Ensar Buluşmaları - RTÜK Başkanı Dursun
RTÜK Başkanı Dursun: - "Türkiye'de karasal ortamda yayın yapan 24 ulusal, 17 bölgesel, 204 yerel televizyon, ulusal ölçekte yayın yapan 39 radyo, 100 bölgesel, 920 yerel radyo var. Türkiye'de yaklaşık bin 400 yayın kuruluşu var. Uyduortamından yayın yapan, uydu televizyon yayın lisansı verdiğimiz 310 TV, uydu yayın lisansı verdiğimiz 96 radyo bulunuyor.
RTÜK Başkanı Dursun: - " Türkiye'de karasal ortamda yayın yapan 24 ulusal, 17 bölgesel, 204 yerel televizyon, ulusal ölçekte yayın yapan 39 radyo, 100 bölgesel, 920 yerel radyo var. Türkiye'de yaklaşık bin 400 yayın kuruluşu var. Uyduortamından yayın yapan, uydu televizyon yayın lisansı verdiğimiz 310 TV, uydu yayın lisansı verdiğimiz 96 radyo bulunuyor. Kablolu TV lisansına sahip 140 TV, 4 radyo var" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, "Türkiye'de karasal ortamda yayın yapan 24 ulusal, 17 bölgesel, 204 yerel televizyon, ulusal ölçekte yayın yapan 39 radyo, 100 bölgesel, 920 yerel radyo var" dedi.Dursun, Ensar Vakfı Ankara Şubesinde, Ensar Buluşmaları kapsamında "Türkiye'de Görsel ve İşitsel Medya" konulu konferans verdi.Türkiye'de görsel ve işitsel medya dendiğinde akla ilk gelenin radyo yayınları olduğunu belirten Dursun, 1930'lu yıllardan sonra da televizyon yayıncılığının başladığını hatırlattı. Türkiye'de radyo yayınlarının dünyayla aşağı yukarı aynı yıllarda başladığını kaydeden Dursun, dünyadaki televizyon ve radyo yayıncılığının başlangıcına ilişkin de bilgi verdi. Radyo yayınlarının ilk başlarda imtiyazen bir şirkete verildiğini, ancak 1930'larda devlet eliyle gerçekleştirildiğini hatırlatan Dursun, burada devletçilik politikalarının önemli rol oynadığını belirtti. - "İfade özgürlüğünde kullanılan en önemli araçlar"Türkiye'deki medya politikalarının gelişiminin "sözleşmeli" ve "devlet tekelinin olduğu dönem" olarak ayrılabileceğini kaydeden Dursun, şöyle konuştu: "Tek parti döneminde toplumsal taleplerin ve farklı düşüncelerin ifade özgürlüğü anlamında kullanıldığını söyleyemeyiz. Bildiğiniz gibi radyo ve TV, bugünün dünyasında, dünyanın her tarafında ifade özgürlüğünde kullanılan en önemli araçlardan biridir. Yani insanlar düşüncelerini radyo mikrofonuyla veya TV'de görsellikle ifade edebilir. Radyo ve TV önüne konulabilecek herhangi bir engel, doğrudan ifade özgürlüğünün önünde konulmuş engel olarak algılanıyor. Fakat tek parti döneminde hiçbir zaman radyo veya TV, ifade özgürlüğünün bir kanalı olarak görülmüş değil. Ondan dolayı da temel haklarla ilgili tartışmalarda 'neden radyo yayını yapamıyoruz, ifade özgürlüğünün önünde bir engel' şeklinde bir çalışmayı da göremezsiniz.Diğer taraftan, çok partili dönemde iktidar partisinin menfaatine hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Bu belki biraz polemik oluşturacak bir kavram ama çok partili dönemde devletin tekeline sahip olması, devlet çarkını yöneten ekibin kendi tekelindeki radyo ve TV'ye egemen olmasından dolayı, genellikle iktidarı kullanan ekibin propagandasına hizmet etmiştir. Bugün de benzer tartışmaların olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Özelikle seçim dönemlerinde vs 'neden iktidar partisinin sözcülüğünü yapar, daha çok yer ayırır, muhalefet partilerine neden yer vermez' diye TRT açısından ciddi tartışmalar var."- Radyo ve TV kanalı sayılarıRTÜK Başkanı Dursun, darbe yönetimlerinden sonraki yıllarda TV ve radyo yayıncılığında bir çoğulculaşmanın gerçekleştiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Türkiye'de karasal ortamda yayın yapan 24 ulusal, 17 bölgesel, 204 yerel TV, ulusal ölçekte yayın yapan 39 radyo, 100 bölgesel, 920 yerel radyo var. Türkiye'de yaklaşık bin 400 yayın kuruluşu var. Bu son derece renkli, çoğulcu, farkılıkları ifade eden bir tablo demektir. Uydu ortamından yayın yapan, uydu TV yayın lisansı verdiğimiz 310 TV, uydu yayın lisansı verdiğimiz 96 radyo bulunuyor. Kablo TV lisansına sahip 140 TV, 4 radyo var. Uydu ve kabloda giderek hızlanan bir ivme söz konusu. Bunun gelecek yıllarda daha da artacağını düşünüyoruz." -Ensar Vakfı Ankara Şubesi-Ensar Buluşmaları-RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun