Engin Altay: "Erdoğan, Sen Bu Milleti Özel Bankalara, Saraya, Tefecilere ve Faiz Baronlarına Maraba Yaptın Ya. Nasıl Bir Kafa Bu"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Merkez Bankası'nın politika faizini 100 baz puan düşürerek 12'ye indirmesini, “Güler misin, ağlar mısın? Düşürdün de ne oldu? 14’ten 13’e düşürdün, ey Merkez Bankası, hangi banka vatandaşın kullandığı tüketici kredisini veya benzer kredileri bir puan aşağıya çekti? Hayır efendim, 27’yse 28 yaptı" diye değerlendirdi. Tarım, sanayi başta olmak üzere birçok sektörün küçüldüğüne, bankaların ise büyüdüğüne dikkat çeken Altay, "Üzülerek söylüyorum; Erdoğan, sen bu milleti özel bankalara, saraya, tefecilere ve faiz baronlarına maraba yaptın ya. Nasıl bir kafa bu. Nasıl bir devlet adamlığı" dedi. Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları üzerine hala savcıların harekete geçmemesini Altay, "Ey savcılar, hiç mi Allah korkunuz yok ya, soygun var ya. 6 bin 500 savcı var bu ülkede. Ey savcı, İYİ Parti dilekçe verdi, veremedi. Savcı mazeretli, yok adliyede. Adliyeden kaçan savcı olur mu ya. Buraya adalet sarayları denebilir mi? Adalet sarayları yapıyorlar, içinde adaletin ‘a’sı yok" sözleriyle eleştirdi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Merkez Bankası'nın politika faizini 100 baz puan düşürerek 12'ye indirmesini, "Güler misin, ağlar mısın? Düşürdün de ne oldu? 14'ten 13'e düşürdün, ey Merkez Bankası, hangi banka vatandaşın kullandığı tüketici kredisini veya benzer kredileri bir puan aşağıya çekti? Hayır efendim, 27'yse 28 yaptı" diye değerlendirdi. Tarım, sanayi başta olmak üzere birçok sektörün küçüldüğüne, bankaların ise büyüdüğüne dikkat çeken Altay, "Üzülerek söylüyorum; Erdoğan, sen bu milleti özel bankalara, saraya, tefecilere ve faiz baronlarına maraba yaptın ya. Nasıl bir kafa bu. Nasıl bir devlet adamlığı" dedi. Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları üzerine hala savcıların harekete geçmemesini Altay, "Ey savcılar, hiç mi Allah korkunuz yok ya, soygun var ya. 6 bin 500 savcı var bu ülkede. Ey savcı, İYİ Parti dilekçe verdi, veremedi. Savcı mazeretli, yok adliyede. Adliyeden kaçan savcı olur mu ya. Buraya adalet sarayları denebilir mi? Adalet sarayları yapıyorlar, içinde adaletin 'a'sı yok" sözleriyle eleştirdi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP İzmir Milletvekilleri Sevda Erden Kılıç ve Özcan Purçu ile birlikte CHP İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.
Altay, "Erişah Arıcan, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi. Yunus Arıncı, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun başkanı. Metin Kıratlı, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı. Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı ve Ahmet Ali Al Hammadi, Borsa İstanbul'un Katar temsilcisi" diyerek Borsa İstanbul'un yönetim kurulu üyelerini sıraladı.
Binlerve yurttaşın borsada mağdur olduğunu vurgulayan Altay, "Bu borsayı denetlemesi gereken Sermaye Piyasası Kurulu. Sermaye Piyasası Kurulu'nu denetlemesi gereken de Devlet Denetleme Kurulu. Devlet Denetleme Kurulu Başkanı, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi. Hani damat demişti ya giderken, 'At izi, it izine karıştı.' Allah sonumuzu hayır etsin. Yaptığı çok yanlış var ama doğru bir sözü de var" dedi.
Engin Altay'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"HAZIRLIK, ÇALIŞMA, DEĞERLENDİRME KAMPI YAPIYORUZ: Bugün CHP, tam kadro İzmir'de. Meclis Grubu'muz, sayın Genel Başkan'ımız ve mazeretli 9 milletvekilimiz dışında 121 milletvekili ile İzmir, Seferihisar'dayız. Her sene TBMM Yasama Yılı başlamadan önce bir hazırlık, çalışma, değerlendirme kampı yapıyoruz. Bu seneki toplantıyı da İzmir'de yapma kararı aldık. Sayın Genel Başkan'ımız da bir saat önce İzmir'e indi. Yarın sabah itibariyle saat 10.30'da sayın Genel Başkan'ımızın basına açık kamp açış konuşması ile toplantılarımızı, çalışmalarımızı başlatacağız.
GRUBUMUZ SEÇİM HAZIRLIKLARI İLGİLİ DE ÇALIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER YAPACAK: Bu toplantıdan muradımız, geçmiş bir önceki yasama yılını değerlendirmek, eksiğimiz, yanlışımız, ihmallerimiz varsa bunları değerlendirmek. 1 Ekim'de başlayacak yasama yılına da hazırlık. Önümüzdeki yıl seçim yılı olduğu için şüphesiz grubu muz seçim hazırlıkları ilgili de çalışma ve değerlendirmeler yapacak. Bu çerçevede ekonomi başta olmak üzere dış politika, seçim sandık güvenliği çalışmamız, kampımızın en önemli başlıklarından birisi. Seçmen tercihleri ve öncelikleri de önemli başlıklarımızdan.
SOYER, AVRUPA KARMA PARLAMENTERLER MECLİSİ'NDEN, AVRUPA ÖDÜLÜ ALDI: Güzel bir haber de aldık. İzmir'imizin, Erdoğan'ın çok uğraştığı, kafaya taktığı Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hepimizi kıvançlandıran bir ödül aldı. Avrupa Karma Parlamenterler Meclisi'nden, Avrupa Ödülü aldı. İzmir buna layık görüldü. İzmir, şüphesiz her şeyin en iyisine layık. Tunç Soyer'in bu ödül törenine de sayın Genel Başkan'ımız katılacak. Genel Başkan'ımız gelmişken Büyükşehir Belediye'mizin önemli iki hizmetinin de işaret fişeğini atacak. Birincisi, Konak'ta geri dönüşüm merkezi açılacak. 25 Eylül Pazar günü 10.30'da. Aynı gün saat 12.00'de Gaziemir'de kentsel dönüşüm ve toplu konut temel atma töreninde Genel Başkan'ımız bulunacak.
YARGI SARAYDAN İŞARET BEKLİYOR: Türkiye'de maalesef her geçen gün yargının biraz daha çürüdüğüne tanık oluyoruz. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı hakkında iddialar var, şikayet var. Bir kadın diyor ki; bunlar, bu aile benden farklı aracılar vesilesi ile para istedi.' Öyle bir tabloda yapılması gereken hem şikayetin hem de iddiaların üstüne gitmekken maalesef yargı bu konuda saraydan işaret bekliyor.
'MİLLETVEKİLİNİ DE BİR DAHAKİ SEÇİM ADAY YAPMAYIZ' DEMEK ORTADAKİ PİSLİĞİ AKLAMAZ: Erdoğan geçtiğimiz günlerde adli yıl açılış töreninde konuşuyor. ve diyor ki, 'Birileri adalet sisteminin suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için var gücüyle uğraşıyor. Böyle bir rezilliğe asla izin vermeyeceğiz.' Erdoğan, rezillik ortada zaten. 180 milyonlardan bahsediliyor. İki tane danışmanını görevden niye aldın kardeşim? Danışmanı görevden almak, 'milletvekilini de bir dahaki seçim aday yapmayız' demek ortadaki pisliği aklamaz. Böyle arınamazsın Erdoğan. Bu meselede arınmanın, aklanmanın yolu mahkemedir. Mahkemeye gideceksin. Ben sen git demiyorum ki savcıların elini, kolunu çöz yeter. Savcıların elini, kolunu çöz Erdoğan. Savcılar senden korktuklarından dilekçeleri almıyorlar.
