Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Erdoğan'ın Filistin Görüşmeleri Tapede!

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Erdoğan'ın Filistin Devlet Başkanı ve Başbakanı ile Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmelerinin dinlendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı açıklamada yer alan Selam Örgütü'ne yönelik soruşturmayla ilgili verilen takipsizlik kararının gerekçesi ortaya çıktı. Kararda, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ' Filistin Devlet Başkanı, Filistin Başbakanı ve Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı, devletin güvenliği ve iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken' görüşmelerinin de dinlenerek kayıt altına alındığı yazıyor.

Kamuoyunda '7 bin kişi dinlendi' haberleri ile yansıyan Selam örgütü soruşturması savcı İrfan Fidan tarafından tamamlandı. Savcı Fidan, soruşturma dosyasında şüpheli olan 251 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. Yani dava açmaya gerek görmedi.

Savcı, Selam örgütü soruşturması adı altında Başbakan dahil önemli kişilerin dinlendiğini savunuyor.

Şüpheli listesi kalabalık

Savcı İrfan Fidan, takipsizlik kararına ilişkin yaklaşık 320 sayfalık gerekçeli karar açıkladı. Gerekçeli kararda ilk olarak şüpheli listesine yer verildi.

Şüpheli listesinde Bağımsız Türkiye Partisi lideri Haydar Baş, Adalet Bakanı Müsteşarı Adnan Boynukara, KUDÜS TV Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Şirin, Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Erdem, AK Parti Ankara Milletvekili Faruk Koca, gazeteci Fehmi Taştekin, İHH Başkanı Bülent Yıldırım, gazeteci Hüsnü Mahalli, gazeteci İbrahim Karagül, gazeteci Kemal Öztürk, Başbakanın danışmanı Mustafa Varank, gazeteci Nasuhi Güngör, Dışişleri Bakanlığı Basın Müşaviri Osman Sert gibi isimler yer aldı.

Şüpheli listesinde sadece kişiler yer almadı. Listede AKABE Kültür ve Eğitim Vakfı, Ankara Etlik Muhammediye Cami, El Mustafa Medresesi, Haliç Kongre Merkezi  gibi binalar da var.

Klasörler 17 Aralık'ta Emniyet'ten taşınmış

Savcılık takipsizlik kararında, Selam Örgütü soruşturması kapsamında yürütülen çalışmalara ait 106 klasör dosyanın 17 Aralık operasyonun yapıldığı gün savcılığa teslim edildiği belirtti.

Dosya kapsamında dinleme yapılan 90 kişinin telefon çözüm işleminin yapılmamış olduğuna dikkat çeken savcılık, dinlenen devlet yetkililerinin görüşmelerine de yer verdi.

Erdoğan'ın Filistin ve Somali lideri ile görüşmeleri kaydedildi iddiası

Takipsizlik kararında "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı'nın, Filistin Devlet Başkanı, Filistin Başbakanı ve Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı, devletin güvenliği ve iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken dış politikaya ilişkin telefon görüşmelerinin dinlenerek kayıt altına alındığı tespit edilmiştir" denildi.

' Hakan Fidan'ın milli güvenliğe ilişkin görüşmeleri dinlendi'

Kararda, AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un dış politikaya ilişkin görüşmelerinin, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan'ın, milli güvenliğe ilişkin telefon görüşmelerinin dinlendiği belirtildi. Ayrıca Hakan Fidan'ın terör örgütü üyesi gibi kod adı verilerek dinlenildiği belirtildi.

'Çelişkili ve tutarsızlık var' iddiası

Soruşturma aşamasında Nurettin Şirin'in, Selam (Tevhid) örgütünün lideri olduğu iddia edilmiş, faaliyetlerinin deşifre edilmesi için takip araçlarıyla izlenmesi yönünde talep edilmişti. Savcılık, Şirin hakkındaki dinleme kararının "El Kaide terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak" suçlamasıyla alındığını da savundu. Bunun çelişkili ve tutarsız olduğu ifade edildi.

Kararda, "Şüpheli hakkında atılı suçtan, kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği" de iddia edildi.

Soruşturmayı başlatan Yazıcıoğlu ifadelerini reddetti

Soruşturmanın başlamasına neden olan ifadeleri verdiği iddia edilen Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun eşi Kamile Yazıcıoğlu'nun 26 Şubat 2014'te İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifade de kararda yer aldı.

Kamile Yazıcıoğlu'nun, 4 Mart 2011'de verdiği ifadesinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile eşinin irtibatlı olduğunu ve son olarak 4 ay önce Fidan MİT Müsteşarı olduğunda eşinin makamını ziyarete gittiğini söylediği iddia edilmişti.

Yazıcıoğlu, "Ben kesinlikle böyle bir ifade vermedim, vermiş olsaydım hatırlardım. Bu ifade bana ait değildir" dedi.

Yazıcıoğlu, "04.03.2011 tarihinde TEM Şube Müdürlüğümüzde vermiş olduğunuz 5 sayfalık ve her sayfasında imza bulunan ifade ve imza size mi aittir?" sorusuna, "Doğrudur, o gün burada vermiş olduğum ifade kısmen doğrudur. Fakat atılan imzalarda şüphem var. Benim imzama benzemeyen imzalar gördüm" dedi.

"İradem dışında eklediler"

Yazıcıoğlu, 27 Şubat 2014'te Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiği ifade de ise; "Ankara'da oturduğumuz dönemlerde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile eşimin irtibatlı olduğunu, en son olarak 4 ay önce MİT Müsteşarı olduğunda makamını ziyarete gittiler şeklinde bir beyanım olmamıştır. Bu beyan kesinlikle benim iradem dışında tutanağa eklenmiştir" dedi.

"Terör ile ilişkilendirilecek faaliyet söz konusu değil"

Savcılık takipsizlik kararında terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği ile ilişkilendirilerek, haklarında telefon dinleme, teknik-fiziki takip kararları alınan şüphelilerden bir kısmının kamuoyunda da tanınan siyaset adamı, gazeteci-yazar, akademisyen, iş adamı, devlet yönetiminde görevli üst-düzey bürokrat, bir kısmının da dernek-vakıflar kanunları hükümleri uyarınca denetime tabi sivil toplum kuruluşları olduğunu belirterek, "Terörle ilişkilendirilebilecek herhangi bir faaliyetlerinin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır" dedi.

Savcılık, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde yapılan dosyanın kayıtlarının da emniyette bulunamadığını, silindiğini belirtti.

Kaynak: Aljazeera / Güncel
title