Engeline Rağmen Hayalini Gerçekleştirdi Ama Hedefine Ulaşamadı

İlkay Güder - Görme engelli Zeki Özay, hukuk fakültesinde eğitimini başarıyla sürdürmesine rağmen yargı mensubu ve avukatlık yapamayacak olmasının üzüntüsünü yaşıyor.

Tartıştığı babasını yaraladığı için suçlu bulunan ve 7 yıl cezaevinde kalan Özay, ilkokul mezunu olarak girdiği cezaevinden hukuk fakültesi öğrencisi olarak çıktı.

Cezaevinde karşılaştığı olaylar yüzünden eğitimine kaldığı yerden devam etme kararı aldığını anlatan Özay, yaşadıklarını, AA muhabine şöyle anlattı:

"Cezaevine girdiğimde, 'burada yaşayamam' dedim. İnsanlar devamlı şiddet ve kavga halindeydiler. Görme engelli olduğum için kendimi gerekli şekilde müdafaa edemiyordum. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Bu arada eğitimime devam etmeye karar verdim. Çünkü cezaevinde kaldığım sürece ya onlar gibi olacaktım ya da onlardan farklı olacaktım."

Cezaevinde herkesin kendisine "Alim Bey" dediğini anlatan Özay, çocukken bilim adamı ya da avukat olma hayali bulunduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Bu doğrultuda hedeflerim peşinde koşmaya karar verdim ve hemen açıköğretim lisesi için başvurdum. Avukat olmak istediğim için alanımın lisede o alana göre seçilmesini istedim. Ceza öğretmeni isteklerimi bilmeden benim kaydımı sosyal bilimlerdeki açık liseye yaptırdı. Mezun olduktan sonra da sınava girdiğimde hukuk puanının eşit ağırlıktan aldığını öğrendim. Bu arada açık liseyi koğuş arkadaşlarımın bana ders kitaplarımı okumasıyla bitirebildim."

Cezaevine mal beyanında bulunmamak suçulundan giren bir kişinin, kendisine adalet meslek yüksek okulundan bahsettiğini ifade eden Özay, "Bana 'hukuk fakültesine, adalet meslek yüksek okulundan geçiş yapabilirsin' dedi. Ben de tek tercihle Ankara Adalet Meslek Yüksekokulu'nu tercih ettim ve kazandım" dedi.

-Okulunu ikinci olarak bitirdi-

Cezasının bir bölümünü çektikten sonra açık cezaevine nakledildiğini anlatan Özay, burada kaldığı sürece okuluna devam etme şansı bulduğunu söyledi. İki yıllık eğitimini başarıyla tamamladığını belirten Özay, "Ankara Adalet Meslek Yüksek Okulu'nu, 3,91 ortalama ile bölüm 2'ncisi olarak bitirdim. Daha sonra ise ÖSYM'nin açtığı dikey geçiş sınavına girdim. 116 bin kişinin girdiği sınavda, ülke genelinde 23'ncü oldum ve tek tercihle Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım" diye konuştu.

Cezasını tamamladıktan sonra tahliye olan Özay, cezaevine girdiğinde yüzde 50 olan görme kaybının da 7 yıllık süre için de yüzde 90'a çıktığını da kaydederek, şunları söyledi:

"Üniversiteye başladığımda nasıl ders çalışacağımı bilmiyordum. Derslere giriyordum ama yeterli gelmiyordu. Görme engelliler için bir bilgisayar olduğunu öğrendim. Ama cezaevinde bilgisayar yasak olduğu için Adalet Bakanlığı'na dilekçe yazdım. Bakanlık da 'sen ailenle iletişime geç ne eksiğin varsa hepsini getirip sana teslim etsinler' dedi. Dersleri kaydetmek için bir de ses kayıt cihazı istedim."

-"Görme engelli ve sabıkalı olduğum için asla mesleğimi yapamayacağım"-

Şu anda hukuk fakültesi 3'ncü sınıf öğrencisi olan Özay, bir yıl sonra eğitimi tamamlayacağını ifade ederek, "Hakim ve savcılık için 35 yaş sınırı var. Ben okulu bitirdiğimde bu yaş sınırını aşmış oluyorum. Görme engelli ve sabıklı olduğum için de asla mesleğimi yapamayacağım. Yasaya göre engelliler hakim veya savcı olamıyor" dedi.

2008 yılında çıkan yasaya göre artık avukatlık mesleğini de yapamayacağını ve bunun üzüntüsünü yaşadığını kaydeden Özay, sözlerini şöyle tamamladı:

"2008 yılında Avukatlık Kanunu'nda değişiklik yapıldı. Yasaya göre, 2 yıl ve üstü ağır cezada hüküm giymiş kişiler, bu meseleği yapamıyor. Ben avukatlık stajımı bile bu yasadan dolayı yapamayacağım. Biz temel hak ve özgürlüklerin genişlediği bir ülkede yaşamayı hedeflerken bu defa mevcut olan özgürlüklerimizi kısıtlıyoruz. Hayalimi gerçekleştirdim ama hedefime ulaşamadım. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum"

Evli ve 9 aylık bir kızı olduğunu kaydeden Özay, zor şartlar altında ailesiyle hayatını idame ettirmeye çalıştığını da sözlerine ekledi.

Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA