Engin Altay'a Dert Yanan Kasap: "18 Bin TL Elektrik Faturası Ödeyip, Üstüne Kira Verip, Ambalajlara Aylık 12 Bin TL Vererek Ben Nasıl Ayakta Durayım"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın İstanbul Bağcılar’da dinlediği bir kasap, “18 bin TL elektrik faturası ödeyip, üstüne kira verip, ambalajlara aylık 12 bin TL vererek ben nasıl ayakta durayım? 18 TL’ye alıyordum, şu anda 78-80 TL. Satış da yok. Dün buranın pazarı vardı. Müşteriye 20 TL’lik tavuk göğsü, 20 TL’lik kıyma çekerek verdim. Ben makinayı çalıştırdığımda 5 TL’lik elektrik yakıyor. Tencerenin içine koyduğu zaman kaybolur gider” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın İstanbul Bağcılar'da dinlediği bir kasap, "18 bin TL elektrik faturası ödeyip, üstüne kira verip, ambalajlara aylık 12 bin TL vererek ben nasıl ayakta durayım? 18 TL'ye alıyordum, şu anda 78-80 TL. Satış da yok. Dün buranın pazarı vardı. Müşteriye 20 TL'lik tavuk göğsü, 20 TL'lik kıyma çekerek verdim. Ben makinayı çalıştırdığımda 5 TL'lik elektrik yakıyor. Tencerenin içine koyduğu zaman kaybolur gider" dedi.
CHP İstanbul İl Örgütü, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay başkanlığında dün İstanbul'un Bağcılar ilçesinde ev ve esnaf ziyaretlerinde bulunarak vatandaşların sorunlarını dinledi.
"MÜŞTERİYE 20 TL'LİK TAVUK GÖĞSÜ, 20 TL'LİK KIYMA ÇEKEREK VERDİM"
Bağcılar'da kasap dükkanı işleten bir esnaf, Altay'a şu sözlerle dert yandı:
"2023'e kadar ayakta durur yaşarsak olur diye düşünüyoruz. Ama 2023'e kadar ayakta durabilir miyiz, orası meçhul. 18 bin TL elektrik faturası ödeyip, üstüne kira verip, ambalajlara aylık 12 bin TL vererek ben nasıl ayakta durayım? 18 TL'ye alıyordum, şu anda 78-80 TL. Satış da yok. Dün buranın pazarı vardı. Müşteriye 20 TL'lik tavuk göğsü, 20 TL'lik kıyma çekerek verdim. Ben makinayı çalıştırdığımda 5 TL'lik elektrik yakıyor. Tencerenin içine koyduğu zaman kaybolur gider."
"MÜLTECİLERDEN DOLAYI HATAY'DAN İSTANBUL'A GELDİM"
Altay, bir vatandaşla mülteci sorununu konuştu. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye'de olduğu gibi bir göçmen ve mülteci politikası olmadığını söyleyen Altay, "Yunanistan'ın bir adasında, küçücük yerde 10 bin göçmen var. Kampa koymuşlar, 'Ben sana ekmeğini veriyorum, doktorun var, hemşiren var' diyor. Böyle sokağa salamazsın" dedi.
2014 yılında sığınmacılardan dolayı Hatay'dan İstanbul'a geldiğini söyleyen vatandaş ise "Reyhanlı'da 2013'te patlama olmuştu, orada dükkanım vardı. Patlamadan 10-20 saniyeyle kurtuldum. Bana mültecilerden gına geldi artık" sözleriyle Altay'a dert yandı. Altay, vatandaşa, "Türkiye'den umudu kesmiyoruz, dişimizi sıkıyoruz, göndereceğiz" cevabını verdi.
