Ergenekon Davası'nda Gizli Tanık Ahmet Dinlendi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ergenekon Davası'nda dinlenen gizli tanık Ahmet, Hizbullah terör örgütünün devlet içinde yer alan bir güç tarafından kurulduğunu, yönlendirildiğini ve korunduğunu düşündüğünü söyledi.

Ergenekon Davası'nda dinlenen gizli tanık Ahmet, Hizbullah terör örgütünün devlet içinde yer alan bir güç tarafından kurulduğunu, yönlendirildiğini ve korunduğunu düşündüğünü söyledi.

Mahkeme, sanıkların ve avukatların duruşmada tanık olarak dinlenmesini istedikleri kişilerin isimlerini mahkemeye bir hafta içinde bildirmesini istedi.

Haber: Serpil KIRKESER-İSTANBUL - DHA

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nın 218. duruşması sona erdi. Duruşmada öğleden sonra tanık olarak dinlenen Şenol Gürkan gazeteci olduğunu ve Ergenekon soruşturması başladıktan sonra haberler yaptığını belirtti. Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlüklerde anlatılan Kıbrıs konusundan hareket ederek, günlüklerde işaret edilen tarihlerde Kıbrıs'ta çıkan gazeteler ve yayınlanan kitapları incelediğini anlattı. Tanık Gürkan, "Daha sonra Ergenekon'un Kıbrıs ayağıyla ilgili bir haber yaptım bu da gazetede yayınlandı" dedi. Tanık Gürkan'ın ifade verdikten sonra davanın tutuklu sanıklarından emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in sorularını yanıtladı. Sanık Tekin, soru sorarken kullandığı bazı cümleler nedeniyle uyarıldı. Tekin daha sonra tanığa sorular sorarken yorumlarda bulunması üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'in talimatıyla mikrafonu kapattırıldı. Mikrafonun kapattırılmasına sinirlenen Muzaffer Tekin, "Benim aklanmamı istemiyorsunuz. Soru sormama izin vermiyorsunuz. Adil davranın" diye bağırdı. Bir süre Mahkeme Başkanı Özese ile tartışan Tekin daha sonra salondan çıkarıldı.

GİZLİ TANIK AHMET DİNLENDİ

Duruşmada daha sonra gizli tanık Ahmet dinlendi. Sesi ve görüntüsü bozularak duruşma salonunda bulunan ekranlara yansıtılan gizli tanık Ahmet, "Uzun yıllar Hizbullah terör örgütü içinde faaliyette bulundum. Ancak örgüt içinde yaşanan bazı yanlışlıklar ve yaşadığım bazı olayların ardından örgütten ayrıldım" dedi. Gizli tanık şöyle konuştu: "Gaffar Okkan'ın şehit edilmesi olayını Hizbullah örgütü ve PKK tarafından yapılamayacağını düşünüyorum. Devletin içinde bazı güçlerin yardım etmesi gerekir. Hizbullah örgütünü, devletin içindeki bir güç tarafından kurulup, yönlendirildiğini ve korunduğunu düşünüyorum."

AVUKATLAR VE SANIKLAR TANIKLARIN LİSTESİNİ MAHKEMEYE BİLDİRECEK

Tanıkların dinlenmesinin ardından Mahkeme Başkanı Özese, sanıklar ve avukatların tanık dinleme taleplerini gerekçeleriyle mahkemeye bildirmeleri için bir hafta süre verildiğini açıkladı. Mahkeme ayrıca 2 Ağustos Perşembe günü duruşmada tanık olarak dinlenen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün beyanlarının duruşma tutanaklarıyla birlikte ilgili mahkemelere gönderilmesine karar verdi. Duruşma 13 Ağustos Pazartesi saat 08.45'e erteledi. Ergenekon Davası'nda tanık olarak dinlenen Hilmi Özkök, avukatların soruları üzerine Balyoz Davası'na ilişkin beyanlarda da bulunmuştu. Mahkemenin kararı üzerine, Hilmi Özkök'ün beyanları Balyoz Davası'na bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek.

HABERAL'IN AVUKATINDAN AÇIKLAMA

Bu arada davanın tutuklu sanıklarından CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı duruşmaya verilen arada duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı. 3. Yargı Paketi kapsamında 6352 Sayılı yasanın çıktığını hatırlatan avukat Dilek Helvacı, "Mahkemenin Haberal'ın da aralarına yer aldığı bazı sanıkları yargılamaya devam etmesinin Anayasaya aykırı olmasının yanısıra çifte standart teşkil eden bir durumdur. Mahkeme son olarak verdiği kararla TBMM'nin son olarak çıkardığı kararı veto ettiğini açıkça belirtmiş, basma kal kalıp genel gerekçelerle tutukluluk halinin devamına karar vermiştir" dedi. Helvacı sözlerini şöyle tamamladı: "TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in yaptığı açıklamada yargı bağımsızdır ama sorumsuz değildir' diyerek tutukluluk halinin devamının mahkumiyete dönüştüğü eleştirmiş ve bu konuda kanunun açık hükmünü ihlal ederek adli kontrol tedbirini bu milletvekilleri hakkında uygulamayan hakimler hakkında HSYK ve Adalet Bakanlığı'nı işaret etmiştir. Bu durum bu mahkemelerde maalesef keyfi uygulamaya halen daha devam ettiğini ortaya koymaktadır. Başta TBMM Başkanı Cemil Çiçek olmak üzere, meclis çatısı altında bulunan tüm siyasi partileri, Adalet Bakanınıı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ve tüm resmi kurumları görev ediyoruz. Siliviri'de yaşanan bu zulme, bu haksızlığa, bu adaletsizliğe 'dur' demek için elbirliğiyle çözüm üreterek başta tutuklu milletvekili olmak üzere adaletsizliğe uğrayan tüm kişilerin tahliyesi için gerekli yasal işlemleri başlatmasını talep ediyoruz."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title