Ağustosta 40 Bin Öğretmen Atanacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 40 bin öğretmeni ağustosta atayacaklarını söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kürt olduğu için Said-i Nursi'nin yanına gitmeyenler şimdi de çözüm sürecini sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Allah aşkına şu hale bakar mısınız, Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede ezanı yasakladı, Kur'an öğretmeyi ve öğrenmeyi yasakladı, camileri yıktı ahıra çevirdi, Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede Ahmet Hani'nin kitaplarını yasakladı, Faki Teyran'ı hatta Arapça levhaları, hatta Hazreti Ali cenglerini yasakladı, şimdi bu cemaat, bu örgüt onunla beraber işbirliği halinde bize saldırıyor" dedi.
Erdoğan, partisince Muş Belediye Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, seçime 20 gün kaldığını dile getirerek vatandaşlara "20 gün kapı kapı, gece-gündüz demeden dolaşmaya var mıyız" diye sordu.
Seçimin, AK Parti mi, diğerleri mi" seçimi olduğunu belirten Erdoğan, "AK Parti'yi sandıkları patlatırcasına çıkarmamız lazım. Kardeşlerim işte Muş'ta inşallah bu yeni dönem farklı olacak, kardeşliğimizi güçlendireceğiz. Gerçekten çok reformlar yaptık, bu reform sürecini hızla devam ettireceğiz. Ama bundan rahatsız olanlar var, Türkiye'nin terör meselesini çözmesinden rahatsız olanlar var, gençlerin ölmüyor olmasından, annelerin ağlamıyor olmasından rahatsız olanlar var. Kardeşlerim sizin artık kepenkleriniz kapanmıyor ya bundan rahatsız olanlar var, artık silahlar konuşmuyor ya bundan rahatsız olanlar var. Muş'un çehresi değişiyor, Muş gelişiyor, kalkınıyor, büyüyor ya bundan rahatsız olanlar var."
Havaalanından şehir merkezine gelirken yolların halini gördüğünü anlatan Erdoğan, "Ya Rab sana hamdolsun diyorum, bize bunları yaptırmayı nasip ettin" dedi.
Vatandaşların "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine Başbakan Erdoğan, "Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Siz var ya, şu rahmete rağmen, rahmetle buluştunuz. Siyasette de 30 Mart bir rahmet olacak inşallah. AK Parti ile hem Muş'ta hem Türkiye'de inşallah bambaşka bir gün yaşayacağız. Ama ben size şunu söylüyorum diyorum ki 'sadece Muş merkez yetmez ilçeleriyle beraber" dedi.
Erdoğan, "Kardeşlerim bakınız, çok provokasyonlar yaptılar. Oslo'da yaptılar, ardından MİT Müsteşarımı tutuklamak istediler. Paris'te suikastler yapmak istediler, Gezi olayları dediler, ekonomik durumu bozmak dediler, çözüm sürecini durdurmak dediler, ama başarılı olamadılar" dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında bir vatandaşın öğretmen atamalarıyla ilgili talebini dile getirmesi üzerine de, "Martta öğretmen ataması yapmayacağız. Biz 10 bin öğretmeni biliyorsunuz geçen ay atadık. Şimdi 40 bin öğretmeni ağustosta atayacağız. 40 bin öğretmen ağustosta, onun için biz her yerde bir kart böyle çıkarılıp da gösterildiği zaman onu yapan başbakanlardan değilim. Dürüst olacağız, doğru olacağız bizim bir planımız var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bizim aldığımız öğretmeni kimse almadı bugüne kadar. Bizim ayırdığımız bütçeyi kimse ayırmadı ve biz ayırmaya da devam ediyoruz. Okullarımızın sayısını artırmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Göreve geldikleri dönemde Türkiye'nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu ve bunun 820 milyar dolara ulaştığını dile getiren Erdoğan, "Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi" diye sordu. 10 yıllık dönemde 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını dile getiren Erdoğan, eğitimde de ücretsiz kitap uygulaması başlattıklarını, üniversite öğrencilerinin de burslarında artış gerçekleştirdiklerini ve yemek yardımıyla birlikte toplam 500 liraya ulaştırdıklarını söyledi.
Yurt dışında master ve doktoranın da önünü açtıklarını anlatan Erdoğan, sağlıkta yapılan yatırımların da aynı kararlılıkla devam edeceğini söyledi.
-"Bunlara 30 Mart'ta gereken cevabı verelim"
Erdoğan, bir vatandaşın talebini iletmek üzere kendisine seslenmesi üzerine, "Ama nasıl duyayım seni burada şimdi. Bak hava yağıyor, sizi bekletmeyeyim fazla, ben konuşmamı önce bir halledeyim şöyle. Ve ben şemsiyesiyle beraber şu adeta bulut tabakasını oluşturan Muşlu kardeşlerime ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben bugün burada Pensilvanya'dan bahsetmeyeceğim, siz zaten Pensilvanya'nın ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? Pensilvanya buraya geldi mi, kapılara geliyor mu, ablalar filan geliyor mu? Ama bizim ablalarımız burada, bizim abilerimiz de burada, gençlerimiz de burada. Onlara en güzel cevabı 30 Mart'ta vereceksiniz ben buna inanıyorum. Kardeşlerim bunlarda yalan var, bunlarda takiye var, bunlarda fitne var, bunlarda fesat var. Ama Müslüman'da bunların hiçbiri olamaz. Ama bunlara bakıyorsun Pensilvanya, benim başı örtülü kızlarıma üniversiteye giremeyince diyor ki 'Başını açabilirsin, aç gir'. Bunları hep dinlediniz değil mi, bunları biliyorsunuz değil mi? İşte bunlara 30 Mart'ta gereken cevabı verelim. Şimdi SMS'ler atıyorlar, 'AK Parti'nin dışında kime oy verirseniz verin, CHP'ye MHP'ye BDP'ye herkese verin yeter ki AK Parti'ye vermeyin.' Ya iki sene öncesine kadar AK Parti'ye oy vermek doğruydu da, AK Parti aynı AK Parti, şimdi ne oldu da 'AK Parti değil de oralara' diyorsun. O zaman sende bir hal var. 10 sene önce farklı bugün farklı, burada bir numara var. Rant, rant, rant, mama kaybolunca her şey bozuldu. Kardeşlerim ne yaparlarsa yapsınlar, bize siz yetersiniz, siz. Sizin hayır dualarınız yeter. Ve biz bu hayır dualarla inşallah 30 Mart'a yürüyoruz."
