Erdoğan: Bingöl'de Bir Nöbet Değişimi Gerekiyordu
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet bu ülkede tanımıyoruz.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet bu ülkede tanımıyoruz. Böyle birşeye teşebbüs edenler karşılarında AK Parti iktidarını bulurlar, bizi bulurlar. Ne paralel yapı, ne paralel devlet asla. Şu anda biz bu adımla hareket etmeye devam ediyoruz" dedi. Erdoğan, partisinin Bingöl Telekom Kavşağı'nda düzenlediği mitinginde halka hitap etti. Başbakan Erdoğan, konuşmasında, bugün 26'ncı mitinglerini Bingöl'de yaptıklarını belirterek, Bingöl'de muhteşem bir manzarayla karşılaştıklarını söyledi. " Bingöl, sen farklısın, müstesnasın, demokrasinin şehrisin. Bingöl, sen milli iradenin şehrisin, Bingöl sen dik duruşun, yiğitliğin, mertliğin şehrisin" diyen Başbakan Erdoğan, miting için toplanan kalabalığın tarihi bir güne şahitlik ettiğini, Binglö'de tarih yazdığını kaydetti. Her şehirde muhteşem manzaralarla karşılaştıklarını, dün Ağrı'da, Muş'ta yağmura rağmen vatandaşlarla buluştuklarını anlatan Erdoğan, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa'da mahşeri kalabalıklarla biraraya geldiklerini ifade etti. Bingöl'ün tüm ilçelerini sayarak oralarda yaşanan vatandaşlara selamlarını ileten Erdoğan, "Sizin sevginiz başka, sizin sevginizde coşku var, coşku. Sizin samimiyetiniz bir başka, güzelliğiniz çok ama çok başka. Siz, bu kardeşinizi her zaman bağrınıza bastınız, ama bugünkü manzara gerçekten çok başka, Allah hepinizinden razı olsun. Rabbim kardeşliğimizi, yol arkadaşlığımızı, uhuvetimizi, muhabbetimizi daim etsin" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin Türkiye için, millet için ve Bingöl için hayırlı olmasının dileyerek, dün görev için Muş ve Ağrı'ya gelmek için yola çıkan, ancak Kırşehir yakınlarındaki kazada şehit olan polis memurları Resul Erdoğan, Abdullah Kılıç, Ömer Aktaş'a Allah'tan rahmet, ailelerine ve emniyet teşkilatına başsağlığı diledi. Şehit polis memurlarının ailelerini aradığını ve başsağlığı dilediğini ifade eden Erdoğan, kazada yaralananlara da acil şifalar diledi. Erdoğan, Bingöl'e 24 Temmuz 2010'da gelerek, halk oylamasının startını burada verdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti: "1982'nin 7 Kasım'ında 'hayır' diyen Bingöl'de bu kez demokrasiye 'evet' kampanyasını başlatmıştık. Bu defa sizler ne yaptınız? Halk oylamasına yüzde 95 oranında 'evet' diyerek tavrınızı ortaya koydunuz. 8 Haziran 2011'de bir kere daha geldim, genel seçim mitingini yaptık, bu seçimde de yüzde 67 oranıyla 'AK Parti' dediniz. 12 Temmuz 2013'de bir kez daha geldim, Bingöl Havalimanını sizlerle birlikte açtık. Söz vermiştik, sözümüzü yerine getirdik mi? Bingöl'ü havadan tüm Türkiye'ye, tüm dünyaya bağladık. -"Eşekten bile bir eser kalıyor, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri, olay bu" Televizyondaki reklamları seyrediyorsunuz değil mi? Ben lafa değil, icraata bakarım. Bu millet enayi mi? Yıllar yılı anlattılar, laf laf laf. Şimdi yine çıkmışlar bu kafadarlar laf üretiyorlar, başka birşey yok. Bunlara şunu söyleyin; 'biz sizden eser istiyoruz, eser.' Eşekten bile bir eser kalıyor, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri, olay bu. Şimdi inşallah 30 Mart'ta ben inanıyorum ki sizler icraata bakmanın bedelini ortaya koyacaksınız." AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Bingöl'ün eser siyaseti üretene, hizmet üretene bakacağını