Erdoğan ile Görüşen Gazetecilerden Açıklamalar
Haber: Dilhun GENÇDAL - Kamera: İdris TİFTİKÇİ İSTANBUL - DHA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gazeteci ve yazarlarla biraraya geldi.
Haber: Dilhun GENÇDAL - Kamera: İdris TİFTİKÇİ İSTANBUL - DHA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gazeteci ve yazarlarla biraraya geldi. Yaklaşık 4 saat süren toplantı sonrası Çalışma Ofisi'nden ayrılan gazeteci ve yazarlar toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE'YE KURULAN TUZAKLA İLGİLİ KARARLI"
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, "Benim gördüğüm şu Başbakan kararlı. Neyle ilgili kararlı? Türkiye'ye kurulan tuzakla ilgili kararlı. Bunu hem reformlarla hem de yasal düzenleme çabalarıyla atlatmaya çalışılacağını, Türkiye'nin bununla baş edebileceğini söyledi. Operasyon olup olmayacağıyla ilgili net bir cevap verilmedi. Söylediği şey şuydu; yasaların elverdiği ölçüde hatta diğer davaların yeniden yargılanmasıyla ilgili de bunu söyledi. Herşey yasal prosedür içerisinde devam edeceğini söyledi. Balyoz ve Ergenekon davalarıyla ilgili ise talebi haklı bulduğunu ama onun da yasal prosedür neyi gerektiriyorsa o çerçevede bir çalışma yapılacağını aktardı. Böyle bir hakkın olduğunu söyledi. O doğrultuda bir çalışma yapıldığını açıkladı" diye konuştu.
"BİZ BU KONUDA ÇOK DİKKATLİYİZ"
Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç ise, "Sayın Başbakan 17 Aralık süreciyle ilgili bilgilendirici bir toplantı yaptı. Sürecin nasıl başladığını, nasıl geliştiğini, bunun neyi hedeflediğini anlattı. Sorulara cevap verdi. TIR olayında önümüzdeki seçim dönemine kadar olabilecek olaylardan söz etti ve kendilerinin aldığı tedbirleri anlattı. Cemaat konusu gündeme geldi. O konuda da Sayın Başbakan fikirlerini ifade etti. TIR olayıyla, 17 Aralık operasyonunun bağlantılı olduğunu söyledi. Ben kendilerine eğer söylenildiği gibi yargıda ve emniyette bir yapılanma varsa hükümetin tedbir almasının hakkı olduğunu fakat camiaya veya cemaate karşı bir operasyon düzenlenecekse bunun on binlerce insanı içine alabileceğini, 28 Şubat'ın tekrarı olabileceğini, öğretmenden esnafına kadar birçok insanı mağdur edebileceğini sordum. Sayın Başbakan, 'Biz bu konuda çok dikkatliyiz. Öyle birşeye asla izin vermeyiz mahal vermeyiz' dedi. Ama devletin içinde bir yapılanma varsa hukukun dahilinde kalmak suretiyle onları tasfiye etme konusunda da kararlı olduğunu söyledi. Ergenekon ve Balyoz davaları konusunda iade-i muhakeme olabileceğini söyledi. Bu konuda Adalet Bakanlığı'ndaki bir çalışmadan söz etti. Sayın Adalet Bakanı da bu konuda teknik bilgiler verdi" dedi.
"YOLSUZLUK KONUSU AĞIRLIKLI OLARAK İŞLENMEDİ"
Bugün Gazetesi yazarı Doğu Ergil de, "Bence zamanında yapılmış olan toplumun kafasındaki karışıklığı gidermek için bir halkla ilişkiler, halkı kamu önderleriyle bilgilendirme toplantısıydı. Pek çok konuya açıklık getirildi ama bu tabi hükümetin bakışıdır. Toplumda bunun karşılığının ne olacağını kendisi de ifade etti. 30 Mart seçimleri olacaktır. Kendisinin şahıs ve hükümet olarak uluslararası düzeyde de fazla bir fire vermediğini söyledi. Bunu seçimlerde göreceğiz. Yolsuzluk konusu ağırlıklı olarak işlenmedi. Çünkü Başbakan, yolsuzluğun bir araç olarak kullanıldığını ve yolsuzluk üzerinden hükümetinin karalanma dolayısıyla Türkiye'nin istikrasızlaştırılmaya çalışıldığına inanıyor. Bunu yapanların neden yaptıkları teşhir edilmeli şekilinde iki tane görüş vardı. Bu görüşler birbirine yaklaştırılsa mesele daha açıklığa kavuşacaktır ve toplum da ikna olacaktır" diye konuştu.