Ziyaretler sonrasında vatandaşlarla sohbet eden Altay, şunları söyledi:
"ÇİFTÇİNİN TRAKTÖRÜNÜ, ÖKÜZÜNÜ HACZEDERSEN ÇİFTÇİ TARLAYI NASIL SÜRECEK"
"Çiftçinin traktörüne, ahırdaki öküzüne haciz geliyor. Çiftçinin traktörünü, öküzünü haczedersen çiftçi tarlayı nasıl sürecek? Sürse ilaç, gübre, tohum, mazot fiyatlarıyla hasat ettiği ürünü sattığında bakıyor el ele, baş başa bile değil. Burada çok netiz. Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi var. Kanunda, 'Gayrisafi Milli Hasıla'nın yüzde 1'i çiftçiye destek olarak verilir' diyor. Devlet şu an bunun yüzde yarımını bile vermiyor. Bizim için taban fiyat şudur: Bir dönüm araziye ektiğin buğdayında, fındığında, pamuğunda, mısırında maliyet belli. Ziraat mühendisleri bunu hesaplıyor. Üstüne makul bir kar koyacağız, 'taban fiyat bu' diyeceğiz. Sen, ekerken kaça satacağını bilerek ekeceksin. Taban fiyat demek, en düşük fiyat demek. Örneğin tonuna 6 bin TL verdik, tüccar 'Ben 7 bin TL'ye alıyorum' dedi, tüccara sat ama tüccar '5 bin 500 TL veriyorum' dedi, ona hayır. Devlet, onu senden, maliyet artı kar hesaplanacak, senin önceden bildiğin fiyata almak zorunda. Bunu yapmayan iktidarı da Allah bize nasip etmesin.
"KIRMIZI MAZOTU GETİRİYORUZ. HEM ÖTV HEM KDV KALKACAK"
Adamın yatı var, mazot ucuz, ÖTV'siz. Çiftçinin traktöründeki mazot pahalı. Kırmızı mazotu getiriyoruz. Hem ÖTV hem KDV kalkacak. Sadece çiftçinin kullandığı mazot 5'te bir fiyatına alınacak. Köyde tarlada sigortasız çalışan kadınların sigortasını da devlet ödeyecek. 'Tarım Kredi Kooperatifi'ne olan borçları bize güveniyorsanız ödemeyin' dedik. Biz bu borçların faizlerini siliyoruz. Diyeceksiniz ki parayı nereden bulacaksın? Kur Korumalı Mevduat var. Örneğin, ben zenginim, devlet bana 'Sen doları TL'ye çevir, gerisine karışma, kur ne kadar artarsa ben sana o kadar ilave vereceğim' diyor. Ben, doları bozdurup 1 milyon TL yatırıyorum 3 ay vadeli, bankanın bana vereceği yasal faiz 35 bin TL. Ama kur artışından dolayı banka bana 190 bin TL veriyor. 35 bin TL yasal faiz, geriye kalan 155 bin TL'yi devlet Hazine'den veriyor. Biz, o paraları vermeyeceğiz, ucuz mazot vereceğiz. Köylünün Tarım Kredi Kooperatifi borcunun faizini sileceğiz.
"'YOKSULLUKLA, YASAKLARLA, YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE EDECEĞİZ' DEDİLER, BUNLARIN HEPSİ FIRLADI GİTTİ"
Türkiye'de geçen yılın ilk 6 ayıyla bu yılın ilk 6 ayında esnafın karı ne kadar arttı diye sorarsanız kimse 'yüzde 400 arttı' demez. 'Yüzde 10 arttı, artmadı ya da zarar ettim' der. Bankaların faiz gelirinde geçen senenin ilk 6 ayıyla bu senenin ilk 6 ayı arasındaki fark yüzde 434. Bankalar geçen senenin ilk altı ayında 24 milyar TL kar etmiş, bu sene ilk 6 ayda 134 milyar TL kar elde etmiş. Devletin Merkez Bankası, bankalara borç para veriyor. Merkez Bankası'ndan sen para alamıyorsun. Ben, bir bankanın sahibiyim diyelim, Merkez Bankası'ndan yüzde 13 faizle parayı alıyorum, şubeye getiriyorum. Vatandaş geliyor, tüketici kredisi istiyor, yüzde 28 faizle vatandaşa veriyorum. 13'ten aldım, 28'e sana sattım. Senden alacağım 28'in 13'ünü Merkez Bankası'na vereceğim, kalan 15'i cebime koyacağım. Böyle bir düzen olur mu? Faiz düzeni. Borcunu ödeyememişsin, yüzde 19'du yıllık faiz, yüzde 30'a çıkarıldı. Devlet senin yerini kamulaştırmış, devletten senin alacağın var, sana yüzde 9 faiz veriyor. Böyle bir düzen olmaz. Bunlar böyle gelmedi. 'Yoksullukla, yasaklarla, yolsuzluklarla mücadele edeceğiz' dediler, bunların hepsi fırladı gitti."