belirterek, "Bingöl, dağları delerek inşa ettiğimiz tünellere, duble yollara, okullara, üniversitelere, hastaneler bakar. Bingöl, demokrasiye sahip çıkana, kardeşliğine sahip çıkana bakar. En önemlisi de Bingöl lafa değil, çözüm sürecine bakar" diye konuştu. Birilerinin Kürt milliyetçiliği yaptığını, siyasi Kürtçülük yaptığını ifade eden Erdoğan, "Bunlara karnımız tok. Ben Kürt'ü, Kürt olduğu için sevmiyorum ki. Ben Laz'ı, Laz olduğu için sevmiyorum ki, Zaza'yı Zaza, Kürt'ü Kürt olduğu için sevmiyorum ki, Boşnağı Boşnak olduğu için sevmiyorum ki. Beni yaradan Allah onu da yarattığı için seviyorum. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik" dedi. Erdoğan, 12 yıl önce AK Parti ile yola çıkarken 'tek millet' dediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Tek millet; Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Arabıyla tek millet. Tek bayrak' dedik. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ifadesi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. 'Tek vatan' dedik. 780 bin kilometrekarede tek vatan. Yani batıya farklı, doğuya farklı, güneye farklı, kuzeye farklı, ortaya farklı değil. 'Batıda ne varsa, güneyde de o olacak' dedik. Yapıyor muyuz? Bizden öncekiler niye yapmadı, onların akıllarına niye gelmedi. Ve 'tek devlet' dedik. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet bu ülkede tanımıyoruz. Böyle birşeye teşebbüs edenler karşılarında AK Parti iktidarını bulurlar, bizi bulurlar. Ne paralel yapı, ne paralel devlet asla. Şu anda biz bu adımla hareket etmeye devam ediyoruz."
AK Parti'nin Bingöl mitingi -Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (2) -"Hiçbir alim, ananaslarla, tesbihlerle karanlık ilişkilerin içinde olmadı, hiçbir alim mahremleri dinlemek, kaydetmek, montajcılık yapmak gibi, bunlarla şantaj yapmak, tehdit etmek, haraç toplamak gibi edep dışı işlerin takipçisi olmadı" -"Yolsuzluk ve rüşvet kılıfı altında demokrasiye, milli iradeye sabotaj yapılmasına izin vermedik. 'Yolsuzluk var' iftirasıyla milli iradenin çalınmasına müsade etmedik, etmiyoruz" ANKARA AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hiçbir alim, ananaslarla, tesbihlerle karanlık ilişkilerin içinde olmadı, hiçbir alim mahremleri dinlemek, kaydetmek, montajcılık yapmak gibi, bunlarla şantaj yapmak, tehdit etmek, haraç toplamak gibi edep dışı işlerin takipçisi olmadı" dedi. Erdoğan, partisinin Bingöl mitinginde yaptığı konuşmada, 30 yıldır 81 vilayette, Bingöl'de, bu topraklarda acıya şahitlik ettiklerini belirterek, Bingöl'ün dağlarının, ovalarının akan kana, akan gözyaşına şahitlik ettiğini, çok büyük acılar yaşandığını, çok genç yaşta insanların yitirildiğini, Türkiye'nin kaynaklarını kaybettiğini söyledi. Bu acıyı dindireceklerini söylediklerini hatırlatan Erdoğan, "Bu kanı durduracak, bu göz yaşlarına son verecek, Türkiye'nin 81 vilayetiyle ayağa kaldıracağız' dedik. 'Gerekirse baldıran zehri de içeriz' dedik" ifadelerini kullandı. Erdoğan, bu yola yüreklerini, canlarını koyduklarının vurgulayarak, şöyle devam etti: "Çok zorlu süreçlerden geçtik, çok engelle karşılaştık. Ama hamdolsun, artık belli bir noktaya, umut verici bir noktaya geldik. Artık, güvenlik güçlerimiz görev nedeniyle şehit olmuyor. Gençlerimiz, dağlarda ölmüyor. Artık ocaklara ateş düşmüyor, annelerin babaların yürekleri yanmıyor. Artık kepenkler kapanmıyor. Benim Bingöllü kardeşim, artık korkusuzca, kaygısızca köyüne, mezrasına, dağlarına