Ergenekon Davası Eski Hakiminin Fetö Davası
"Silahlı terör örgütü (FETÖ) üyeliği" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada savunma yapan Ergenekon davasının eski hakimlerinden tutuklu sanık Hüsnü Çalmuk, "Ben pırıl pırıl hakimim, köküne kadar. Parlatılmış, parlak hakim değilim.
"Silahlı terör örgütü (FETÖ) üyeliği" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada savunma yapan Ergenekon davasının eski hakimlerinden tutuklu sanık Hüsnü Çalmuk, "Ben pırıl pırıl hakimim, köküne kadar. Parlatılmış, parlak hakim değilim. Ben altın hakimim, çöpe de atsanız bu değişmez. Teneke hakimler var ama ben onlardan değilim. Hakikat susmaz. Güneşin önüne bulut geçse de bulut gidince güneş etkisini göstermeye devam eder." dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki üçüncü duruşmaya, tutuklu sanık Hüsnü Çalmuk katıldı. Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan Ergenekon davasının sanıklarından emekli Albay ve CHP Milletvekili Dursun Çiçek'in kızı Avukat İrem Çiçek de sonradan katıldığı duruşmada, mahkemeye müdahillik talebine ilişkin dilekçe sundu.
Duruşmada, yanında çok sayıda belge ve klasör getirdiği görülen Hüsnü Çalmuk'a, daha önce talebi de bulunduğu için, sanık avukatlarına ayrılan bölüme geçmesi ve savunmasını bilgisayar ekranını görebilecek şekilde yapması izni verildi. Çalmuk, avukatı Alperen Karakuş'un yanında oturarak savunma yaptı.
Daha önce mahkeme heyeti başkanı Fahrettin Düzalan ile ilgili reddi hakim talebinde bulunduğu ve bu talebinin yetkili mahkemece reddedildiği hatırlatılarak bu karara itirazı olup olmadığı sorulan Çalmuk, herhangi bir itirazının olmadığını söyledi.
Yetkisizlik talebinde bulundu
Son görev yerinin Sakarya olduğunu ve hukuken orada yargılanması gerektiğini belirten Çalmuk, yetkisizlik kararı verilerek dosyasının Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesini talep etti. Ergenekon davası sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, son görev yeri olan Ankara'da Yüce Divan sayılan Anayasa Mahkemesi'nde yargılanma talebinde bulunduğunu ve talebi reddettiklerini aktaran Çalmuk, Anayasa Mahkemesi'nin ise bu talebi uygun gördüğüne dikkati çekti.
Kanunun hakim güvencesi olduğunu, usul değişikliği yapıldığını ve Yargıtay'ın dosyasını İstanbul'a göndermesinin de hukuki sayılamayacağını savunan Çalmuk, dosyasının Sakarya'ya gönderilmesiyle ilgili itirazının öncelikle değerlendirilmesini istediğini, karardan sonra savunma yapacağını söyledi.
Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle talebi reddederek, davanın bu mahkemede kaldığı yerden devam etmesine hükmetti.
"Bu devlet hayatımla oynuyor"
İddianamede hakkında sadece "silahlı terör örgütü üyeliği" suçu olduğunu ancak bazı yerlerde "isnat edilen suçlar" şeklinde yazılarak daha çok suçu varmış gibi gösterildiğini de öne süren Çalmuk, "Bu devlet hayatımla oynuyor. Bank Asya'ya yatırdığım para suçmuş gibi, talimatla yapmışım gibi gösteriliyor. Ben bu parayı 2005 yılında Kırıkkale hakimiyken yatırdım. Ergenekon davasında karar çıkmasından sonra, 11 Eylül 2014'de Kocaeli'ye tayin oldum. Altınlarımı ve birikimimi ayırmıştım. Oğlum okusun diye bir sürü imkan yarattım. Eşimle konuştuk ve bankada değerlenmesini istediğimiz için bu parayı hesapta tuttuk." ifadelerini kullandı.
Cezaevinde kaldığı koğuşta Zonguldak'tan tutuklu hakim ve savcıların da olduğunu aktaran Çalmuk, "Ben sadece 'örgüt üyeliği' suçundan tutuklandım ancak onlar darbe ile de suçlandı. Ben de kendimle ilgili ihbarda bulundum, ancak sonra diğer tutuklu hakim savcılara da sadece örgüt üyeliğinden dava açıldı." dedi.
