Emre Konuk: "Kılıcın parlattığı, kalemin aydınlattığı bir çağın öyküsü" (2)
Selçuklu dönemini ekrana taşıyan "Uyanış: Büyük Selçuklu" dizisinin yapımcısı ve genel yönetmeni Emre Konuk, "Bizim bir sloganımız var; 'Kılıcın parlattığı, kalemin aydınlattığı bir çağın öyküsü' diyoruz.
Selçuklu dönemini ekrana taşıyan "Uyanış: Büyük Selçuklu" dizisinin yapımcısı ve genel yönetmeni Emre Konuk, "Bizim bir sloganımız var; 'Kılıcın parlattığı, kalemin aydınlattığı bir çağın öyküsü' diyoruz. Çünkü Büyük Selçuklu, kılıçla fethettikleri yerleri kalemle ihya ediyor. Onların en büyük özelliği bu. Büyük Selçuklu'ya sırtımızı çeviremezdik." dedi.
TRT 1'de yayımlanan ve Türk televizyon tarihinin en uzun savaş sahnesi ve prodüksiyon detaylarıyla öne çıkan yapımın çekimleri "TRT Uluslararası Film Platosu"nda gerçekleştiriliyor.
Yapıma ilişkin, AA muhabirine açıklamada bulunan Emre Konuk, Büyük Selçuklu Devleti'nin yeterince anlatılmadığını belirterek, "Selçuklu her şeyden önce bizim devlet ve kültür hafızamızdır. Her şeyin başladığı yer, diyebiliriz. Büyük Selçuklu'nun kurulduğu dönemde, İslam coğrafyası, İslam dünyası ikiye bölünmüş durumda. Bir yanda Abbasi Halifeliği, bir yanda Fatımiler. Bizim bir sloganımız var; 'Kılıcın parlattığı, kalemin aydınlattığı bir çağın öyküsü' diyoruz. Çünkü Büyük Selçuklu, kılıçla fethettikleri yerleri kalemle ihya ediyor. Onların en büyük özelliği bu. Büyük Selçuklu'ya sırtımızı çeviremezdik. Bu zamana kadar Osmanlı'yı veya yakın tarihi çokça anlattık. Fakat Büyük Selçuklular anlatılmayı hak eden bir devletti." diye konuştu.
Konuk, hikayenin Sencer üzerinden ilerlediğine işaret ederek, "Hikayemiz Melikşah döneminde geçiyor. Melikşah o dönemde devletin lideri ve Sencer isminde, sırlı bir oğlu var. Bu sırrın ne zaman açığa çıkacağının hikayesi fonda akarken, aynı zamanda Sencer'in Melikşah'ın emriyle hem Batıni hem de Bizans ile savaşını izliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bu dönemi Şampiyonlar Ligi olarak tanımlıyorum"
Melikşah döneminin Büyük Selçuklu'nun altın çağı olduğunu dile getiren Konuk, şöyle devam etti:
"Nizamiye medreselerinin temelleri Alparslan zamanında atılıyor ama Melikşah zamanında iyice yerleşiyor diyebiliriz. Melikşah tabii o dönemde müthiş bir devlet sistemi kurdu, Nizamülmülk'le birlikte. Onların çok ciddi bir dostluğu ve devleti oluşturan çok ciddi birikimleri var. Nizamülmülk, 'Siyasetname'nin de yazarı. Yani bugün bir devlet kuracaksak mutlaka Siyasetname'yi okumamız gerekir. Ben bu dönemi Şampiyonlar Ligi olarak tanımlıyorum. Çünkü tüm bunların dışında İmam Gazali, Ömer Hayyam, Hazini, İsfizari gibi ve daha aklıma gelmeyen birçok isim yetişti. Batı'nın karanlık çağ dediği Ortaçağ, aslında bizim için bir altın çağdır."
Konuk, Büyük Selçuklu döneminin hikaye açısından çok zengin bir dönem olduğuna dikkati çekerek, "Yorumları okuduğumda en çok şunu görüyorum; 'Normal dizilerin belki 10 bölüm sürdüreceği hikayeleri siz bir bölümde harcıyorsunuz.' diyorlar. Çünkü Büyük Selçuklu dönemiyle ilgili daha anlatacak o kadar çok hikaye var ki. Yani yüzde birine girmedik bile." değerlendirmesinde bulundu.
"Proje daha da çok ses getirecek"
Yapımda TRT'nin ve TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'in büyük katkıları olduğunun altını çizen Konuk, şunları kaydetti:
"Çok ciddi bir ön hazırlık aşaması yaşadık. Buradaki platoyu kullanan ilk yapım olmanın hem güzelliği hem de zorluklarını yaşadık haliyle. Onun dışında kostüm tasarımları, kast seçimi vesaire derken büyük bir prodüksiyon çıktı ortaya. Sadece Türkiye'de değil, sınırlarımızın dışında da yankı uyandırdığını görünce aslında doğru bir iş yaptığımızı da görüyoruz. Çünkü Büyük Selçuklu bizim ülkemizde belki çok bilinmese de dünyada bilinen bir tarihtir. Özellikle İran ve Orta Asya coğrafyasında. Dolayısıyla ben projenin ilerleyen zamanlarda daha da çok ses getireceğini düşünüyorum."
Yönetmen Konuk, yurtdışında üretilen pek çok fantastik kurgunun aslında Türk tarihinden beslendiğinin altını çizerek, "En başta söylediğim gibi çok köklü bir tarih var ve insanlar bizim tarihimizi merak ediyor. Bunu bizzat bizim ağzımızdan duymaları da daha önemli biliyorsunuz. Dünyada çokça film yapıldı hem Türk hem de İslam tarihiyle ilgili. Fakat bunu bizzat bu coğrafyada yaşayan bizlerin anlatması daha doğru olacak diye düşünüyorum." dedi.
Türk dizi ve filmlerinin dünyada gördüğü ilgiye de değinen Konuk, "Yapımlarımızın dünyada ses getirmesinin bir diğer sebebinin de prodüksiyon kalitesi olduğunu söyleyebilirim. Artık insanlar bizim işlerimizi izlediklerinde görsel olarak da çok ciddi bir doyum yaşıyor. Hikaye anlatım tekniği ya da senaryo açısından da artık yurtdışındaki matematikleri çok iyi kurgulayabiliyoruz. Dolayısıyla bir bütün olarak baktığımızda herkesin ilgisini çeken bir iş ortaya çıkıyor." şeklinde görüşlerini dile getirdi.
"Nomad ekibi bizim için büyük şans oldu"
Dizinin yönetmeni Sedat İnci ise dizinin kendine has bir farkı, tarzı, dili ve kendine özgün bir yapısı olmasını istediklerini kaydederek, "İzleyicide bunun karşılık bulması ve bu farkın bir anda herkes tarafından görülmesi mutluluk verici." ifadelerini kullandı.
Aksiyon sahnelerine çok titiz hazırlandıklarına dikkati çeken İnci, "Aksiyon sahneleri, çok klişe görülmesin ve insanları etkileyebilsin istedik. Özellikle koreografileri hazırlayan Nomad ekibi bizim için büyük bir şans oldu. Geriye kalan doğru açı, doğru kadraj ve bunu güzel işleyerek sunmak oluyor." değerlendirmesinde bulundu.