Ergenekon" Davası Temyiz Duruşması
Eski Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Korgeneral Mehmet Eröz, "Tüm yaşantısı boyunca yasal sınırlar içerisinde hareket etmiş birisi olarak, mütalaada üzerime atılı suçlamaların tamamını reddediyorum.
Eski Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Korgeneral Mehmet Eröz, "Tüm yaşantısı boyunca yasal sınırlar içerisinde hareket etmiş birisi olarak, mütalaada üzerime atılı suçlamaların tamamını reddediyorum. Ben, yasa dışı hiçbir iş ve eylem yapmadım, emir ve talimat vermedim. Hiçbir zaman yasa dışı bir yapılanmanın içinde yer almadım" dedi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki "Ergenekon" davası temyiz duruşması, verilen öğle arasının ardından emekli Korgeneral Mehmet Eröz'ün savunmasıyla devam etti.
Eröz, Ağustos 2008-Ağustos 2010 yılları arasında 2 yıl süreyle ve korgeneral rütbesiyle Genelkurmay Harekat Başkanı olarak görev yaptığını söyledi.
Kendisine bağlı altı daire başkanlığı bulunduğunu, bunlardan birisinin de "internet siteleri ve internet andıcı" ile adı anılan Bilgi Destek Dairesi olduğunu belirten Eröz, Genelkurmay Harekat Başkanı olarak görevli olduğu dönemde, "Ergenekon Silahlı Terör Örgütü" yöneticilerinden olduğunun iddia edildiğini bildirdi.
Eröz, hakkında, Genelkurmay bünyesinde illegal işletilen, AK Parti, bazı bakanlıklar ve hükümet aleyhine kara propaganda mahiyetli yayınlar yapan "irtica. org" isimli internet sitesi ve diğer internet sitelerinin Şubat 2009 tarihine kadar yayınlarına devam ettirdiği, "internet andıcı"nı ve "irtica ile mücadele eylem planı" isimli planı hazırlattığı suçlamaları yapıldığını aktardı.
Mehmet Eröz, basında 4 Şubat 2009'da, Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı tarafından işletilen internet sitelerini konu eden bazı olumsuz haberlerin yer almaya başlaması üzerine, internet yayınlarının durdurulması emrinin verildiğini söyledi.
Harekat Başkanlığı olarak, internet yayınlarını aynı gün durdurduklarını ve konu üzerinde çalışmaya başladıklarını anlatan Eröz, normal karargah çalışma usulleri ve esasları dahilinde, karargahın ilgili başkanlıkları ile de koordine edilerek, işletilen internet siteleri konusunda bir andıç hazırladıklarını ifade etti.
Andıç ile incelenen konunun, "4 Mart 1999 tarihinde, 28 Şubat kararlarına ve bu kararlara dayanılarak çıkarılan hükümet direktiflerine göre Genelkurmay Başkanlığınca kurulup 10 yıldır işletilmekte olan internet siteleri" olduğunu açıklayan Eröz, şunları kaydetti:
"Nedeni de söz konusu internet sitelerinin 2007 tarihli 5651 sayılı yasaya uyumlu hale getirilmesidir. İnceleme sonunda da görevlerimizi, terör örgütleri, laiklik karşıtı eylemler, kurumu tanıtma, iç ve dış kamu oyunu bilgilendirme konulu 4 başlık altında toplayarak ve bu konularda internet sitesi kurarak daha iyi yerine getirebileceğimizi düşündük. Ben, bu internet andıcı vasıtasıyla 'cebir ve şiddet yöntemleri kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiğim' iddiası ile yargılandım ve müebbet hapis cezası aldım."
"Andıç, bir emir değildir"
Mehmet Eröz, Genelkurmay Karargahında bir konunun incelenerek, nasıl bir karar verileceği konusunda hareket tarzlarının komutana sunulduğu ve komutanın kararının alınmak istendiği çalışmaya "andıç" dendiğini belirtti.
Eröz, "Andıç, bir emir değildir. Andıcın uygulamaya geçebilmesi için mutlaka bir emir yazılması gerekir. Ancak, 12 Haziran 2009'da yani, iddia edilen irtica ile mücadele eylem planı basında yer aldığında, biz henüz emri hazırlamamış ve siteleri faal hale getirmemiştik. Hazırlık çalışmalarımız devam ediyordu. Yani, biz andıcın uygulama emrini yazmadık ve andıç da yürürlüğe girmedi. Bu nedenle andıç, yarım kalmış bir çalışmadır. Andıç, yasal bir belgedir" diye konuştu.