VALLAHİ DE BİLLAHİ DE MİLLETİN KÖR KURUŞUNUN HESABINI SORMAZSAK NAMERDİZ: Rüşvet sarmalında adı geçen saray danışmanlarını görevden aldım, bu işi kapattım diyemezsin. Biz başvurduk. Bizim başvurumuzu aldılar. İYİ Parti'nin dilekçesini bile almadılar. Bırak dilekçeyi işleme almayı, dilekçeyi bile almadılar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum; Erdoğan bu soruşturmanın önünde o gövdeni çek kardeşim. Çek. Bu pisliği kapatmazsın. Millet bunu unutur, geçer diyemezsin. Tıpkı 128 milyar dolarda olduğu gibi. Tıpkı 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçide olduğu gibi, tıpkı bakanlarına hileli ve fahiş fiyatlara dezenfektan satan bakanın yolsuzluğunda olduğu gibi, tıpkı usulsüz garanti artışlarında olduğu gibi bizim bunları unutmamız mümkün değil. Hesabını da sormamamız da mümkün değil. Vallahi de billahi de milletin kör kuruşunun hesabını sormazsak namerdiz. Hesap sormayacağımız bir iktidar bize nasip olmasın.
MİLLETÇE BANKALARA ÇALIŞIYORUZ: Devlet Denetleme Kurulu seyrediyor. Olay ne? Şu. Borsada küçük yatırımcılar kekleniyor, silkeleniyor. Adam bir 50 bin TL koymuş borsaya, teşvik etmiş. Bizzat bakan 'borsaya gelin' demiş. Sonuç: Bankaların hisseleri şişirilmiş, zaten milletçe bankalara çalışıyoruz. Sonuç, millet perişan. Bu tablo kabul edilemez. Ağustos 2022. Sayın Nebati, milleti borsaya çağırıyor. 'Borsaya gelin, borsa çok iyi.' Ne varsa… Bir bakanın, milleti yatırım konusunda yönlendirmesi garip bir iştir. Tıpkı 128 milyar doların buharlaşması gibi. Tıpkı doların bir gecede 18'den 12'ye düşmesi, 18'den satıp 12'den alması büyük rantlar elde etmesi gibidir. Bunlar normal demokrasilerde olan işler değil.
PARASINI ENFLASYONDAN KORUMAK İÇİN BORSAYA GİDEN YATIRIMCI RESMEN SOYULDU: Borsa İstanbul'da kaç kişinin parası var diye sorsam bilmeyebilirsiniz. Normal. 2 milyon 623 bin insanımızın parası var. Kimisinin 1 TL, kimisinin 1000 TL, kimisinin 50 bin TL… Ama asıl 129 bin kişinin 500 bin TL ve üzerinde parası var. E olsun. Fakat spekülatörler borsa oyunları ile önce banka hisselerinin fiyatlarını yapay olarak yükselttiler. Sonra ne oldu? Ekonomi yönetimi, sayın Bakan dahil borsayı adres gösterdi. Bizim bunlara çok inanlar kalmadı ama biraz inananlar çıktı gitti borsaya. Sonuç, borsa çöküyor. 13 Eylül itibariyle hisse senetleri düşmeye başladı. Ciddi bir düşüş var. Parasını enflasyondan korumak için borsaya giden yatırımcı resmen soyuldu, silkelendi, keklendi. Bu vatandaş bizim vatandaşımız. Onların hakkını, hukukunu korumak bize anayasanın verdiği bir görev. Sermaye Piyasası Kurulu seyretti ya. Bu pisliği, bu kepazeliği, spekülasyonu, bu küçük yatırımcıyı silkeleme operasyonunu seyretti.
KAFA İYİ BİR KAFA DEĞİLDİR; BİR SORUN VARDIR O KAFADA: Bu adam Devlet Başkanı falan değil, holding patronu. Varlık Fonu diye bir fon oluşturdular, başkanı Erdoğan. Sonra Kamu Özel İşbirliği, direkt Recep Bey'e bağlı. Merkez Bankası… Başkan değiştirmeye doymadı. Merkez Bankası, Tayyip Bey. Her şey ona bağlı. Bu normal değil. Bunu istemek de normal değil. Borsa, Varlık Fonu, Merkez Bankası, Kamu Özel İşbirlikleri bana bağlı olsun, 10 dönüm hazine arazisi kiraya verilecekse de o önüme gelmeden verilmesin diyen bir kafa iyi bir kafa değildir. Bir sorun vardır o kafada.