gidip gelebiliyor. Artık, inşallah hiç bitmeyen bir bahar yaşanıyor. Artık, silahlar değil siyaset konuşuyor. Siz demokrasiye sahip çıktığınız gibi, milli iradeye sahip çıktığınız gibi çözüm sürecine de sahip çıktığınız gibi, siz dik durduğunuz gibi siz dirayetli durdunuz. Niye? İnşallah, bu süreci hep birlikte daha ileri taşıyacağız, daha da güçlendireceğiz." -"Türkiye'ye karşı kurulan bu tuzağa düşmedik" "Bingöl'ün yaşadığı bu bahar, birilerini rahatsız etti" diyen Erdoğan, "Büyüyen Türkiye, yeni Türkiye, kardeşlik iklimi birilerini rahatsız etti. Önce 'gezi eylemleri' dediler. Ağaç bahanesinin, çevre bahanesinin arkasına saklandılar. Hem ekonomiyi hem huzuru hem de çözüm sürecini sabote etmek istediler" dedi. İstanbul merkezli operasyonlarla Türkiye'de huzurun, istikrarın, büyüyen ekonominin, çözüm sürecinin sabote edilmek istendiğini vurgulayan Erdoğan, "Fakat, taviz vermedik. Türkiye'ye karşı kurulan bu tuzağa düşmedik. Yolsuzluk ve rüşvet kılıfı altında demokrasiye, milli iradeye sabotaj yapılmasına izin vermedik. 'Yolsuzluk var' iftirasıyla milli iradenin çalınmasına müsaade etmedik, etmiyoruz" diye konuştu. "Pensilvanya'da malum bir zat var. Güya, Said-i Nursi'nin izinde olan. Said-i Nursi ile tam ters istikamettedir" diyen Erdoğan, Said-i Nursi'nin hayatının ilimle, mücadeleyle geçtiğine, sürgünlere rağmen asla eğilmediğine işaret etti. Fetullah Gülen'in ise Said-i Nursi ile bir kere karşı karşıya gelmediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Hiçbir alim, ananaslarla, tesbihlerle karanlık ilişkilerin içinde olmadı, hiçbir alim mahremleri dinlemek, kaydetmek, montajcılık yapmak gibi, bunlarla şantaj yapmak, tehdit etmek, haraç toplamak gibi edep dışı işlerin takipçisi olmadı. 'Gece yarısı' diyor, 'araştırdık, buluşturduk' diyor, 'hemen haber gönderdik' diyor. Yav senin ne işin var. Sen alimsin. Fazıl bir insansın. Sen ilimle uğraş. Bu işlerle niye uğraşıyorsun? İnsanın mahremine girenlere bir ilim adamı ulaşır mı? Bunun ne insanlıkta ne bizim dinimiz İslam'da yeri var mı? Şuna bakar mısınız? Önce 'AK Parti'ye oy vermeyin, kime verirseniz verin' diyordu. Şimdi, açık açık 'MHP ve CHP'ye oy verin' demeye başladı. Bakın, Bingöl'de Pensilvanya'nın, CHP'nin maskelerini bir kez daha düşürüyorum. Bunların, ne kadar samimiyetsiz olduklarını bir kez daha göstereceğim" diye konuştu. -"Onunki 24 ayda değişiyor, bunun ki 5 ayda değişiyor" Konuşmasında "Pensilvanya, biliyorsunuz bize bir beddua etti. İzlediniz mi onu" diye soran Erdoğan, bedduada "Yerin dibine batsın, kahrolsun gitsinler, evlerine ateş düşsün, yolları kesilsin, yolları sarpa sarsın" gibi ifadeler kullandığını belirtti. Erdoğan, "Şimdi yeni bir şey daha duydum. Yenisinde de diyor ki, 'Bunlar diyor Allah'ın gücüne gider. Bunlar, yanlıştır' diyor. Aynen, üç kafadar var ya, Kılıçdaroğlu, akşam başka sabah başka demiyor mu? Onun ki 24 saatte değişiyor, bununki 5 ayda değişiyor. Beş ay önce öyleydi, 5 ay sonra böyle" dedi. Hiç kimsenin endişe duymaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, aynı kararlılıkla yola devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, "Sizlerle birlikte yola devam edeceğiz. Bu yolda beraberdik, kefeni giydik beraber yürüyeceğiz. BenimBingöllü kardeşim bu konularda hiçbir zaman taviz vermedi ve bundan sonra da vermeyeceğine olan inancım tam" diye konuştu.
