşük kanama riski, daha kısa hastanede yatış süresi ve daha hızlı iyileşme süreci gibi avantajlar da sağlıyor.
(İHA)