EY MERKEZ BANKASI, HANGİ BANKA VATANDAŞIN KULLANDIĞI TÜKETİCİ KREDİSİNİ BİR PUAN AŞAĞIYA ÇEKTİ: Merkez Bankası, faizi düşürmüş. Evvelki ay 14'ten 13'e düşürmüştü. Şimdi 12'ye. Güler misin, ağlar mısın? Düşürdün de ne oldu? 14'ten 13'e düşürdün, ey Merkez Bankası, hangi banka vatandaşın kullandığı tüketici kredisini veya benzer kredileri bir puan aşağıya çekti? Hayır efendim, 27'yse 28 yaptı. Bir vatandaşımız bankalardan yüzde 26'dan düşük faizle para alabiliyorsa beni arasın lütfen. Ben de diyeyim ki İzmir'de yanlış konuşmuşum. Yok öyle bir şey.
ERDOĞAN, SEN BU MİLLETİ ÖZEL BANKALARA, SARAYA, TEFECİLERE VE FAİZ BARONLARINA MARABA YAPTIN YA: Tarım, sanayi küçülmüş ama bankalar büyümüş. Ne ala memleket. Böyle bir tablo karşısında şunu söylemek mümkün. Üzülerek söylüyorum; Erdoğan, sen bu milleti özel bankalara, saraya, tefecilere ve faiz baronlarına maraba yaptın ya. Nasıl bir kafa bu. Nasıl bir devlet adamlığı. İki de bir dava açıyor, onun için dilimi biraz düzgün kullanmaya çalışıyorum. Nasıl bir kafadır bu ya. İsyan ediyoruz, hakikaten sinirleniyorum. Bugün Merkez Bankası, 12'ye düşürmüş, devletin kasasını millet ödediği vergilerle dolduracak, özel banka sahibi onu yüzde 12'den alıp yüzde 28'den satacak. Tefecilik. Devlet, tefeciliğin payandası olmuş. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
EY SAVCILAR, HİÇ Mİ ALLAH KORKUNUZ YOK YA, SOYGUN VAR YA: Ey savcılar, hiç mi Allah korkunuz yok ya, soygun var ya. 6 bin 500 savcı var bu ülkede. İstanbul'da onlara uysak kahraman polisimiz ile bizi karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Biz bu tuzağa düşmedik. Savcı beyin talimatıymış. Adliyenin etrafına kimse gelmesin diye talimat vermiş. Savcıya bak savcıya. Ey savcı, İYİ Parti dilekçe verdi, veremedi. Savcı mazeretli, yok adliyede. Adliyeden kaçan savcı olur mu ya. Buraya adalet sarayları denebilir mi? Adalet sarayları yapıyorlar, içinde adaletin 'a'sı yok.
DEVLET DENETLEME KURULU BAŞKANI, BORSA İSTANBUL YÖNETİM KURULU ÜYESİ: Beş tane isim okuyacağım; Erişah Arıcan, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi. Yunus Arıncı, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun başkanı. Metin Kıratlı, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı. Yani Türkiye'nin en büyük devlet memuru, eski başbakanlık müsteşarının yerine denk geliyor. Fahrettin Altun, hiçbir yerden eksik değil maşallah, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı. ve Ahmet Ali Al Hammadi, bu da beyefendinin yeni ortağı. Borsa İstanbul'un Katar temsilcisi. Bunların beşi de Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyesi. ve borsada binlerce insan silkelenmiş. Üstelik bu borsayı denetlemesi gereken Sermaye Piyasası Kurulu. Sermaye Piyasası Kurulu'nu denetlemesi gereken de Devlet Denetleme Kurulu. Devlet Denetleme Kurulu Başkanı, Borsa Yönetim Kurulu Üyesi. Hani damat demişti ya giderken, 'At izi, it izine karıştı. Allah sonumuzu hayır etsin.' Yaptığı çok yanlış var ama doğru bir sözü de var.