AK Parti'nin Bingöl mitingi - Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (3) "Daha düne kadar Pensilvanya hakkında en ağır ifadeleri kullanan MHP, şu anda Pensilvanya'nın yedeği oluyor. Yavru muhalefet olmayı bıraktı, yavru telekulak oldu. Milli güvenliğimize saldırı yapılıyor, devlete saldırı yapılıyor, özel hayata, mahremiyete saldırı yapılıyor, CHP de MHP de adeta üç maymunu oynuyor. İnşallah 30 Mart'ta bunlara, üç kafadara da gereken hesabı soracak" - "CHP demek, Said-i Nursi'nin hem dirisine hem ölüsüne zulüm demektir. İşte Pensilvanya bu CHP'yle ittifak yapıyor. Onun için Pensilvanya'daki zata gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: Nasıl olacak da siz hala bu anlayışla aranıza bir perde koymayacaksınız. Nasıl olacak da fanilerin peşinde baki bir dava için bu şekilde yürüyeceksiniz" BİNGÖL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Daha düne kadar Pensilvanya hakkında en ağır ifadeleri kullanan MHP, şu anda Pensilvanya'nın yedeği oluyor. Yavru muhalefet olmayı bıraktı, yavru telekulak oldu. Milli güvenliğimize saldırı yapılıyor, devlete saldırı yapılıyor, özel hayata, mahremiyete saldırı yapılıyor, CHP de MHP de adeta üç maymunu oynuyor. İnşallah 30 Mart'ta bunlara, üç kafadara da gereken hesabı soracak" dedi. Erdoğan, partisince Bingöl'de düzenlenen mitingde halka hitap etti. Elinde bulunan belgeleri paylaşmak istediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 26 Mayıs 2008 tarihli bir soru önergesinin bir kısmını okuyacağını belirterek şunları söyledi: "Yaklaşık 10 yıldan beri Amerika'da yaşayan ve Türkiye'de laiklik karşıtı yapılanmalar içinde olduğu istihbarat raporlarıyla tespit edilen malum zatın, ismini okumuyorum, İzmir'de Nil Basım Yayım Dağıtım Matbaacılık Ambalaj Sanayi Ticaret AŞ'de redaktör olarak gösterilip sigortalandığı ve bu durumun müfettiş raporuyla saptandığı bazı basında yer almıştır. Bir: yaklaşık 10 yıldan beri Amerika'da yaşayan bu zatın İzmir'deki söz konusu anonim şirketinde yasalara aykırı olarak sigortalandığı doğru mu? İki: doğru ise bu zatın bu şirketteki sigortalılığı iptal edilecek mi? Sahte ise işe giriş bildirgesi düzenlenerek malum zatın primlerini yatıran şirket hakkındaki yasal işlem yapılacak mı? Ahme Ersin, İzmir Milletvekili ve bu CHP'nin başlıklı kağıdıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 26 Mayıs 2008. Şimdi bir başvuru dilekçesi daha. Gelecek, gelecek... 9 Mart 2005. TBMM Başkanlığına verilmiş. Bayağı uzunca. Meclis araştırması açılmasını istiyor ne diyor biliyor musunuz? Çok uzun özet veriyorum, Kimileri yazılarıyla kitaplarıyla bu kuruluşların yani malum okulların laikliğe ve öğretim birliğine aykırı eğitim yaptığını belirtmiş. Malum zat tarikatının buralarda militanlar yetiştirerek devlette kadrolaşmayı amaçladığını ifade etmiş. 2001 yılında malum zat hakkında laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla, yasa dışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak gerekçesiyle bir dava açılmıştır. Dava, olumlu olumsuz bir sonuca bağlanmamıştır diye devam edip gidiyor. İmza Mustafa Gazalcı, CHP Denizli Milletvekili ve 69 arkadaşı. Peki bu arkadaşlar arasında kim var, Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili şimdi kol kola, bak beraberler, görüyorsunuz." Erdoğan üçüncü belge olarak da 23 Ağustos 2005 tarihli bir soru önergesi olduğunu bildirerek şöyle devam etti: "(Milli Eğitim Bakan orta öğrenim kurumlarına risale adlı bir ders konulmuş mudur? İstanbul Bahçelievler Fatih Kolejinde