'Erdem' İstifası

22 Temmuz seçim sonuçlarını başarı olarak kabul etmek ne yazık ki mümkün değildir. Başta Ankara olmak üzere partiyi, bu tür küçük hesaplar yapan yöneticilerin vesayetinden kurtarmak kaçınılmaz bir ödev haline gelmiştir.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı 1999 seçimleri sonrasında ara verdiği siyasete yeniden döndüren kişi olarak bilinen, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Eşref Erdem, "22 Temmuz seçim sonuçlarını başarı olarak kabul etmek ne yazık ki mümkün değildir" ve "Başta Ankara olmak üzere partiyi, bu tür küçük hesaplar yapan yöneticilerin vesayetinden kurtarmak kaçınılmaz bir ödev haline gelmiştir" diyerek istifa etti.

BAYKAL’IDİNLEMEDİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, çarşamba günkü MYK toplantısını, Önder Sav’la tartışmasının ardından terk eden Erdem’i, gündemdeki diğer konuları görüşmek üzerine toplantıda geri çağırdı, ancak çağrısı yanıtsız kaldı. Erdem, toplantıdan ayrılmasının hemen ardından, yardımcılarına odasının toplanması emrini verdi. Baykal, Erdem’in odasının toplanmasının durdurulmasını emretti. Ancak Erdem bu konuda da ısrarcı davrandı ve önceki gün odasını tamamen boşalttırdı. Baykal, tüm bu süreçte Erdem ile Mehmet Sevigen, Mahmut Yıldız ve Fuat Çay aracılığıyla iletişim kurdu. Baykal, kurmayları aracılığıyla, "Gitmemen gerekir. Bu süreçte yaptığının doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu dönemi hep beraber atlatacağız" mesajı iletti. Baykal’ın "Gitme" çağrısını da yanıtsız bırakan Erdem, ağırlıklı olarak Genel Sekreter Önder Sav’ı hedef alan bir metinle partisinden istifa ettiğini açıkladı. Erdem yazılı açıklamasında şu değerlendirmeleri yaptı:

BAŞARISIZIZ Cumhuriyetimizi tehdit eden irticai faaliyetler ve buna hoşgörü gösteren iktidar anlayışı karşısında; halkımızın CHP’ye ve sosyal demokrat bir iktidara olan gereksinimi her zamankinden daha çok artmış, ancak lehimize olan elverişli koşullara karşın istenilen sonuca ulaşılamamıştır. Bu çerçevede 22 Temmuz seçim sonuçlarını başarı olarak kabul etmek ne yazık ki mümkün değildir

SAĞ KUŞATMA Yüzeysel ve konjonktürel politikalar, CHP’ye olan güvenin zedelenmesine, beklentilerin azalmasına yol açmıştır. CHP, giderek sınıfsal kimliğinden ve sol ideolojisinden uzaklaşmış, sağ bir kuşatmanın etkisine girmiştir. Genel Başkanıma duyduğum saygı ve CHP’ye zarar vermemek amacıyla, bu görüş ve düşüncelerimi kamuoyuna yansıtmamayı siyasal ahlak, olgunluk ve siyasal etiğin bir gereği saydım.

SAV’A ELEŞTİRİ CHP’nin daha çok demokrasi, özgürlük, eşitlik, kalkınmışlık taleplerine yanıt verebilmesi amacıyla, partinin yönetim kademelerinde paylaştığım birtakım görüşlerimin benimsenmemesi bir yana, partimizin kimi önemli yöneticilerinin ülkenin ve halkın ihtiyaçlarına yanıt verecek politikalar üretmek yerine, partimize ve Sayın Genel Başkanımıza zarar veren küçük çıkar hesapları içinde olmalarına, sorunu sadece delege hesapları olmaktan ibaretmiş gibi görmelerine tanık olmaktan büyük üzüntü duymaktayım. Çağdaş bir sol anlayışı ve sosyal demokrasiyi yerleştirebilmek, halkımızın özlemle beklediği CHP iktidarına bir an önce ulaşabilmek amacıyla sade bir üye olarak partime her türlü katkıyı sunacağımdan kimsenin şüphesi olmamalıdır.