Bu belgenin yasallığının Genelkurmay Başkanlığı tarafından 6 Kasım 2009 tarihli basın toplantısında ve 7 Kasım 2009 tarihli Genelkurmay Genel Sekreterliği basın bildirisinde açıklandığını aktaran Eröz, "Mahkeme, ne Genelkurmay Başkanlığının yazısını ve basın açıklamalarını ne de tanıkların ifadelerini dikkate almış, sahte ihbar mektupları ve polis tespit tutanaklarına itibar ederek bizleri mahkum etmiştir" dedi.
Eröz, andıç konusundaki suçlamalarda, devletin resmi kurumlarının belgelerinin adeta bir suç belgesi gibi işlem gördüğünü, resmi kurumların hiyerarşik yapısı ve hiyerarşik çalışma sisteminin bir terör örgütü yapısı gibi değerlendirildiğini savundu.
"Böyle bir emir vermedim"
Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile göreve başladığını, o dönem söz konusu internet sitelerinde davaya konu edilen hiçbir yazı veya haberin yer almadığını söyleyen Eröz, "Benim dönemimde astlarımdan hiçbir zaman internette yayınlanmak üzere kanun, emir ve talimatlar dışı, siyasi içerikli veya hükümet aleyhine bir yazı veya yorum ya da talep gelmedi, ben de böyle bir emir vermedim" ifadelerini kullandı.
Mehmet Eröz, 12 Haziran 2009'da "irtica ile mücadele eylem planı" olduğu iddia edilen belgenin basında yer alması üzerine komuta katının, "konunun toplumda bazı olumsuz anlamalara yol açabileceği düşüncesiyle" önce internet bilgisayarları bölümünün, sonra da Bilgi Destek Dairesinin lağvedilmesi emrini verdiğini anlattı.
Eröz, "internet sitelerinin yayınlarını 4 Şubat 2009'a kadar devam ettirdiği" iddialarını da "Söz konusu internet siteleri, 14 Mart 1999'da kurulmuştur. Benim göreve başlamamdan 9 yıl önce kurulup işletilen internet sitelerinin ve Bilgi Destek Dairesinin kuruluş ve görevlerinin, göreve başladığım tarihte, hukukilik araştırmasını yapmayı hiç aklımdan geçirmedim ve sitelerin ayrıntıları hakkında bilgi almadım" diyerek yanıtladı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde genellikle yeni göreve başlayan komutanların, "ikinci bir emre kadar, bugüne kadar verilmiş emirler yürürlüktedir" şeklinde emir verdiklerini, kendisinin de öyle yaptığını belirten Eröz, "Ancak, 4 Şubat 2009'da basında 'Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı tarafından işletilen internet sitelerini konu eden bazı olumsuz haberler' yer almaya başlayınca, internet yayınlarını aynı gün durdurduk" dedi.
"İrticayla mücadele eylem planı" hakkındaki iddialar
"İrticayla mücadele eylem planı" hakkındaki iddialara da değinen Eröz, bu konudaki suçlamaları reddetti.
Sahte ihbar mektupları haricinde, hiçbir tanık, sanık beyanı, telefon kaydı, yazılı veya dijital belge bulunmadığını ifade eden Eröz, suçlamaların varsayıma dayandığını ileri sürdü.
Eröz, "Ne Orgeneral Hasan Iğsız'dan böyle bir emir aldım ne böyle bir emir verdim ve ne de böyle bir çalışmanın yapıldığına dair bir bilgi veya duyumum oldu" dedi.
Hakkındaki iddiaların iki adet asılsız ihbar mektubuna dayandığını kaydeden Eröz, savunmasında şunları söyledi:
"Bu mektupları yazan bir subay olduğunu iddia etmekte ve istendiği an mahkemeye gelip ifade verebileceğini belirtmektedir. Ancak, tüm taleplerimize rağmen mahkeme ne bu ihbar mektuplarının nasıl ve kim tarafından yazıldığını araştırmış ne de ihbarcı subayı ifadeye çağırmıştır. Diğer sanıkların ve tanıkların ifadelerinde, Genelkurmay ve ilgili kurumlardan mahkemeye gelen cevabi yazı ve belgelerde, ifadelerimin aksine bir hususa da rastlanmamıştır. Ancak, buna rağmen mahkeme benim söylediklerimi ve belgelerimi ve tanıkları hiç dikkate almamıştır. Ben, tüm yaşantısı boyunca yasal sınırlar içerisinde hareket etmiş birisi olarak mütalaada üzerime atılı suçlamaların tamamını reddediyorum. Ben yasa dışı hiçbir iş ve eylem yapmadım, emir ve talimat vermedim. Hiçbir zaman yasa dışı bir yapılanmanın içinde yer almadım."