"Altın hakimim, çöpe de atsanız bu değişmez"
Savunması sırasında, "Kusura bakmayın heyecanlanıyorum. Bize, 'suç işlediniz' deniyor. İddia doğrulanırsa mahkum olacağız." diyen Çalmuk, iddianamede hakkında on iddiaya yer verildiğini anlatarak, "24 yıl boyunca yaptığım hakimliğin hakkını verdim, meslekten atılacak bir hareketim olmadı. Ben pırıl pırıl hakimim, köküne kadar. Parlatılmış, parlak hakim değilim. Ben altın hakimim, çöpe de atsanız bu değişmez. Teneke hakimler var ama ben onlardan değilim. Hakikat susmaz. Güneşin önüne bulut geçse de bulut gidince güneş etkisini göstermeye devam eder." diye konuştu.
Tutuklanana kadar iki koruması olduğunu, birinin şoförlük yaptığını, diğer korumanın da arabasının kapısını açıp kapadığını, buna rağmen havalanmadığını, korumaların gece gündüz yanında olduğunu ve o günden sonra kimsenin emrine girmediğini belirten Çalmuk, suçlamaya ilişkin hakkında somut iddia bulunmadığını öne sürdü.
Çalmuk, "Benim tek görev yaptığım mahkeme Ergenekon mahkemesi. Beni orada adeta açık cezaevine attılar. Silivri'de 8 ay gece gündüz çalıştım. Beni kimse tanımazdı. Bir gün Beşiktaş Adliyesi'nde bekçi beni dışarı attı. Hakimlik kartımı gösterdim, 'Ben böyle bir hakim tanımıyorum' dedi." ifadesini kullandı.
"Takır takır yargılama yaptık"
Ergenekon davasıyla ilgili "Dava siyasi değil, hukuki bir davaydı. Takır takır yargılama yaptık." iddiasında bulunan Çalmuk, hakkında "Ergenekon davası duruşmalarında bilgisayarda oyun oynadığına" ilişkin ihbarların yapıldığını, bu gibi şeylerle suçlandığını da dile getirdi.
Çalmuk, "Eğer kanaatle karar veriyorsanız, herhangi bir delil yoksa, yetki sizde." diyerek savunmasını tamamladı.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Çalmuk'un üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve verilmesi muhtemel cezaya göre bu halinin devamına karar verdi.
Başka bir FETÖ davası kapsamında tutuklu bulunan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ile biri gizli iki tanığın da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlenilmesini kararlaştıran heyet, suçtan zarar görme ihtimaline binaen Dursun Çiçek'in müdahillik talebinin kabulüne hükmetti.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 16 Ağustos'a erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Çalmuk'un, tanık beyanları, örgüte mensup müfettişler tarafından teftiş sırasında yüksek not verilmesi, FETÖ soruşturması şüphelisi HSYK eski üyesi Teoman Gökçe'nin İstanbul hakimliğinden Kocaeli hakimliğine atanmasına ilişkin muhalefet şerhinin bulunması, kendisi ve aile fertlerinin, örgüt elebaşının çağrısına uyarak Bank Asya'daki hesaplarında 17-25 Aralık sonrası yoğun hesap hareketlerinin bulunması hususları göz önüne alındığında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığının anlaşıldığı belirtiliyor.
FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti devletinin stratejik öneme sahip kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personelin sistem dışına çıkarılmasını sağlayarak, örgüt elemanlarını bu makamlara getirmesi projesi kapsamında sanık Çalmuk'un da özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine atandığı bilgisi verilen iddianamede, örgütün yargı ayağındaki uzantısı tarafından gerçekleştirilen, kamuoyunda "Ergenekon" davası olarak bilinen, sahte/hukuka aykırı delillere dayanan kurgu soruşturmanın yargılamasının Çalmuk'un da içinde bulunduğu mahkeme heyeti tarafından gerçekleştirildiği anlatılıyor.
Sanığın konumu ve FETÖ adına gerçekleştirdiği eylemlerle, örgütün adeta silah olarak kullandığı yargı yapılanmasının en mahrem sınıfı olan özel yetkili mahkemelere hakim olarak yerleştirildiği kaydedilen iddianamede, görevin kötüye kullanılması, yetki gasbı, hile ve keyfi işlemler yoluyla da "anayasayı ihlal" suçunun işlenebileceği ve örgütün bu suçu gerçekleştirmeye yeterli 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi gerçekleştirdiğine dikkat çekilerek, sanığın FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapılanması içerisinde bilerek ve isteyerek yer aldığı aktarılıyor.
İddianamede, sanık Çalmuk'un "Anayasa, TBMM ve hükümete karşı darbeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan da 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.