Er Sevag Balıkçı'nın Öldürülmesinde Astsubaya 'İhmal' Davası Açıldı
Batman'ın Kozluk İlçesi Gümüşörgü Jandarma Karakolu'nda vatani görevini yaparken er Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Ermeni asıllı er Sevag Şahin Balıkçı davasında, karakolda olay günü görevli bulunan bir astsubaya...
Batman'ın Kozluk İlçesi Gümüşörgü Jandarma Karakolu'nda vatani görevini yaparken er Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Ermeni asıllı er Sevag Şahin Balıkçı davasında, karakolda olay günü görevli bulunan bir astsubaya ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı. Bu dava Balıkçı'nin öldürülmesi davasıyla birleştirildi. Balıkçı'nın annesi Ani Balıkçı, "Poşu takanların, parasız eğitim isteyenlerin içeri atıldığı bir dönemde oğlumu öldüren her yıl denize girerken, ben oğlumun mezarını suluyorum. Hukukun üstünlüğünü bekliyorum. Üstünlük hukuku etkilenmesin istiyorum" dedi.
Batman'ın Kozluk İlçesi Gümüşgörü Jandarma Karakolu'nda vatani görevini yaparken 24 Nisan 2011 tarihinde er Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Ermeni asıllı jandarma er Sevag Sahin Balıkçı davasına Diyarbakır 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde devam edildi.
ÇANTADAKİ MERMİDEN BERAAT
Duruşmada, ilk olarak Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürülmesinden tutuksuz yargılanan sanık Kıvanç Ağaoğlu, gözaltına alındığı sırada çantasında bulunan Biksi mermisiyle ilgili yargılandı. Tutuksuz sanık Ağaoğlu, mermeyi terhis olurken geri teslim etmek için aldığını ve o gün çantasının da arkadaşları tarafından getirildiğini belirterek, askeri eşyayı çalma kastının bulunmadığını söyledi. Sanık avukatı Gülsen Çolak da aynı yönde beyanda bulununca mahkeme, sanığın Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürülmesinden hemen sonra tutuklanırken çantasında bulunan mermi nedeniyle yargılandığı davada, beraat kararı verdi.
ASTSUBAYA GÖREVİ İHMAL DAVASI
Mahkeme daha sonra Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürülmesi sırasında karakolda görevli olan ve tel örgü çekme işinden sorumlu olan Astsubay Sadrettin Ersöz hakkında, ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmaktan dava açıldığını ve davanın Balıkçı'nın öldürülmesi ile ilgili dava ile birleştirildiğini açıkladı.
Daha önce ifade veren Astsubay Ersöz'ün olay günü karakol komutanının emri ile tel örgü döşeme işinin yapıldığını, askerlerin yanına gitmediğini ancak hakim bir noktada onları bir süre izledikten sonra, terör saldırısı için riskli bir bölgede olmamaları nedeniyle nizamiyeye doğru giderken silah sesi duyduğunu söylediği belirtildi. Astsubay Ersöz ifadesinde ayrıca, karakol komutanının olaydan sonra kendisine iki tutanak imzalatmaya çalıştığını ancak, bunların eski tarihli olması nedeniyle imzalamadığını söylediği kaydedildi.
SEVAG'IN KANLI KIYAFETLERİ DURUŞMADA GÖSTERİLDİ
Mahkeme daha sonra Er Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürülmesi ile ilgili davaya devam ederken, mahkeme başkanı Batman Jandarma Komutanlığı'ndan gelen ve olay sırasında Balıkçı'nın üzerinde bulunan kanlı elbiseleri taraflara göstererek, duruşmada hazır bulunan Adli Tıp Uzmanı Dr. Ersin Anmak tarafından incelenmesini istedi. Kanlı kıyafetlerin açılması ile Balıkçı'nın annesi Ani ve babası Garabet Balıkçı duygulanırken, zaman zaman kanlı atlet ve tişörtü alıp kokladılar.
