Erdoğan Toprak: İktidar Sözcüleri Gerçek Enflasyonu Gizliyor, Vicdanı El Vermeyen Tüik Bürokratları İstifa Ediyor
CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, TÜİK’in mayıs ayı enflasyon açıklamasına dikkat çekerek, “Hızla yoksullaşan geniş kitlelerin daha da yoksullaşmasına karşı tamamıyla duyarsızlaşan iktidar ve iktidar sözcüleri, gerçek enflasyonu gizliyor. Vicdanı el vermeyen kıdemli TÜİK bürokratları istifa ediyor” dedi. Toprak, “iktidar ittifakının, söylemini daha da sertleştirerek toplumu ve farklı kesimleri tehdit-tahrik etmeye, hakaret ve aşağılayıcı ifadelerle insanların sabrını zorlayarak sokağı hareketlendirmeye heveslendiğini” öne sürerek, “Konser yasakları, festival yasakları, toplantı ve miting yasakları planlı bir tahrik etme sürecinin adımları olarak görülmelidir” uyarısı yaptı.
CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, TÜİK'in mayıs ayı enflasyon açıklamasına dikkat çekerek, "Hızla yoksullaşan geniş kitlelerin daha da yoksullaşmasına karşı tamamıyla duyarsızlaşan iktidar ve iktidar sözcüleri, gerçek enflasyonu gizliyor. Vicdanı el vermeyen kıdemli TÜİK bürokratları istifa ediyor" dedi. Toprak, "iktidar ittifakının, söylemini daha da sertleştirerek toplumu ve farklı kesimleri tehdit-tahrik etmeye, hakaret ve aşağılayıcı ifadelerle insanların sabrını zorlayarak sokağı hareketlendirmeye heveslendiğini" öne sürerek, "Konser yasakları, festival yasakları, toplantı ve miting yasakları planlı bir tahrik etme sürecinin adımları olarak görülmelidir" uyarısı yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak, TÜİK'in açıkladığı mayıs ayı enflasyon rakamlarını eleştirerek, "TÜİK'in mayıs ayı enflasyonu, 'dezenflasyon' iddiasındaki ekonomi yönetiminin 'dezenformasyon' dışında seçeneği kalmadığını ortaya çıkardı. Türkiye, halkın 'fiyatlar artacak' kaygısıyla yaptığı harcamalardaki artış ve tüketimle büyürken dolar bazında küçülme ve yoksullaşma yaşanıyor. İlk çeyrekte tarımda yüzde 0,9'a inen büyüme gıda güvenliği açısından tehlike işaretleri veriyor. Yüzde 157 artan dış ticaret açığı, Ocak-Mayıs döneminde 43 milyar doları aştı. Bankaların Nisan ayı karı, faizcilere çalışan iktidar sayesinde, yüzde 708 artışla dört ayda 98 milyar TL'ye ulaştı" dedi.
Toprak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hiç kimsenin aç olmadığını iddia etmesine karşılık, zincir marketlerde çalışan personele, artan gıda ve ürün hırsızlığına karşı 'yağma, raf ve mağaza güvenliği' eğitimleri başlatıldığını belirtti. Toprak'ın raporu özetle şöyle:
İKTİDAR VAKIFLARI AKLAMA ÇABASINA GİRDİ: Vakıf zinciriyle ile ilgili milyonlarca dolarlık bağışın ve yurt dışına para transferlerinin gündeme getirilmesiyle başlayan tartışmalardan panikleyen iktidar, tüm sözcülerini ekranlara sürerek vakıflarını ve amaçlarını aklama çabasına girişti. Artık klasikleşmiş şekilde dava tehdidinin gündeme getirilmesi, söz konusu TÜRGEV-ENSAR vakıflarının ortaklığıyla ABD'de kurulan TURKEN Vakfı'nın New York'ta 21 katlı yurt inşa ederek hayır-hasenat amacı için çalıştığını savunan iktidarın vakıflar üzerine inşa ettiği modelin tıpatıp benzeri geçtiğimiz ocak ayında Kazakistan'da yaşanan olaylarla açığa çıktı. Nazarbayev amaçları Kazak gençlerine burs vermek, okul, yurt, kreş, üniversite açmak hayır-hasenatta bulunmak olarak açıklanan 4 vakıf kurdu. Ne faaliyet raporları ne de nereden ne kazanıp nereye ne harcadıkları şeffaf olmadığı gibi sorgulanmadı. Nursultan Vakfı, Birinci Başkan Vakfı, Demeu Vakfı, Elbasy Vakfı Nazarbayev ailesinin dünyanın en zenginleri arasında yer almasına vesile olarak kurgulanan dört ayaklı servet aktarma modelinin ana organizasyonları.