her gün cumartesi ve pazar günleri de dahil risale diye bir kitap okutulmakta mıdır? Bu kitap neyi öğretmeyi amaçlamaktadır?) İmza Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili. Bu arada risalenin ne olduğunu bilemeyecek kadar konunun uzağında olduğunu söyleyeyim. Kardeşlerim bunlar tabii çark belgeleri, bunlar samimiyetsizliğin belgeleri, kardeşlerim bunlar birbirlerinden nefret eden tarafların, darbe için, AK Parti'nin, demokrasinin, milli iradenin yıpranması için nasıl ittifak ettiklerinin belgesi." "CHP demek ne demektir" diye soran Başbakan Erdoğan,Bingöl'de CHP'yi anlatmasının boşuna olduğunu ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun haritada Bingöl'ün yerini gösteremeyeceğini dile getirdi. Erdoğan, "Buraya hiç geldi mi bilemiyorum. Geldi mi" dedi. Erdoğan, miting alanındaki bir kişinin, Kılıçdaroğlu'nun babasının Bingöl'de çalıştığını bağırarak söylemesi üzerine "Burası enteresan babası Genç'te memurdu. Tapu kadastro memuru mu" ifadesini kullandı. -"Yavru muhalefet olmayı bıraktı, yavru telekulak oldu"- Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "CHP demek ezanın Türkçe okunması demektir, CHP demek Kur'an'ın, dini eserlerin yasaklanması demektir, CHP demek camilerin ahıra, depoya çevrilmesi demektir. CHP demek, Said-i Nursi'nin hem dirisine hem ölüsüne zulüm demektir. İşte Pensilvanya bu CHP'yle ittifak yayıyor. Onun için Pensilvanya'daki zata gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: Nasıl olacak da siz hala bu anlayışla aranıza bir perde koymayacaksınız. Nasıl olacak da fanilerin peşinde baki bir dava için bu şekilde yürüyeceksiniz. Kardeşlerim, bunların ablaları varsa bizim ablalarımız burada, bizim ablalarımız da burada. Onların abileri varsa bizim abilerimiz de burada." Yerel seçimlere 19 gün kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "19 gün gece gündüz çalışmaya hazır mıyız, hazır mıyız? 30 Mart akşamı inşallah sandıkları tam aydınlatacağız. Tam patlatacağız. MHP bunların yanında. Bunlar 3 kafadar. Bitlis'te karar almışlar CHP, MHP, BBP, DSP, DP 'birleşelim' demişler. Kardeşlerim toplam oyları yüzde 7. Üç çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz. Daha düne kadar Pensilvanya hakkında en ağır ifadeleri kullanan MHP, şu anda Pensilvanya'nın yedeği oluyor. Yavru muhalefet olmayı bıraktı, yavru telekulak oldu. Milli güvenliğimize saldırı yapılıyor, devlete saldırı yapılıyor, özel hayata, mahremiyete saldırı yapılıyor, CHP de MHP de adeta üç maymunu oynuyor. İnşallah 30 Mart'ta bunlara, üç kafadara da gereken hesabı soracak" diye konuştu. Erdoğan, 30 Mart'ta Bingöl'ün tüm ilçeleriyle beldeleriyle AK Parti'ye oyunu vereceğine inandığını belirterek "Bu tablo bana bunu gösteriyor. Bir kez daha demokrasiye, bir kez daha büyük Türkiye hedefine sahip çıkacak" ifadesini kullandı. -"Adeta yeni bir Bingöl inşa ettik"- Hükümetleri döneminde 80 vilayetle Bingöl'e de çok büyük eserler kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, Bingöl'e doğalgaz getirmek için çalıştıklarını, iletim hattını yaptıklarını, doğalgaz arzı sağlanmasıyla ilgili diğer çalışmaların da devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, "İnşallah çok geçmeden en kısa sürede, buradaki yatırımcı firmayı da bulmak suretiyle Bingöllü kardeşlerimizin evlerine doğalgazı getirmiş olacağız" bilgisini verdi. Bingöl'de 1 Mayıs 2003'te meydana gelen depremde evleri zarar gören depremzedeler için