Endülüs Medeniyeti'nin İzleri Amman'da Anlatıldı
Ürdün Eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Salah Cerrar, Amman'daki Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte Endülüs medeniyetinin tarihsel sürecini, etkilerini ve günümüzdeki yansımalarını ele aldı. Cerrar, Endülüs'ün bilim ve sanatta zirveye ulaştığını vurgulayarak, bu medeniyetin izlerinin hala dünyanın farklı coğrafyalarında hissedildiğini belirtti.
Ürdün Eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Salah Cerrar, Amman'daki Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nde düzenlenen söyleşide Endülüs medeniyetinin tarihsel süreci ve etkilerini anlattı.
"Endülüs'ten Anadolu'ya ve Bilad-i Şam'a Medeniyet'in İzleri ve Yansımaları" başlıklı etkinlikte konuşan Cerrar, Endülüs'ün dünyanın bugünlerde çok ihtiyaç duyduğu bir medeniyet seviyesine ulaştığını belirtti.
Yaklaşık sekiz yüzyıl boyunca hoşgörü esasında birlikte yaşamın en güzel örneklerini ortaya çıkaran Endülüs İslam medeniyetinin bilim ve sanatta zirveye ulaştığını vurgulayan Cerrar, bu büyük medeniyetin izlerinin halen varlığını ve etkisini koruduğunu ifade etti.
Endülüs'ün 1492'de yıkıldığını hatırlatan Cerrar, yıkılışın ardından Osmanlı devleti eliyle çok sayıda Müslüman ve Yahudi'nin kurtarılarak başta Anadolu, Kuzey Afrika ve Balkanlara yerleştirildiğine dikkati çekti.
Endülüs'ten kurtarılanların Orta Asya'ya kadar uzanan göçlerle dağıldıklarını belirten Cerrar, bu süreçte Endülüs izlerinin Anadolu'da, Orta Asya'da ve Balkanlarda görülmeye başlandığını anlattı.
Eski bakan, Endülüs kültür ve medeniyetinin etkilerinin bugün hala İspanya, Avrupa ve Latin Amerika'da görüldüğünü dile getirerek, "Avrupa'da bıraktıkları eserler, 800 yıllık bir medeniyete ve İslam tarihine tanıklık etmektedir." dedi.
Arap ve İslam kültürünün yanı sıra farklı medeniyetlere de kapılarını açmasının Endülüs'ü güçlü kıldığını kaydeden Cerrar, "Romalılar, Yunanlar, Çin ve Hint kültürlerinden de etkilendiler. Aslında başka bir kültürden etkilenmemiş bir medeniyet neredeyse yoktur." ifadesini kullandı.
Endülüs'ün coğrafi konumunun da önemine dikkat çeken Cerrar, bu bölgenin hem İslam ve Arap dünyası ile Avrupa arasında köprü görevi gördüğünü, ayrıca çok sayıda eserin Latince ve diğer Avrupa dillerine çevrilmesinin medeniyetin ve kültürün etkilerinin yayılmasını hızlandırdığını belirtti.
Endülüs şiiri, mimarisi ve sanatında "insani faktörün" öne çıktığını kaydeden eski bakan, bunun da medeniyetin dış dünyada kabul görmesini kolaylaştırdığını söyledi.
Endülüslü gezgin alimlerin, gittikleri yerlere eserlerini, kitaplarını ve kültürel birikimlerini taşıdıklarını aktaran Cerrar, bu sayede Endülüs medeniyetinin farklı coğrafyalara ulaştığını ancak yüzlerce seyahat yazısından çok azının günümüze ulaştığını ekledi.
Endülüslü şahsiyetlerin Avrupa, Latin Amerika, Balkanlar, Anadolu ve hatta Çin'e kadar gittiğini anlatan Cerrar, Endülüslü seyyah Hac Abdullah İbn Saffah'ın gittiği Bizans'taki Ayasofya ziyaretine dair aktarımlarda da bulundu.
Hicri 8. yüzyılda, Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde İbn Saffah'ın Anadolu'ya geldiğini anlatan Cerrar, Endülüslü gezginin dönemin Osmanlı ordusu, yemekleri ve kültürü hakkında bilgiler verdiğini ifade etti.
Prof. Cerrar, Endülüs'ün dil, müzik, mimari, İslami ilimler, tıp ve felsefe gibi çok çeşitli alanlarda bütün dünyaya büyük miras bıraktığını ve bu mirasa sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
Katılımcıların sorularına da cevap veren Cerrar, Endülüs'ün yıkılışının başlıca sebeplerini anlatırken bugünkü Filistin meselesiyle de kıyaslamada bulunarak sekiz asırlık muazzam medeniyetin iç çekişmeler ve ihanetler sonucu ortadan kalktığını vurguladı.