Erdoğan: Türkiye, Her Alanda, Geleceğin Güvenli Limanı Ülkelerinin Başında Yer Almaya Adaydır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gıda sektöründe, kendi kendimize yeterli olmanın ötesinde, tüm insanlığı besleyecek, tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Küresel krizlerin, önümüzdeki dönemde bilhassa gelişmiş ülkelerde ciddi yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye, her alanda, geleceğin güvenli limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde, yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes kârlı çıkacaktır. Sürekli kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen tiplerin sosyal medya propagandaları, sadece komplekslerinin üstünü örtmek içindir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gıda sektöründe, kendi kendimize yeterli olmanın ötesinde, tüm insanlığı besleyecek, tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Küresel krizlerin, önümüzdeki dönemde bilhassa gelişmiş ülkelerde ciddi yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye, her alanda, geleceğin güvenli limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde, yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes karlı çıkacaktır. Sürekli kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen tiplerin sosyal medya propagandaları, sadece komplekslerinin üstünü örtmek içindir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul'daki Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Bilim Teknoloji ve Araştırma binasının açılış törenine katıldı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"BU TEKNOLOJİ ÜSSÜNÜ, MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ VİZYONUMUZUN BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜYORUM"
"'Derin Teknoloji Üssü' adı verilen bu binanın ülkemizin araştırma, geliştirme, yenilik ekosistemine çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu teknoloji üssünü, milli teknoloji hamlesi vizyonumuzun bir parçası olarak görüyorum. Türkiye, her alanda olduğu gibi özgün araştırma faaliyetleri konusunda da gerçek kapasitesini kullanmaya adım adım yaklaşmaktadır. Açılışını yapacağımız ve tamamı araştırma-geliştirme faaliyetlerine yönelik çalışan kuluçka merkezlerine ayrılmış bu merkez, üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürerek ülkemize güç katacaktır. Derin Teknoloji Üssü'nde yer alan altyapıların bir kısmı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın desteğiyle kurulmuştur. Mesela bunlardan biri, biyoyakıttan gıda takviyesine, hayvan yeminden gübreye kadar birçok alanda uygulama imkanı olan, ülkemizin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltacak çalışmalardır. Ülkemizin iklim değişikliği ve çevrenin korunmasına ile sıfır atık hedefine de destek verecek doğal kaynakların etkin kullanımına yönelik çalışmalar bu birimde yürütülecektir.
Desteklenen bir diğer çalışma da sağlık sektörüne yönelik ilaç, aşı, tıbbi cihaz üretimi yapan KOBİ'lere yönelik araştırma-geliştirme destek laboratuvarları projesidir. Bu çalışmaların gerçekleştirileceği Yaşam Bilimleri Merkezi'miz, sahip olduğumuz altyapı ve nitelikli insan kaynağıyla ülkemizin yüz akı teknoloji markalarından biri olacaktır. Hem ülkemizde hem dünyada sağlık sektörünün hızla gelişmeye devam etmesi bu tür çalışmaları daha da önemli hale getirmektedir. Salgın döneminde, sağlık sektörünün en az savunma sanayii kadar kritik öneme sahip olduğunu hep birlikte gördük. Sağlık sektörünün ihtiyaçlarını yerli ve milli imkanlarla karşılayarak hem cari açığı azaltmak hem bu tür ürünlerin ihracatını geliştirmek istiyoruz. Bu merkezden hizmet alacak KOBİ'lerin, akademisyenlerin ve araştırmacıların desteğiyle kısa sürede büyük ölçekli firmalarla rekabet edebilecek seviyeye çıkacağına inanıyorum.
"DERİN TEKNOLOJİ ÜSSÜ'MÜZ PEK ÇOK ARAŞTIRMAYA EV SAHİPLİĞİ YAPACAKTIR"
Derin Teknoloji Üssü'müz, kömürden doğal gaz üretimi, deprem acil müdahale sistemi, deprem güvenliği, genetik araştırmalar, nano malzeme, robotik araştırmalar gibi pek çok araştırmaya da ev sahipliği de yapacaktır. Sağlık ürünleri ve teknolojilerini ülkemizde geliştirmeye yönelik yol haritamızı kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriyle daha önce kamuoyuyla paylaştık. Yol haritamızda yer alan 9 stratejik hedefi, 5 stratejik amacı, 31 politika ve eylemi, 5 kritik projeyi titizlikle takip ediyoruz. Hizmete açtığımız bu teknoloji üssü gibi yatırımlar, yol haritamızın hayata geçmesinde bize önemli destekler sağlıyor. Bu gayretimizin karşılığını aldığımızda, ülkemizin adım adım hedeflerine nasıl ulaştığına hep birlikte şahit olacağız.
"GÜÇLÜ BİR SAĞLIK ALTYAPISINA SAHİP OLMAYAN ÜLKELER CİDDİ TEHDİTLER KARŞISINDA ÇARESİZ KALMIŞLARDIR"
Koronavirüs salgını ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, tüm insanlığa çok önemli mesajlar vermiştir. Güçlü bir sağlık altyapısına sahip olmayan ülkeler, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar ciddi tehditler karşısında çaresiz kalmışlardır. Bilgi ve teknolojiyi üretimle, insan kaynağıyla ve altyapıyla desteklemeden sağlık gibi yaygın sağlık krizleriyle baş etmenin mümkün olmadığını hep birlikte yaşadık gördük. Türkiye, son 20 yılda her alan gibi sağlık altyapısına da yaptığı yatırımlar sayesinde bu büyük krizi en az kayıpla atlatmayı başarmıştır. Şehir hastanelerine dudak bükenlerin, yapılan yatırımları israf yaftasıyla yerden yere vuranların, her ne kadar açıkça ifade etmeseler de sahip olduğumuz bu imkanlara şükrettiklerine inanıyorum.