TOKİ kanalıyla 108 milyon maliyetle 2 bin 432 konut inşa ederek hak sahiplerine teslim ettiklerini söyledi. Erdoğan, "Adeta yeni bir Bingöl inşa ettik depremden sonra. Bir yıl içinde bitirdik bunu bir yıl" dedi. Düzce ve Sakarya depremlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "DSP yavru CHP'dir, MHP, ANAP ne yaptılar? Hiçbir şey yapamadılar yarım yamalak bıraktılar ve hükümeti de terk edip gittiler, 3,5 yıl. Biz geldik yeni Sakarya, Düzce, Kocaeli bütün oraları hamdolsun süratle yaptık bitirdik" değerlendirmesinde bulundu. -"Biz dertliyiz, biz bu millete aşığız"- Depremlerde Van ve Kütahya Simav'ı bir yılda inşa ettiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Niye, kardeşlerim biz dertliyiz, biz bu millete aşığız. Bizim derdimiz, sevdamız başka. Kentsel dönüşüm kapsamında Bingöl'de bin 681 konut inşa ettik, hak sahiplerine teslim ettik. 12 yılda hak sahiplerine teslim ettiğimiz toplam konut sayısı Bingöl'de ne oldu biliyor musunuz, 4 bin 113. Şu anda işte arka planda bin 333 konutun yapımı da sürüyor. Çünkü burası da beni rahatsız ediyordu, 'bunları yıkın' dedik, yıkıldı ve şimdi de inşaatları kentsel dönüşümle devam ediyor. Çünkü çok daha güzel bir Bingöl, bunun peşindeyiz ve böylece burası da bittiğinde 5 bin 446 konutu Bingölümüze kazandırmış olacağız" diye konuştu.
AK Parti'nin Bingöl mitingi - Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (4) - "Şimdi soruyorum, 'Bu ülkede yolsuzluk var' diyen Kılıçdaroğlu, 'Yolsuzluk var' diyen Bahçeli, 'Yolsuzluk var' diyen BDP, şimdi soruyorum ben bunlara, yolsuzluğun olduğu bir ülkede 230 milyar dolardan milli geliri alıp da 820 milyar dolara nasıl çıkarıyorsunuz?" - "Bu Kılıçdaroğlu'nun da Bahçeli'nin de diğerlerinin de eline 3 tane, 5 tane koyun verin, kaybedip gelirler" - "(Kılıçdaroğlu) İnanın Rahşan affı çıkmasaydı içerdeydi zaten. Rahşan affıyla kurtardı. Onun için de Rahşan Hanımı devamlı yanında taşıyor, vefa borcu" - "Bingöl'de inşallah bu BDP'nin sandıklarda demokrasi dersi alması gerekiyor, bu dersi inşallah benim Bingöllü kardeşlerim BDP'ye verecek" BİNGÖL AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi soruyorum, 'Bu ülkede yolsuzluk var' diyen Kılıçdaroğlu, 'Yolsuzluk var' diyen Bahçeli, 'Yolsuzluk var' diyen BDP, şimdi soruyorum ben bunlara, yolsuzluğun olduğu bir ülkede 230 milyar dolardan milli geliri alıp da 820 milyar dolara nasıl çıkarıyorsunuz?" dedi. Erdoğan, partisince Bingöl'de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Bingöl-Erzurum, Bingöl-Diyarbakır karayollarındaki yatırımlarının süratle devam ettiğini söyledi. GAP'ı, Güneydoğu Anadolu Projesi'ni Karadeniz Bölgesi'ne Bingöl üzerinden bağlayacaklarını ifade eden Erdoğan, Bingöl'e yapılan yatırımlara değindi. Erdoğan, "12 yılda Bingöl'e ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 5 katrilyon, 5 katrilyon" diye konuştu. Eğitimdeki okul sayısını 360'tan 562'ye yükselttiklerini, 5 bin bilgisayar gönderdiklerini, 246 okula internet bağlantısı yaptıklarını, 141 bilişim teknolojisi sınıfı kurduklarını anlatan Erdoğan, "Şimdi Fatih Projesi, 302 sınıfa etkileşimli tahtayı monte ettik. 563 tablet bilgisayarı Bingöllü yavrularımıza gönderdik" dedi. Türkiye genelinde Fatih Projesi'nin başladığı günden bugüne 163 bin tablet bilgisayar dağıttıklarını dile getiren Erdoğan, bu ay 675 bin tablet bilgisayar dağıtacaklarını, gelecek 18 ay içinde de 350 bin etkileşimli tahtayı okullara monte edeceklerini bildirdi. Bingöl'de her yıl 29 bin öğrenciye destek için anneleri aracılığıyla kızlara, erkeklere eğitim yardımı verdiklerini belirten Erdoğan, "2007 yılında Bingöl Üniversitesini kim kurdu? Biz kurduk. 