"Ergenekon" Davası
"Ergenekon" davasının 293.duruşması başladı.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu, 275 sanıklı
"Ergenekon" davasının 293. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, Tuncay Özkan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 33 tutuklu sanık katıldı.
Duruşmada, "Odatv" davasından tutuklu yargılanan Yalçın Küçük, "Balyoz Planı" davasında hapisle cezalandırılan emekli Albaylar Mustafa Koç ve Cengiz Köylü ile başka suçtan tutuklu Selim Akkurt'un da aralarında bulunduğu 8 tutuksuz sanık da hazır bulundu.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara GATA Hastanesi'nde tedavi gören Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 33 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, mütalaaya ilişkin savunmasını yapan Aydınlık Gazetesi Yazarı Hikmet Çiçek, kendisine tanınan 2 saatlik konuşma süresini eleştirerek, mütalaanın özetinin okunmasının bile saatler sürdüğünü söyledi.
Yargıtay'ın, davayı etkileyecek durumda olan tanıkların dinlenilmesi gerektiği şeklinde yeni bir kararı olduğunu belirten Çiçek, "Ergenekon" davasında ise duruşma salonuna getirilen tanıkların dahi dinlenilmediğini ifade etti.
Çiçek, "KCK" ve "Ergenekon" davasındaki uygulamaların farklı olduğunu belirterek, "KCK"da son 2 ay içinde 250 kişi tahliye edilmesine rağmen, yargılandığı davada ise 1 kişinin tahliye olduğunu söyledi.
"Bu reformun, yargı paketlerinin ne kadar yalan ve sahte olduğunu gösteriyor" diyen Çiçek, "Yargı paketleri çıktıkça 'Ergenekon'da tahliyeler durdu. Bunlar PKK ile pazarlık paketleridir. Ben buradan pazarlıkla çıkmayacağım. Tahliye olacağıma inanıyorum ama bu pazarlıkla olmayacak" diye konuştu.
Çiçek, Diyarbakır'da polislerin TOMA'dan (toplumsal olaylara müdahale aracı) gülsuyu, 8 Nisan'daki duruşmaya gelenlere de biber gazı ve çakıllı su sıktığını ifade ederek, "1 Mayıs'ta, Nevruz'da iki farklı hukuk uygulandı. Cumhuriyet'i ve emeği savunanlara çakıllı su, bölücülüğü savunanlara da gülsuyu" şeklinde konuştu.
Binbaşı Cem Ersever ile yaptıkları röportaja değinen Çiçek, Ersever'e o zamanki adıyla kontrgerilla olan gladyoyu, JİTEM'i, Hizbullah'ı, Çekiç Güç'ü, Kürt sorununda ADB'nin rolünü, Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis cinayetlerini sorduklarını belirterek, bu röportajdan birkaç ay sonra Ersever'in faili meçhul bir cinayete kurban gittiğini hatırlattı.
Gladyo ile en çok kendilerinin mücadele etmelerine rağmen bugün Gladyo içinde yer almakla suçlandıklarını dile getiren Çiçek, "Gladyonun elemanlarını bu davanın sanıkları arasında aramayın. İddianamede ve mütalaadaki imzalarda arayın" dedi.
İstiklal Mahkemelerini anımsatan Çiçek, "İstiklal Mahkemelerinde de bir hukuk vardı. İstiklal Mahkemeleri geri gelir mi bilmem ama Türkiye önümüzdeki dönemlerde bu tür mahkemelere ihtiyaç duyacak" diye konuştu.
Duruşma, Çiçek'in beyanlarının alınmasıyla devam ediyor. - İSTANBUL