Ergenekon Davası'nda Emekli Albay Uğur Savunmasını Yaptı
İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda mütalaaya ilişkin son savunmasını yapan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, davanın siyasi olduğunu söyleyerek, "Uydurma Ergenekon davası, Atatürk'ün askerlerinden 90 yılın intikamının"...
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda mütalaaya ilişkin son savunmasını yapan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, davanın siyasi olduğunu söyleyerek, "Uydurma Ergenekon davası, Atatürk'ün askerlerinden 90 yılın intikamının alınmaya çalışıldığı bir davadır" dedi. Uğur, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlı'ğında, dönemin İstihbarat Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün makamında, Mustafa Balbay, Mehmet Emin Karamehmet ve Cem Uzan'ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerle 2003 yılında yapılan görüşmelerin habersizce kayda alındığı iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Dönemin Teknik Takip Daire Başkanı olan Uğur "İstihbarat Başkanının makam odasında yapılan ve kayda alınan görüşmeler tamamen Jandarma Genel Komutanının (Şener Eruygur) emir ve direktifleri doğrultusunda yapılmıştır. İstişare edilecek konular, sorulacak sorular ve davet edilecek kişiler komutan tarafından belirlenmiştir. Orası, amiyane tabir ile dingonun ahırı değildir. Jandarma teşkilatının istihbarat başkanlığıdır. Kendiliğinden gelen ve komutanın emirleri alındıktan sonra görüşülen, istişarelerde bulunulan insanlar da vardır. Bu görüşmeler emirle kayda alınmış ve tape edilmiştir. Bana göre bu son derece faydalı ve hatta isabetli olmuştur. Çünkü tape içerikleri incelendiğinde suç unsuru olduğu iddia olunabilecek bir tek hususun olmadığı görülmektedir. Levent Ersöz'ün yazılı ve sözlü ifadesinde belirttiği gibi ben bu görüşmelerden yalnız bir kaçına katıldım.Görev yerim karargahtan oldukça uzakta olduğu için, emir verildiği zaman geliyordum" diye konuştu.
"KİMSEYİ FİŞLEMEDİM"
"Jandarma Genel Komutanlığında yasadışı dinleme yapıldığına dair bir tek delil gösterilememiştir" diyen Uğur, "Mahkemenizin resen komutanlığa sorduğu soruya cevap verilmiş ve bu cevapta 2002-2003-2004 yıllarında ne kadar dinleme ve hangi yasaya göre nasıl yapıldığı ayrıntılı olarak bildirilmiştir. Ancak mütalaayı yazan muhteremler için bunun bir önemi yoktur, çünkü o resmi yazı niteliğindeki cevabı değerlendirmiş olsalar iddialarının hemen tamamı çöpe gidecekti" ifadelerini kullandı. Uğur, "Netice itibarı ile, ben kimseyi fişlemedim, kişisel verilerini kaydetmedim, ben istihbarat görevlisiyim ve vazifemi yaptım. ve de bu husus o tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre suç değildir. O görüşmelerin kayda alınması için mahkeme kararı alınmasına o dönem için ihtiyaç ve zorunluluk yoktur. Çünkü görüşme kayıtların alındığı tarih 2003'tür. Şimdi böyle bir durumda muhteremlerin bu mütalaalarının da bomboş olduğunu görmekteyiz" diye konuştu. Duruşma tutuklu sanık Hüseyin Yanç'ın savunmasının alınması ile devam ediyor.
SK - İstanbul / Silivri