6 fakülte, 3 yüksekokul, 5 meslek yüksekokulu, 4 enstitü kazandırdık. Bingöl Üniversitesinde şu anda ne kadar öğrenci var biliyor musunuz? 7 bin öğrenci var. Bu hem buradan göçü engelliyor hem de buraya bir ekonomi kazandırıyor" dedi. Göreve geldiklerinde Türkiye genelinde öğrencilere verilen burs miktarının sadece 45 lira olduğunu ve üç ayda bir verildiğini anlatan Erdoğan, şu anda 300 lira burs, 200 lira beslenme yardımı olmak üzere 500 lira verdiklerini kaydetti. -"Fark ortada. Yolsuzluğun olduğu bir ülkede bunları nasıl yaparsın?" Erdoğan, "Şimdi soruyorum, 'Bu ülkede yolsuzluk var' diyen Kılıçdaroğlu, 'Yolsuzluk var' diyen Bahçeli, 'Yolsuzluk var' diyen BDP, şimdi soruyorum ben bunlara, yolsuzluğun olduğu bir ülkede 230 milyar dolardan milli geliri alıp da 820 milyar dolara nasıl çıkarıyorsunuz? Göreve geldik, milli gelirimiz neydi biliyor musunuz? 230 milyar dolar. 79 senede buraya gelmişler. Biz 11 senede bunun üzerine 590 milyar dolar ilave ettik, şu anda 820 milyar dolar" ifadesini kullandı. Türkiye'de 79 senede yapılan bölünmüş yolun 6 bin 100 kilometre olduğunu, kendilerinin 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Fark ortada. Yolsuzluğun olduğu bir ülkede bunları nasıl yaparsın? Türkiye'nin borcu neydi biliyor musunuz? 100 liranın 73 lirası borçtu, şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Nereden nereye geldik. Devlet yüzde 63 faizle borçlanıyordu, şimdi tek haneliye indi. Nereden nereye. Enflasyon neydi? Yüzde 30, şimdi yüzde 8. Bu aradaki farklar kimin cebinde kalıyor? Benim Bingöllü kardeşimin cebinde kalıyor. Bunlar IMF'ye verirler, veriştirirler. Peki IMF'ye kim borçlandı? MHP. Yavru CHP, DSP, ANAP. 23,5 milyar dolar borçla bize bıraktılar. Ödedik, ödedik, ödedik, geçen 14 Mayıs'ta bitirdik. Şu anda bizim IMF'ye borcumuz yok. Şimdi bizden onlar borç istiyor. Milliyetçiyiz derler, Merkez Bankasının kasasında ne vardı biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi tırmanmaya başladı, 130 milyar dolara doğru ulaştı. 27,5 milyar dolar nire, 130 milyar dolar nire? Aramızdaki fark bu. Benim köylü, çiftçi kardeşim, Ziraat Bankası yüzde kaç faizle sana kredi veriyordu, hatırla. Yüzde 59. Şimdi yüzde 5. Kim zulmediyordu çiftçiye, köylüye? Halk Bankası, esnafa yüzde 46 faizle kredi veriyordu, yüzde 46. Şimdi yüzde 5. Bak nereden nerelere geldik. Daha iyi olacak, daha güzel günler var önümüzde. Anneler, okullarda, sıraların üzerinde kitapları ücretsiz alıyor muyuz? Ücret falan yok." -"Ne sağlığıyla uğraştılar vatandaşımın ne de eczaneden ilacıyla" Vatandaşın artık istediği hastaneye gidebildiğini, istediği eczaneden ilacını alabildiğini ifade eden Erdoğan, "Bunlar bu incelikleri hiçbir zaman yakalamadı. Ne sağlığıyla uğraştılar vatandaşımın ne de eczaneden ilacıyla. Bu Bay Kılıçdaroğlu, genel müdürdü, SSK'da. O genel müdürken sosyal sigorta hastanelerinde kuyruklarda çok çile çektirdi bize. Çok vicdansız bu, çok çile çektirdi çok. Rahmetli anam beni gönderirdi Ok Meydanı SSK'ya, sadece numara alırdım, ondan sonra anacığımı beklerdim. Doktor verirdi reçeteyi, inerdik eczanesine hastanenin. İlacın yarısı var, yarısı yok. Şimdi böyle bir sıkıntı var mı? Bu, modern Türkiye'nin geldiği noktadır işte. Onlar bunu yapamadılar" diye konuştu. "İnanın, bu Kılıçdaroğlu'nun da Bahçeli'nin de diğerlerinin de eline 3 tane, 5 tane koyun verin kaybedip gelirler" ifadesini kullanan Erdoğan, "Zaten geçen seçimlerde İstanbul'da belediye başkan adayı oldu, belediye başkan adayıyken gitmiş İstanbul'un Kağıthane ilçesinden kaydını yaptırmış. Sormuşlar 'Nereden adaysın' diye. 