Ağrı mitinginde de benzer bir coşku olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Orada da bir başka coşku vardı. Maşallah Ağrı Dağı gibi onlar da azametliydi, haşmetliydiler" dedi.
-"Said-i Nursi, 'Mekke'de olsam ülkeme dönmek isterim' diyordu"
"İki insan arasındaki mahrem görüşme dinlenir mi? Hele hele başbakanın cumhurbaşkanıyla veya başbakanın bakanlarıyla yaptığı görüşmeler dinlenir mi" diye soran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama bunlar dinlediler. Bu şekilde davrananlar dini bir cemaat olabilir mi? Değerli kardeşlerim Said-i Nursi, 'Mekke'de olsam ülkeme dönmek isterim' diyordu. Birinci dünya savaşında bu bölgede savaştı, vatanını savundu, esir düştü, Sibirya'ya götürdüler. Ama güya Said-i Nursi, değerli kardeşlerim Said-i Nursi'nin peşinde olduğunu söyleyen Pensilvanya'daki bu zat Said-i Nursi gibi hareket etmedi. Said-i Nursi Sibirya'dan hemen fırsatı bulup Türkiye'ye döndü ama bu zat Türkiye'den 99'da biliyorsunuz başka bir ülkeye kaçtı, gitti. Ve çok enteresan Kürt olduğu için Said-i Nursi'nin yanına gitmeyenler şimdi de çözüm sürecini sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Allah aşkına şu hale bakar mısınız, Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede ezanı yasakladı, Kur'an öğretmeyi ve öğrenmeyi yasakladı, camileri yıktı, ahıra çevirdi, Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede Ahmet Hani'nin kitaplarını yasakladı, Faki Teyran'ı hatta Arapça levhaları, hatta Hazreti Ali cenglerini yasakladı, şimdi bu cemaat, bu örgüt onunla beraber işbirliği halinde bize saldırıyor."
"Bunlarda çok değişik anlayışlar oluşmaya başladı" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakınız, Peygamber Efendimizi Miraç'tan indirip kamyonete bindiriyor ve öyle yürütüyorlar. Böyle şey olur mu ya. Onu da bırakın daha enteresanı var, birisi rüyasında Peygamberimizi görüyormuş. Tweet atıyor, Peygamber Efendimiz de ona diyormuş ki, 'Tweeti iki katına çıkartın'. Ya Peygamber Efendimizin işi gücü yok da senin tweetinle mi uğraşacak. Şunlara bak ya bunlar sapık, sapık. Bunlar istikameti kaybetmişler. Bunlar montajcı, bunlar kasetçi, bunlar tweetçi, ne istersen var bunlarda. Ve değerli kardeşlerim bu Cumhuriyet Halk Partisi Said-i Nursi'nin kitaplarını yasakladı. Said-i Nursi'nin dirisine tahammül edemediği gibi ölüsüne bile zulmetti ve Urfa'dan kaldırdı onun o cesedini Isparta'ya götürdü. İşte şimdi bu CHP ile Pensilvanya'daki zat ittifak yapıyor."
-"Bunlarda helal-haram sınırı, meşru-gayrı meşru sınırı yok"
Muş'ta tarım ve hayvancılıkta her türlü desteği verdiklerini, eğitimde ve sağlıkta da kararlılıkla adımlar atılmaya devam edileceğini belirten Erdoğan, "Muş'ta altyapı sorunun da inşallah süratle biz çözeceğiz, bunu biz çözeriz. Bunu BDP çözemez, sakın ha bir yanlışlık yapıp da BDP'ye filan burada oy vermeyesiniz. Aman ha, aman ha. Dikkatli olalım. Yani bu yanlışlıklara düşmeyin, bunların çünkü belediyecilik, böyle bir derdi yok. Bunlarda eser üretmek diye bir şey yok. İşte Diyarbakır onlarda ne yaptılar, Diyarbakır'da belediyecilik adına bir şey var mı? Yok. Siirt'e git, öyle bir şey göremezsin, Batman'a git öyle. Bizim yaptıklarımızın dışında hiçbir şey yok ama ideoloji siyaseti yapıyorlar, siyasi Kürtçülük yapıyorlar normal Kürtçülük değil. Biz, dedim ya, 'Kürt kardeşim beni yaradan Allah onu da yarattığı için benim kardeşimdir'. Kardeşlerim, şimdi bir şeyler çıkarmışlar 'arabanın sağ tekeri patlarsa sol tekerle yola devam edilirmiş' öyle diyorlar. O şekilde ancak şarampole gidersin şarampole, şimdi bunlar şarampole gidiyor. Kardeşlerim siz o minibüsü devirirsiniz. Bunlarda ilke yok, bunlarda sınır yok, bunlarda helal-haram sınırı, meşru-gayrı meşru sınırı yok."
(Sürecek)