Erdoğan Toprak: Kktc-Türkiye Arasında İmzalanan Protokol, Ada'da 'Ak Parti-Erdoğan Devleti' Kurmayı Hedefleyen Bir Kapitülasyon Belgesidir
CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında imzalanan 2022 İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’ne ilişkin, “KKTC-Türkiye arasında imzalanan protokol, iktidarın tek adam rejimini Kuzey Kıbrıs’a ihraç ve Ada’da ‘AK Parti-Erdoğan Devleti’ kurmayı hedefleyen bir kapitülasyon belgesidir. İktidar, KKTC’ye vereceği 3,2 milyar TL karşılığında KKTC’ye adeta siyasi ve ekonomik egemenliğinden vazgeçmeyi dayatıyor. Bu protokol, KKTC’nin bağımsızlığını, seçilmiş meclisini, hükümetini, kurumlarını, sendikalarını, Kıbrıs Türklerinin iradesini ve egemenliğini yok sayan, onur kırıcı ve tehlikeli bir belgedir” dedi.
CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında imzalanan 2022 İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü'ne ilişkin, "KKTC-Türkiye arasında imzalanan protokol, iktidarın tek adam rejimini Kuzey Kıbrıs'a ihraç ve Ada'da 'AK Parti-Erdoğan Devleti' kurmayı hedefleyen bir kapitülasyon belgesidir. İktidar, KKTC'ye vereceği 3,2 milyar TL karşılığında KKTC'ye adeta siyasi ve ekonomik egemenliğinden vazgeçmeyi dayatıyor. Bu protokol, KKTC'nin bağımsızlığını, seçilmiş meclisini, hükümetini, kurumlarını, sendikalarını, Kıbrıs Türklerinin iradesini ve egemenliğini yok sayan, onur kırıcı ve tehlikeli bir belgedir" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan 2022 İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü'ne tepki gösterdi. Toprak, açıklamasında şunları kaydetti:
"PROTOKOL, İKTİDARIN TEK ADAM REJİMİNİ KUZEY KIBRIS'A İHRAÇ VE ADA'DA AK PARTİ-ERDOĞAN DEVLETİ KURMAYI HEDEFLEYEN BİR KAPİTÜLASYON BELGESİDİR: KKTC-Türkiye arasında imzalanan protokol, iktidarın tek adam rejimini Kuzey Kıbrıs'a ihraç ve Ada'da 'AK Parti-Erdoğan Devleti' kurmayı hedefleyen bir kapitülasyon belgesidir. Protokole direnen eski Başbakan Faiz Sucuoğlu, Ankara'ya çağrılıp uzun süre Beştepe Sarayı'nın kapısında bekletildikten sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile anlaşmayı imzalamak zorunda kaldı. KKTC'ye döndükten sonra da istifa ettirilip başında olduğu koalisyon hükümeti yıkıldı. Yerine ilk kez UBP'den bir milletvekili atanarak yeni hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ünal Üstel'in başbakanlığındaki yeni hükümetin güven oyu alır almaz ilk işi, protokolde yer alan, 'KKTC-Türkiye ilişkisini ve vatandaşları arasındaki tarihi, kültürel, coğrafi bağları hedef alan dezenformasyon çalışmalarının bertaraf edilmesi, sosyal medya başta olmak üzere tüm iletişim platformlarında dezenformasyona karşı etkin bir iş birliği sağlanması' koşulunu icraata geçirmek oldu. Bu doğrultuda, KKTC Ceza Yasası, Müfsidane (Fesat) Yayınlar Yasası ile Özel Hayatın Korunması Yasası'nda değişiklikler Meclis'e gönderildi.
KKTC'DE BUGÜNE KADAR SUÇ OLMAYAN PEK ÇOK KONU YASA DEĞİŞİKLİKLERİYLE SUÇ KAPSAMINA ALINACAK: Yapılmak istenen değişikliklerin tamamı, basın özgürlüğünün kısıtlanmasını, basın suçlarının kapsamının genişletilmesini, 'müfsit niyet (fesat amaç)' diye yeni bir suç icat edilmesini öngörüyor. Yasaklanmış yayın suçu oluşturuluyor. Cumhurbaşkanına hakaret suçu KKTC yasalarına ekleniyor. KKTC'de bugüne kadar suç olmayan, suç sayılmayan pek çok konu yasa değişiklikleriyle suç kapsamına alınarak 1 yıldan 5 yıla kadar, bazılarında ise ömür boyu hapis cezaları verilebilecek.
İKTİDAR, PROTOKOLE SÖZDE 'MİLLET İRADESİ ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN KALDIRILACAĞI' MADDESİNİ KOYARAK, KKTC'DE KENDİ İRADESİNİ HAKİM KILACAK DÜZENLEMELERİN SİNYALİNİ VERİYOR: İlk adımı medyaya baskı, düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması yönünde atılan 2022 protokolünde, iktidar tarafından KKTC'ye dayatılan ve amacı tek adam rejimini, baskıcı zihniyeti, demokrasiden uzaklaşmayı Kuzey Kıbrıs'a ihraç olan daha ağır maddeler de yer alıyor. Buna göre; KKTC vatandaşlığına geçiş kolaylaştırılacak. Yabancıların KKTC'de yatırım yapması için gerekli olan 'KKTC vatandaşı yerli ortak' şartı kaldırılacak. Kamu arazileri, arsalar, limanlar, kamuya ait işletmeler, elektrik üretim ve dağıtımı özelleştirilecek. Yabancıların gayrimenkul alımı kolaylaştırılacak. Döviz kullanımı azaltılıp TL kullanımı yaygınlaştırılacak. Böylece Türkiye'den KKTC'ye üç haneli enflasyon ihraç edilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın olmadığı KKTC'de din hizmetleri devlet tüzel kişiliğine dahil edilerek inanç baskısı ve devlet kontrolü uygulanacak. Adalet Bakanlığı olmayan KKTC'de bağımsız yargının güvencesi yüksek hakimler, başsavcı ve baro temsilcisinden oluşan 12 üyeli özerk Yüksek Adliye Kurulu iken protokolle Adalet Bakanlığı kurulması, yargının siyasetin kontrolüne alınması öngörülüyor. Seçilmiş meclisi yok sayan iktidar, protokole sözde 'Millet iradesi önündeki engellerin kaldırılacağı' maddesini koyarak, KKTC'de kendi iradesini hakim kılacak düzenlemelerin sinyalini veriyor. KKTC vatandaşlığının kolaylaştırılması, demografik yapının değiştirileceği, Kıbrıs Türklerinin azınlığa düşeceği bir nüfus aktarma projesini düşündürüyor. İktidar, yandaşlarını, Suriyelileri, Afganları, KKTC vatandaşlığı vererek adaya yerleştirilmeyi mi planlanıyor? Devlete ait arazilerin satışı, özelleştirmelerin hızlandırılması maddeleriyle Kuzey Kıbrıs'ta rant ve yağmanın başlayacağı anlaşılıyor.
BU PROTOKOL ONUR KIRICI VE TEHLİKELİ BİR BELGEDİR: İktidar, KKTC'ye vereceği 3,2 milyar TL karşılığında KKTC'ye adeta siyasi ve ekonomik egemenliğinden vazgeçmeyi dayatıyor. Bu protokol, KKTC'nin bağımsızlığını, seçilmiş meclisini, hükümetini, kurumlarını, sendikalarını, Kıbrıs Türklerinin iradesini ve egemenliğini yok sayan, onur kırıcı ve tehlikeli bir belgedir."