'Kağıttepe'den' demiş. Kağıttepe diye bir ilçe yok, Kağıthane var. Ve ne oldu biliyor musunuz? O seçimde İstanbul'da oy kullanamadı, kendine oy kullanamadı. Siyasette kendine oy kullanamayan nasıl olacak da bu ülkeyi yönetecek. Bunların durumu, acınacak haldeler" değerlendirmesinde bulundu. Ancak Bingöl'de şu anda başka bir şeyi özlediğini anlatan Erdoğan, "Bingöl'de inşallah bu BDP'nin sandıklarda demokrasi dersi alması gerekiyor, bu dersi inşallah benimBingöllü kardeşlerim BDP'ye verecek" dedi. Başbakan Erdoğan, "İnanın Rahşan affı çıkmasaydı içerdeydi zaten. Rahşan affıyla kurtardı. Onun için de Rahşan Hanımı devamlı yanında taşıyor, vefa borcu" ifadesini kullandı. -"Bingölümüzü daha modern bir kent haline getireceğiz" Bingöl'de turizm, sağlık konusunda yapılan yatırımlara değinen Erdoğan, AK Parti'nin iktidara geldiği döneme kadar kente sadece 5 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, kendilerinin ise 10 yılda 127 kilometre bölünmüş yol, bin 781 kilometre asfalt yol ve 20 köprü yaptıklarını ifade etti. Erdoğan, Bingöl-Muş demiryolunun baraj altında kalan 110 kilometrelik yeni demiryolunun da yapımına devam ettiklerini kaydetti. "Bingöl'ün hasretini çektiği Gülbahar Barajı'nı Bingöl'e biz kazandırdık" diyen Erdoğan, barajın, 16 bin dönüm araziyi sulayacak sulama tesislerinin inşasına da yakında başlanacağını vurguladı. Peri Suyu üzerine inşa edilen, 173 metre yüksekliğindeki dev enerji projesi Kiğı Barajı ve HES'in kente enerji üreteceğini belirten Erdoğan, "Bu baraj için bugüne kadar 1 katrilyon 285 trilyon (1 milyar 285 milyon) liralık yatırım yapıldı. Büyük bölümü tamamlandı, inşallah kalanını da süratle tamamlayacağız" dedi. Bingöl'ün köylerindeki su sorunun büyük ölçüde çözüldüğünü, köyler için 2 bin 668 kilometre asfalt ve beton yol yapıldığını dile getiren Erdoğan, Bingöl merkez organize sanayi bölgesinde 16 firmanın üretim yaptığını, 350 kişinin istihdam edildiğini belirtti. "Bingöl hep yanımızda oldu. İnanıyorum ki 30 Mart'ta da yanımızda olduğunu göstereceğinize, desteğinizi daha güçlü bir şekilde ortaya koyacağınıza, verdiğimiz mücadelede bizi yalnız bırakmayacağınıza inanıyorum" diyen Erdoğan, kamuoyu araştırmalarının sonuçlarına bakarak belediye başkanlığı için nöbet değişimi yaptıklarını söyledi ve belediye başkan adayı Yücel Barakazi'yi sahneye çağırdı. Erdoğan, "Kendisi çok iyi yetişmiş bir kardeşimiz. Zengin birikimini belediye başkanı olarak Bingöl'e en iyi şekilde aktaracağına inanıyorum. İnşallah Cevdet Yılmaz kardeşimle el ele verecekler, el ele vereceğizBingölümüzü daha modern bir kent haline getireceğiz. 30 Mart'ta Bingöl'de çıkacak sonucun tüm bölgeye, tüm Türkiye'ye örnek olmasını bekliyorum" diyerek konuşmasını tamamladı. Mitinge Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kalkınma Bakanı ve AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı ve AK Parti Batman Milletvekili Mehmet Şimşek, eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, AK Parti'nin bazı milletvekilleri, AK Parti Bingöl Belediye Başkan adayı Yücel Barakazi katıldı.