Daha önce Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gelen atış artığı ve atış mesafesini belirleme uzman raporunun gelen atlet ve tişörteki kurşun giriş ve çıkışları ile çeliştiği ortaya çıkarken, daha önce mahkemede taraflara gösterilen siyah bir kazak da emanetten alınarak yeniden heyet, bilirkişi ve taraflar tarafından incelendi. Jandarmadan gelen ilk raporda, kurşunun girişi olduğu ancak çıkışının bulunmadığı belirtilmesine rağmen, hem askılı beyaz atlet, hem de haki renkteki tişörtün iki yanında iki ayrı delik olduğu görüldü.
Kanlı elbiselerin üzerinde yapılan incelemede ve bilirkişinin konu ile ilgili bilgiler vermesinden sonra Balıkçı ailesinin avukatı İsmail Cem Halavurt, kıyafetlerin ve bütün materyallerin yeniden incelenmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini talep etti.
'SANIK DENİZE GİRERKEN, BEN OĞLUMUN MEZARINI SULUYORUM'
Baba Garabet Balıkçı, oğlunun hayatta atlet giymediğini ve geçen duruşmada incelenen siyah kazağın da oğluna ait olduğuna dair şüpheleri bulunduğunu söyledi. Anne Ani Balıkçı ise, oğlunun bir damla kanına tahammül edemezken, bugün onun kanlı giysilerini incelediklerini belirterek, "Bu delikleri açan kişiyi her duruşmada görüyorum. Somut delil toprağın altında. Bir dakikada, bir saniyede hayatımız değişti. Ama sanık 1 dakika dahi içeride değil, rahat dışarda dolaşıyor. İçerde ya da dışırda olması oğlumu geri getirmez. Poşu takanların, parasız eğitim isteyenlerin içeri atıldığı bir dönemde oğlumu öldüren her yıl denize girerken, ben oğlumun mezarını suluyorum. Hukukun üstünlüğünü bekliyorum. Üstünlük hukuku etkilenmesin istiyorum" dedi.
ONLARI BİZ TUTUKLAMADIK
Ani Balıkçı'nın poşu ve parasız eğitim isteyenlerin içeri atıldığı ile ilgili sözleri üzerine mahkeme başkanı, "Onları biz tutuklamadık" dedi. Anne Ani Balıkçı, daha sonra oğlunun Paskalya Bayramı'nda öldürüldüğünü ve Türk bayrağı ile gömüldüğünü ifade ederek, "Ben hiç bir zaman ırkçılık yapmadım. Ama bazı yorumlar ve yapılanlar bizi böyle düşünmeye zorluyor" dedi.
KEŞİF GÖRÜNTÜLERİNE YAYIN YASAĞI
Mahkeme Başkanı, daha önceki duruşmalarda ifadesini değiştiren tanık asker Halil Ekşi ile sanık Kıvanç Ağaoğlu'nun yakınları arasında yapıldığı iddia edilen telefon dökümlerinin geldiği ve bu dökümlerin taraflara bir kopyasının teslim edileceğini söyledi. Sanık avukatlarının olay yerinde yapılan keşif görüntü ve fotoğraflarının basına verilmemesi ve bu konuda yayın yasağı getirilmesi yönündeki talepleri üzerine mahkeme duruşmaya kısa bir ara verdi.
Aradan sonra ara kararlarını açıklayan mahkeme, bazı tanıklar için yazılan talimatların beklenmesi, korucuların ifadesenin gelmesi, Sevag Şahin Balıkçı ve Kıvanç Ağaoğlu arasında olaydan önce yapılan telefon görüşmeleri kayıtlarının istenmesi, hakkında dava açılan Astsubay Sadrettin Ersöz'ün duruşmaya çağrılması, Balıkçı'ya hastanede müdahale eden doktorun ifadesinin alanması, tutuksuz sanık Kıvanç Ağaoğlu'nun duruşmada hazır bulunması için duruşmayı 7 Eylül tarihine erteledi. Mahkeme, keşif görüntülerin askeri bölge için güvenliği zaafiyete uğratmasından dolayı yayınlanmasını yasakladı. Adli Tıp Kurumu ile ilgili talebi ise bilirkişi yüzbaşının raporu gelmesinden sonra değerlendirileceğine karar verildi. - Diyarbakır