İKTİDAR SOKAĞI HAREKETLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR: İktidar ittifakı, söylemini daha sertleştirmeye, toplumu ve farklı kesimleri tehdit-tahrik etmeye, hakaret ve aşağılayıcı ifadelerle insanların sabrını zorlayarak sokağı hareketlendirmeye hevesleniyor. Konser yasakları, festival yasakları, toplantı ve miting yasakları planlı bir tahrik etme sürecinin adımları olarak görülmelidir. 1 Kasım seçimlerine kadar uygulanan senaryoyu tekrarlama hevesini depreştirmiş olmalı ki, kitlesel tahriki tetikleyecek söylemlere yöneliyor. Umut ettiği olmadıkça, gerilimden beslenen siyasi söylemlerini daha ileri hakaretlere taşıyacağını şimdiden öngörmekteyim.
TÜİK BÜROKRATLARI İSTİFA EDİYOR: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hızla yok olan kurumsal itibarını ve güvenilirliğini mayıs ayı enflasyon rakamlarıyla tüketti. Tıpkı Merkez Bankası (MB) gibi 20 ayda dört başkan değiştiren TÜİK'te geçen ay önce Fiyat İstatistikleri Daire Başkanı, ardından TÜFE Hesaplama İstatistikleri Grup Başkanı görevden ayrıldı. İktidarın TBMM'ye getirdiği yasa değişikliğiyle, fiyatlar ve ücretler konusunda açıklama, yorum, beyanda bulunanlara 'fiyatları etkileme' suçu kapsamında hapis cezası öngörülmesi acizlikten öte bir şey değil. TÜİK'in enflasyon sepetinde yer alan toplam 409 mal kalemi ve ürünlerdeki aylık ortalama fiyat artışlarını, fiyatı en çok ve en az artan ürün listelerini mayısta yayınlamaması ve bundan böyle de yayınlanmayacağının duyurulması veri karartma utancına kılıf uydurulmasıdır. Başta gıda olmak üzere mutfaktaki yanığını gizleme gayretinden başka bir şey değildir. İktidarın halkı, çalışanları, emekliyi enflasyona ezdirmeme vaatlerinin içi boş bir yalandan ibaret olduğu görülüyor. Hızla yoksullaşan geniş kitlelerin daha da yoksullaşmasına karşı tamamıyla duyarsızlaşan iktidar ve iktidar sözcüleri, gerçek enflasyonu gizliyor. Vicdanı el vermeyen kıdemli TÜİK bürokratları istifa ediyor
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YATIRIM YOK: Enflasyon ve artan fiyatların iç tüketimi, talebi ve harcamaları öne çekmesiyle yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdüğü açıklanan Türkiye ekonomisinde yatırım yok. Çalışanların milli gelirden aldığı pay son 14 yılın en dip noktasına indi. Bireylerin ve hanelerin 'fiyatlar artacak' kaygısıyla yaptıkları harcamalardaki artış ve tüketimle sağlanan büyümeye karşılık dolar bazında küçülme ve yoksullaşma yaşanıyor. Büyümenin içeriği analiz edildiğinde; turizmdeki canlanmanın olası etkisi dışında, ikinci ve üçüncü çeyreklerde büyümenin yavaşlayacağı, kur artışlarına paralel olarak dolar bazındaki GSYH'nin daha da gerileyeceğini, dış ticaret açığı ve cari açığın olağanüstü boyutlara yükseleceğini, öngörmekteyim… Geçen yılın ilk çeyreğine göre tarım sektöründe sadece yüzde 0,9'luk büyüme yaşanmış! Tarımdan büyümeye gelen katkı 0,03 puan ve her an eksiye inebilir. Yüksek gıda enflasyonu ve gıdada uluslararası kısıtlamalar, ihraç yasakları düşünüldüğünde tarım sektörünün büyümesinin durma noktasına gelmesi endişe verici! Sanayideki büyümeye karşın inşaat sektörü daraldı.
HANE HALKLARININ BORÇ YÜKÜMLÜLÜKLERİNDE KREDİ KARTI BORÇLARI İLK SIRAYA YÜKSELİYOR: Bankalar hazinenin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun, nisan ayında banka karlarının bir ayda 35 milyar tutarında gerçekleştiğini, ocak-nisan dönemi dört aylık kar toplamının 98 milyara ulaştığını açıkladı. 20 Mayıs haftası Merkez Bankası verileri, kredi kartı harcamalarının yüzde 119 artışla 64 milyara ulaşarak yeni bir rekor kırdığını gösterdi. Hane halklarının borç yükümlülüklerinde kredi kartı borçları ilk sıraya yükselirken, bankalar hazinenin TÜFE ve döviz endeksli borçlanmasıyla kar rekoruna gidiyor. Yüksek enflasyon, her gün değişen fiyatlarla baş edemeyen, geliri giderini karşılamayan, alım gücü düşen geniş kitleler; kredi kartı ile rekor düzeyde harcamalara mecbur kalırken, şimdiden gelecekteki gelirlerini tüketip, borca sürükleniyor. Bu sürecin kazananı, nisan itibarıyla karlarını yüzde 707,8 oranında artıran bankalar. 23 milyonu aşan icra takibi ve yasal takip dosyalarıyla, ailelerin ve işletmelerin kredi ve kredi kartıyla döndürmeye çalıştıkları çarklar hızla durmaya, tıkanmaya doğru gidiyor. Artırılan limitlerle gelirinden daha fazla kredi kartı harcaması yapan hanelerin bir süre sonra mevcut gelirleriyle bunun asgari ödemesini bile yapamaz konuma gelerek, icralıklar ve kanuni takiptekiler arasına katılacağını şimdiden öngörmekteyim.