GÜNAYDIN; TÜRKİYE'Yİ SİZ BATININ GÖÇMEN DEPOSU YAPTINIZ: Suç işleri bakanı Saraybosna'da bir toplantıda konuşmuş. Yanlış söylememek, suç işlememek için buradan okuyorum; 'İngiltere bize teklifte bulundu. Bize gelen göçmenleri size gönderelim' demiş. Bizimki demiş ki 'Biz sizin göçmen deponuz muyuz?' Günaydın. E senin reisin değil mi, Merkel'e, 'Bu 3 milyar az, 6 milyar verirsen alırız' diyen. Göçmenleri dolduran… ya İstanbul, İzmir, Gaziantep, Kilis, Ankara dahil sokaklarımız, mahallelerimizde huzur kalmadı. İnsan haklarına saygılıyız. Savaştan kaçan insanlara Türkiye bakabilecek kabiliyettedir. Ama öyle olmaz. Ben iki sene önce Yunanistan'da bir adaya gittim. Küçücük bir yeri çevirmişler, bura ne dedim. Göçmen, mülteci kampı 10 bin mülteci var dediler. Sağlık, beslenme, barınma, eğitim hizmeti veriliyor. Kampta… Türkiye'yi siz batının göçmen deposu yaptınız. 3 milyar euro uğrana.
PUTİN SÖYLEYİNCE PAŞA PAŞA DİYALOG KAPISI AÇIYORSUN; BAY KEMAL SANA BUNU YILLARDIR SÖYLÜYOR: Bay Kemal'e kızabilirsin, sevmeyebilirsin, senin koltuğunu salladığı için Bay Kemal'den nefret edebilirsin. Putin kim ya. Putin söyleyince paşa paşa Suriye merkez yönetimi ile diyalog kapısı açıyorsun. Bay Kemal sana bunu yıllardır söylüyor. Hayır, böyle bir şey kabul edilemez.
KİMSENİN UMUDUYLA, HAYALİYLE OYNANMASIN: Af tartışmaları var. Ben bu af sözcüğünün çok dikkatle ağza alınması gerektiğinden yanayım. Cezaevindeki insanların böyle bir umut içinde kalmaları, sonra hayal kırıklığı yaşamaları hali kötü bir haldir. Kimsenin umuduyla, hayaliyle oynanmasın. Cumhuriyet'imizin yüzüncü yılında böyle bir şey olabilir. Şık da olabilir. Tabi belli suçların affı olmaz. Ama eğer kader mahkümu diye nitelendirebileceğimiz noktalarda böyle bir şey olabilir. Bu konuda bir millet mutabakatı şarttır. Bu konusunda Meclis mutabakatı da şarttır. Bunun bu şekilde dillenmesi lazım.
AL SANA 7 TRİLYON BU MİLLETİN SIRTINA YÜK: AK Parti, Tayyip Erdoğan iktidara geldiğinde hazinenin 243 milyar TL borcu vardı. Bugün bu borç tam 14 kat arttı. Yani bugün hazinen borcu yeni para ile 3 trilyon 651 milyar TL'ye ulaştı. Hayırlı olsun. Bu borcu millet ödeyecek. 3 trilyon 651 milyar TL'lik borcun 3 trilyon da faizi olacak. Al sana 7 trilyon bu milletin sırtına yük. 7 trilyon. Nerede para? Bir kuruş harcamadık diyorlar bu yapılan işlere. Nerede para? Çiftçiye, esnafa, sanayiciye destek yok. Öğrenciye yurt yok, burs yok. Mezuna iş yok, AŞ yok. Para nerede kardeşim? Para beşlide. Para New York'ta, Londra'da. TÜRGEV'den TÜRKEN'e… Abla kardeş… Hadi git paralar. Sadece kur korumalı mevduattan dolayı 100 milyar TL'ye yakın para gitti. Merkez Bankası ne verdi bilmiyoruz? Geçen hafta soru önergesi verdim. Daha yanıt yok.
Şunu söylemiş: 'Avrupa'da market rafları boş.' Pes. Avrupa'da market rafları millet alabildiği için boş. Bizimkiler de dolu, doğru. Kimse alamadığı için dolu Erdoğan. Erdoğan, bu kış geçmez, aklını başına al."