En Buruk Bayramı Onlar Yaşıyor
Mardin’in Nusaybin ilçesinde şehit düşen Eskişehirli Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Anıl Gül’ün ailesi, en buruk bayramını yaşıyor.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit düşen Eskişehirli Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Anıl Gül'ün ailesi, en buruk bayramını yaşıyor.
Eskişehir'de yaşayan 25 yaşındaki Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Anıl Gül, Nusaybin'deki operasyonda PKK'lı teröristlerin ateş açması sonucu ağır yaralanmış, tedavi altına alındığı hastanede kurtarılamayarak şehit olmuştu. Çocuklarının şehit olmasının ardından her bayram şehitliğe giderek dualar eden anne Türkan Gül ve baba Yücel Gül, bayramların buruk ve eksik geçtiğini dile getirdiler. Çözüm sürecinde yanlışlıkların olduğunu ve bu yüzden çocuğunun şehit olduğunu aktaran baba Yücel Gül, "Devletimizin bazı hataları oldu. Bu çözüm sürecini yaptılar. Orada büyük bir hata yapıldı. Maalesef bizim çocuklarımız da bu süreçte şehit oldu. Büyüklerimizin çok büyük hataları var bu çözüm sürecinde. Ama karşımızdaki bir düşman, düşmanla nasıl bir barış yaparlar anlamış değilim" dedi.
"Bu bayrak için çocuklarımızı verdik"
Acılı anne Türkan Gül ise, özel günlerin anlamını yitirdiğini söyledi. Oğlunun kokusunu onunla aynı ismi taşıyan bebekten aldığını ifade eden anne Gül,"Anneler Günü, Babalar Günü, özel günler her akşam sesimi duymadan, yatmazdı ama şimdi bitti. Bayramlar boş, özel günlerim boş. Unutmayan arkadaşları var sağ olsunlar. Önden bir taneydi şimdi çoğaldılar. Dayımızın bir tane bebeği oldu adını verdik. Şimdi yavrumun kokusunu ondan alıyorum. Terörün bitmesini istiyoruz. Allah'ım kınalı kuzularımıza, yavrularımıza güç, kuvvet versin. Allah yardımcıları olsun şu mübarek günlerde. Bizim yavrularımız son olsun, bir daha anneler babalar ağlamasın. Çok kötü bir şey, tarifi anlatılmaz, anlatılacak gibi bir şey değil. Baba bir asgari ücretli olduğu için ben asker ettim oğlumu. Üniversiteyi okutamadım. Çünkü durumum yoktu. Durumumuz olmadığı içinde okutamadık. Askerliği seçti çocuğum. İşte bu şehitlerin anne-babalarının ellerinden tutulmasını istiyoruz. Hastanelere varıyoruz, başın sağolsun şehit kartımız var, bakanlık kartımız var sağolsun çıkardılar. Sırasız zamansız girebilirsiniz deniliyor. Bir mahkum geliyor, bizden önce girebiliyor. Bizde bu vatan, bu bayrak için çocuklarımızı verdik. Biz neden giremiyoruz, bizim haklarımız nerede. İşte ben bunları istiyorum" şeklinde konuştu.
"Vatan, toprak diye yavrularımız gitti"
Şehit mezarlarında sadece özel günlerde değil, her zaman Türk bayrağının dalgalanmasını isteyen anne Gül, şehit çocuğu ile yaşadığı hatıralardan da bahsetti. Türkan Gül, "Şehitliklerde de devamlı bayrak durmasını istiyoruz. Vatan, toprak diye yavrularımız gitti. Yavrumu bıraktıramadım. Bırak dedikçe, 'Hayır anne, kime bırakıyoruz. Vatan kimin, toprak kimin, bayrak kimin? Hayır anne, seninki bırakacak, benimki bırakacak, bu vatanı kime emanet ediyoruz anne!' diyen yavrumu getiremedim. En sonunda geleceği en şerefli yere geldi ama bir bayrak esirgeniyor bunlardan. Devamlı, senede 1-2 tane olsun, soluk bayraklar da olsa üstünde durmasını istiyoruz. Ben ölene kadar, evime seneden seneye bayrağın getirilerek takılmasını istiyorum. Biz bayraksız yaşamayız, ezansız yaşayamayız, vatansız yaşayamayız. Allah'ım koymasın. Anca geride kalan, çalışan yavrularım askerin, polisin, emniyet güçlerinin hepsinin Allah yardımcıları olsun, Allah'a emanet olsunlar. Çünkü zor bir süreçten geçiyoruz. Anne-babalar ağlamasın. Çok zor bir duygu bayram geliyor, 'Anne tatlılarımızı yap, anne kurbanımı kes' diyen çocuğum bitti" diye konuştu.
"İsminin yaşamasını istiyoruz artık kendisi yok"
Son olarak oğlunun adının evine yakın bir parkta yaşatılmasını isteyen acılı anne, şu şekilde konuştu;
"Yakınımda park istiyorum. Spor salonuna söz verdiler, ona adını koymak istiyorum. Seyitgazi'de kızım sağlık meslek okudu 2 sene, oraya da ismini verilmesini istiyoruz. İsminin yaşamasını istiyoruz artık kendisi yok." - ESKİŞEHİR