MARKETLERDE HIRSIZLIĞA KARŞI PERSONELE EĞİTİM PROGRAMLARI: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hiç kimsenin aç olmadığını iddia etmesine karşılık; zincir marketlerde çalışan personele gıda ve ürün hırsızlığına karşı 'yağma, raf ve mağaza güvenliği' eğitim programları, devreye alındı. Ülkemizde bugüne kadar en zor kriz dönemlerinde bile 'mağaza, işyeri, dükkan yağması' yaşanmadı. Ürünlere alarm cihazı takılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkede kimsenin aç olmadığını iddia etmesi, açlık tehlikesinden söz edenlerin samimiyetsiz ve hain olduklarını ifade etmesine karşılık her gün ülkenin dört bir yanından Pazar yerlerinde atılan çürük ürünleri ayıklayan, akşam pazarından rızkını arayan insan görüntüleri geliyor. Önde gelen pek çok market zinciri daha önce çöpe attıkları ya da bayatladığını, tazeliğinin geçtiğini saptadıkları ürünleri, ayıklayıp ayrı bölümlerde tezgaha koyarak daha ucuza satma yoluna gitmeye başladı. Market zincirleri çalışan personeline yağma ve raf hırsızlığı konusunda 'hizmet içi eğitim' programları başlattı. Perakende sektörü örgütleri, market ve mağaza zinciri dernekleri ortaklaşa başlattıkları bu programlarla, uzaktan online eğitimlerle mağaza personelini, mağaza müdürlerini, kasiyerleri olası yağma ve raflardaki temel gıda ihtiyaç maddesi hırsızlığına karşı hazırlıklı ve teyakkuzda olmaya, önlem almaya, böyle bir süreç yaşandığında nasıl davranacakları konusunda can ve mal güvenliğini sağlamaya hazırlıyor.
BUĞDAY YÜKLÜ KARGO GEMİLERİ, ULUSLARARASI KRİZE DÖNÜŞÜYOR: Ukrayna'nın Odessa limanında bekletilen, Rusya ablukası ve Ukrayna mayınları nedeniyle denize açılmalarına izin verilmeyen 20 milyon ton buğday yüklü kargo gemileri, uluslararası krize dönüşüyor. Putin Rus limanları ve Belarus'u önerirken, Türkiye'ye uluslararası baskılar ve Montrö'den taviz taleplerinin artması gündemde. İktidar, Ukrayna buğdayının Rusya tarafından Türk karasuları üzerinden satıldığı iddialarına sessiz kaldı. Birleşmiş Milletler (BM) ve AB ülkeleri Ukrayna limanlarında 20 milyon ton buğday yüklü kargo gemilerinin serbest bırakılması çağrılarına karşı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesine yönelik yaptırım ve ambargoların kaldırılması ya da en azından gevşetilmesi koşulunu öne sürdü. Buğday ve ayçiçeğinde küresel kriz olasılığının gündeme gelmesi, askeri çözüm tartışmalarını ve Karadeniz'de sıcak çatışma önerilerinin tartışılmasını beraberinde getiriyor.
Avrupa Birliği (AB) Rusya'ya karşı altıncı yaptırım paketini uygulamaya koydu. Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinde etkili olan Rus Ortodoks Kilisesi ve Patrik Kirill'in yaptırım listesine alınması, Kirill'e seyahat yasağı getirilmesi yaptırımlardan çıkartıldı. ABD, Ukrayna'ya 700 milyon dolarlık yeni bir silah desteğini daha kabul etti. Türkiye, Litvanya üzerinden Ukrayna'ya bedelsiz Bayraktar TB-2 SİHA vereceğini açıkladı.
UKRAYNA-RUSYA ARASINDAKİ SAVAŞIN YANSIMALARI ÜLKEMİZDE DEVAM EDECEK: Mevcut gelişmeler, Rusya'nın sergilediği tavır ve batılı ülkelerin giderek azalsa da Ukrayna'ya silah ve mali desteği sürdürmesi, kuzeyimizdeki savaşın yakın gelecekte sona ermesi, uzlaşı sağlanması ihtimalini ciddi biçimde dışlıyor. Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın ülkemiz üzerindeki ve ekonomideki olumsuz yansımalarının devam edeceğini öngörmekteyim. "