"BAŞBAKAN'I GAYET RAHAT GÖRDÜM"
Türkiye Gazetesi yazarı İsmail Kapan ise, "17 Aralık'ın bir komplo olduğunu söylediler. Buna karşı hükümetin ve devletin zamanında gerekli refleksi göstererek, cevap verdiğini, düne göre bugün daha güçlü durumda olduğunu ve bundan olabilecek şeylere de genellikle hazırlıklı olduklarını söyledi. Herşey hemen hemen konuşuldu. Yolsuzluklar da konuşuldu. Ama Türkiye'nin itibarına yönelik içeride ve dılarıda odakların karışmış olduğu kurulmak istenen tezgahlarla ilgili değerlendirmeler de yapıldı. Ben Başbakan'ı gayet rahat gördüm. Bunun esas göstergesinin 30 Mart seçimleri olduğunu ve bu konuda hiçbir endişelerinin olmadığını söyledi. Bunun devamı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili çok önemli bağlantılar kurulmak istendiğini söylerek, başbakanlık makamıyla cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir fitne çıkarılmak istendiğini belirterek, bu konuda kendilerinin çok rahat olduklarını, zamanı geldiğinde gerekli adımların atılacağını söyledi" dedi.
"BİZ ONLARLA MÜCADELE HALİNDEYİZ BİRLİKTE DEĞİLİZ"
Habertürk Gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca da, "Başbakan, bu sürecin 30 Mart yerel seçimlerini, çözüm sürecini ve Cumhurbaşkanlığı seçimini hedef aldığını söyledi. Bunun dışında yine çarpıcı konulardan biri bu TIR meselesi üzerinden yapılan Türkiye'yi El Kaide ile ilintili gösterme ve ana muhalefet partisinin de bu söylemlere pirim vermesi üzerine sert bir çıkışı sözkonusu oldu. Türkiye'yle El Kaide'yle aynı cümle içinde ifade etmenin en büyük ihanet olacağını belirtti. 'Biz onlarla mücadele halindeyiz birlikte değiliz' ifadesini kullandı. İçerideki algı genellikle bir operayon olduğu yönündeydi" dedi.
"AÇILIM SÜRECİNDE SADECE HÜKÜMET DEĞİL, HER İKİ TARAF DA ÇOK KARARLIDIR"
Eski TESEV Başkanı Can Paker ise, "Başbakan, operasyonun Türkiye'nin geleceğine bir darbe olduğunu söyledi. Hiçbir kişi ve kuruluşla pazarlığa girmeyeceğini belirtti. Bütün herşeyle ilgili bilgilerinin olduğunu zamanı gelince belgelendirip kamuoyunu bilgilendireceklerini aktardı. Rüşvet ve yolsuzlukla ilgili ise, 'Ben bakanlarıma güveniyorum. Bir tanesi hariç kendileri sorgulamanın selameti açısından çekildiler. Bundan sonra yargıyı bekleyelim' dedi. Bu operasyonlar bir darbe ise bu darbenin en büyük hedefi benim kanaatime göre açılım politikasıdır. 'Bu darbe açılım politikasına etki etmiş midir? Bundan sonra açılım politikasını nasıl devam ettireceksiniz?' sorusunu yönelttim. Buna Beşir Atalay şu cevabı verdi; 'Hükümet bu konuda çok kararlıdır. Açılım sürecinde sadece hükümet değil, her iki taraf da çok kararlıdır' dedi ve açılım politikasını kararlılıkla devam ettireceklerini ifade etti. Bu operasyonların açılımda herhangi bir yavaşlamaya sebep olmadığını söyledi" diye konuştu.