Erdoğan "Kendini Bilmez Büyükelçi" Deyip ABD'ye Çattı: Size Muhtaç Değiliz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vize kriziyle ilgili olarak ABD'ye sert sözlerle yüklenerek "Amerika'nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Size Muhtaç değiliz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 81 ilin valisine hitap etti. Konuşmasında ABD ile yaşanan vize krizine değinen Erdoğan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'a sert sözlerle yüklenerek "Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Bizleri tekrar bir araya getiren İçişleri Bakanlığımıza, sayın Bakan ve ekibine teşekkür ediyorum. İstişare gereklidir. Bir süredir ülkemiz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihinin en kritik süreçlerinden birini yaşamaktadır. 2. bir kurtuluş savaşı verdiğimiz bir zaman diliminin tam ortasındayız. Türkiye içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. İddialı ve güçlü bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar.
BİRİLERİNİN İLERİ GARNİZONU DEĞİLİZ
Uzun yıllardır sadece ileri garnizon gibi görülen bir ülkenin aldığı kararları hayata geçirme iradesi göstermesini kabul edemiyorlar. Alan elden veren el durumuna gelmemiz birilerinin kabusudur.
"SIRBİSTAN'DA HALKLA KAYNAŞMAMIZ BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETMİŞTİR"
Bunlar Sırbistan'ı falan AB arka kapısı gördüğü için "Türkiye buralara uzandı he, olmaz böyle şey. Buna karşı da bazı tedbirler geliştirmemiz gerekir" anlayışının içindeler. Sırbistan Cumhurbaşkanı'nın kabinesi ile bizi karşılaması ezberleri bozan bir girişimdir. Novi Pazar'da halkla kaynaşmamız birilerini rahatsız etmiştir.
Ülkemizin bu yükselişini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını durdurmak için çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik, millet iradesin tank ve topla esir alma var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı etme var. Figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, eli kanlı çeteler de var.
KENDİNİ BİLMEZ BÜYÜKELÇİ...
Medya manipülasyonları, şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikatı da var. Diplomatik teamüllerin ayaklar altına alınması da var. Amerika ile vize gerginliği bunun ifadesidir. Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez.
"BİZ SİZE MUHTAÇ DEĞİLİZ"
Biz kabile devleti değiliz. Biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimizde 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne ücretsiz silah veriyorsun. Niye, "Türkiye'yi güneyden kuşatalım" diye.
Bunlar bizi herhalde görmez, sağır, böyle zannediyorlar. Öyle alışmışlar çünkü ama böyle bir Türkiye yok artık. Uluslararası rekabette de yerini alacak bir Türkiye'yiz. Bunun köşe taşları da sizlersiniz. Sizler dik durusanız bunlar, buralarda en ufak bir cirit atamazlar. Tüm piyonları ile yıllardır besledikleri lejyonerleri ile bunlar üzerimize geliyorlar, gelecekler ama biz sağlam duralım.
"ZULÜM 1453'TE BAŞLADI" YAZISI TESADÜF DEĞİLDİ
Türkiye asırlık bir hesaplaşma ile karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara ne yazdılar, "Zulüm 1453'te başladı" diye yazılması, Kadıköy'de, asla tesadüfi değildir. Zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.
Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Terör koridoru sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Rejim, PKK'ya oradan 'yanınızdayız', Barzani'ye 'yanınızdayız' diyor. Barzani ile çatışan PYD şimdi 'beraberiz' diyor.
KILIÇDAROĞLU'NA ABD TEPKİSİ
Bu tarz hezayanlar, bir ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanından çıkıyorsa, artık bu zatı ben yerli ve milli göremeyeceğim gibi, bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak görmem de mümkün değildir. Bu zor günler aynı zamanda eleme, elenme ve ayrışma günleridir.
Vize olayıyla ilgili ülkemizin kaybı "50 milyar lira" diye açıklama yapıyorlar. Neye göre bu hesabı yapıyorlar? Böyle bir yerde kavgaya girdiğiniz zaman atılan yumruk sayısı sayılmaz. Kalkacak bize karşı böyle bir tavrı takınacaklar, ondan sonra da orada şu kadar kayıp, bu kadar kayıp varmış. Mesele burada vatandır, gerisi teferruattır.
Uluslararası hukukun temelinde egemen devletlerin eşitliği ilkesi vardır. Biz mevcut çarpık sistemi kabul etmedik, etmiyoruz. Bugüne kadar hiçbir ülke ile dostluğumuza halel getirecek bir tutumun içine girmedik, girmiyoruz.
"VATANDAŞIMI YARGILAYIP İTİRAFÇI OLARAK KULLANMAK İSTEDİLER"
Teröristleri ülkelerinde saklayan, bu ülkelerden başka ülke var mı? Bir taraftan demokrasinin ana vatanı diyeceksin, teröristi saklayacaksın, ondan sonra FETÖ ile irtibatlı olan ülkemizdeki diplomat vasfı olmayan, konsolosluğunda saklanan kişinin kendine göre hakkını arayacaksın. FETÖ ile açık net her şeyi ile ilişkili, bağı irtibatı var. Bunları koruyacaksınız. Böyle bir şey olamaz? Benim bankamın genel müdür muavinini hiçbir şey olmadan tutuklayacak, vatandaşımı yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin.
"ABD'Yİ BÜYÜKELÇİ YÖNETİYORSA YAZIKLAR OLSUN"
Lafa geldi mi koskoca Amerika'sın. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını terör örgütleri mensupları rahatsız ediyorsa ve bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, teröristleri birkaç gün geçince serbest bırakıyorsun, o evlatlarımız hala içeride. Adalet bu mu? Bunları kendilerine söylediğimiz zaman talimatları verdik diyor, biz de talimatları verdik. Yargı sürecinde olan değil, onun dışında olana verdik. Koskoca ABD'yi bir büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. "Sen benim stratejik müttefikime böyle diyemezsin" demeleri lazımdır. Büyükelçi "hükümetin adına bu adımı attım" diyorsa, sayın Başkan da savunuyorsa, biz de şu anda aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız.
"SORUNLARI BÜYÜTEN BİZ DEĞİLİZ"
Türkiye atılan adımlar karşısında mütekabiliyet esasına göre hareket etmiştir. Sorunu büyüten asla biz değiliz."