Sadece hastane binası yapmak, sağlık personeli istihdam etmek yetmiyor. Bu binaları donatmak, sağlık çalışanlarımızın işini kolaylaştıracak sistemleri de kendimizin üretip geliştirmesi gerekiyor. Ülke olarak birinci aşamayı geride bıraktık. Artık tüm enerjimizi ve vaktimizi ikinci safhaya verme sürecindeyiz. Yaşam bilimleri merkezimiz bu gayretlerimizin sembolüdür. Kendi vatandaşlarımızın sağlığını korumanın ötesinde, bölgemizin ve dünyanın en önemli sağlık hizmetleri merkezi olma hedefimiz de var. Eskiden vatandaşımız teşhis ve tedavi için yurt dışına giderdi. Şimdi dünyanın dört bir yanından sayıları milyonları bulan insan ülkemize geliyor, milyar dolarlık harcamayı burada yapıyor. Önümüzdeki yıl, 1,5 milyon yabancı hastaya hizmet vererek küresel sağlık pazarından 10 milyar dolarlık pay almayı hedefliyoruz. Hizmet kalitemizi teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetimizle birleştirdiğimizde kazancımız katlanarak büyüyecektir.
"TÜRKİYE, HER ALANDA, GELECEĞİN GÜVENLİ LİMANI ÜLKELERİNİN BAŞINDA YER ALMAYA ADAYDIR"
Gıda sektöründe, kendi kendimize yeterli olmanın ötesinde, tüm insanlığı besleyecek, tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Küresel krizlerin önümüzdeki dönemde bilhassa gelişmiş ülkelerde ciddi yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye, her alanda, geleceğin güvenli limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde, yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes karlı çıkacaktır. Sürekli kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen tiplerin sosyal medya propagandaları, sadece komplekslerinin üstünü örtmek içindir. Bilimsel başarılarıyla, teknoloji geliştirme kabiliyetleriyle, üretme becerileriyle varlık göstermeyenlerin ideolojik saplantılarla ülkemizin gündemini işgal etme, milletimizin zihnini bulandırma gayretleri boşunadır.
Bu ülkede çalışmak, üretmek, yenilik yapmak isteyen herkesin önü desteklerle, teşviklerle, programlarla sonuna kadar açıktır. Biz, geride eser bırakmak isteyen kamil insanlarla yol yürüyoruz. Bu anlayışla firmalarımızı, araştırmacılarımızı, akademi dünyamızı, özellikle de gençlerimizi, tıpkı burada olduğu gibi kendilerine sunduğumuz fırsatları, altyapıları değerlendirmeye davet ediyoruz."
"BU MÜSTESNA KURUMUN YAPAY GÜNDEMLERLE DEĞİL TEKNOLOJİYLE, BİLİMLE ANILMASINI İSTİYORUZ"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise şöyle konuştu:
"AR-GE ekosistemimizin parlayan yıldızı Boğaziçi Üniversitemize çok önemli bir eser kazandırıyoruz. Merkezi bütçeden sağlanan finansmanla inşa edilen ve güncel rakamlarla yüz milyonlarca lirayı bulan Bilim Teknoloji ve Araştırma binasını bugün sizin uğurlu ellerinizle açıyoruz. Burası, Boğaziçi'nin mevcut ve yeni yapılacak araştırma projelerinde yer sorununu çözmek üzerine bir teknoloji üssü olarak tasarlandı. Merkezin iki bloğu derin teknoloji laboratuvarlarına ev sahipliği yapıyor. Bu laboratuvarlar da kamu kurumlarımızın destekleriyle oluşturuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz de burada faaliyetlerini yürüten Yaşam Bilimleri Merkezi'nde iki önemli altyapının kurulmasına destek olduk. Boğaziçi Üniversitesi gibi bir markaya böyle işler yaklaşıyor. Bu müstesna kurumun yapay gündemlerle değil teknolojiyle, bilimle, araştırmayla anılmasını istiyoruz."
"HUZURSUZLUK ÇIKARAN AZINLIĞIN ASIL NİYETİ, BURADA EĞİTİM ALMAYI HEDEFLEYEN MİLLETİN ÇOCUKLARININ ÖNÜNÜ KESMEKTİR"
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ise şunları söyledi:
"Bu dönemin temel düsturu, küçük, kendine dönük, toplumdan kopuk bir yapı yerine, dışa dönük, toplumla bağları artan bir üniversite kimliği oluşturmaktır. Üniversitelerin içe kapalı akademinin ayrımcılık kuralları çemberinde kast anlayışıyla yönetilmesini isteyen anlayış, çağdaş dünyada yerini toplumla bütünleşen insanlık için fayda üreten bir anlayışa bırakmaktadır. Üniversitelerin orta çağlardaki tanımını geride bırakmakta ve bir kısım akademiyanın da küçük dünyasını sarsmaktadır. Belli bir grup akademisyenin akademi dışı bir tutumla ortamı politikleştirme gayreti, etkisi sınırlı olsa da devam etmektedir. Huzursuzluk çıkaran azınlığın asıl niyeti, burada eğitim almayı hedefleyen milletin çocuklarının önünü kesmektir. Buna rağmen bizler, doğru bildiğimiz yolda kararlıyız."