Emrah Serbes'in Suçunu Üstlenen Sanık Hakim Karşısında
İzmir-Aydın Otoyolu'nda önünde seyreden otomobile çarparak aynı aileden 3 kişinin ölümüne neden olan tutuklu sanık yazar Emrah Serbes'in suçunu üstlendiği gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanık Kenan Doğru'nun talimatla savunması alındı.
İzmir- Aydın Otoyolu'nda önünde seyreden otomobile çarparak aynı aileden 3 kişinin ölümüne neden olan tutuklu sanık yazar Emrah Serbes'in suçunu üstlendiği gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanık Kenan Doğru'nun talimatla savunması alındı.
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla İstanbul Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce savunmasının alınmasına yönelik yapılan duruşmada, tutuksuz sanık Kenan Doğru ve avukatı Devrim Alparslan katıldı. Müdahil Ahmet Mert Özçelik ile 2 avukatı da salonda hazır bulundu.
Kimlik tespitinde mesleğinin elektrik teknisyenliği olduğunu belirten sanık Doğru, daha önce soruşturma aşamasında verdiği ifadelerde suçu üstlendiğini söyledi.
İlk ifadesinde arabayı kendisinin kullandığını belirtse de aslında aracı Emrah Serbes'in kullandığı dile getiren Doğru, "Kendisiyle 1 gün öncesinde anlaşıp, onun yanında şoför olarak çalışmaya başlamıştım. Yeni başladığım için sigorta kaydım yoktu. Hatta bana 2 bin lira para vermişti. Aracın şoför mahaline ben oturdum. Yanıma da Emrah Serbes oturdu. İlk önce benim Maltepe'deki evime uğradık ve eşyalarımı alıp yola çıktık. İzmir gişelere kadar aracı ben kullandım. Orada Emrah bana 'Sen yorulmuşsundur, direksiyona ben geçeyim' dedi. Kabul ettim, aracı sağa çektim, direksiyona o geçti. Ben de ön yolcu koltuğuna, sağına oturdum. O anda hava çok yağışlı değildi, nemliydi. Gişeleri geçip bir süre gittikten sonra, arabanın arka tarafı az bir şey kaydı gibi oldu. Ben o anda dalmış gibiydim. Emrah'a arabanın kaydığını söyleyip yavaş gitmesini istedim." dedi.
Gözlerini dinlenmek için kapattığını anlatan Doğru, şunları kaydetti:
"Yarı uyuyor gibiydim. Belli bir süre gittikten sonra aniden arabanın sarsıldığını hissettim ve gözlerimi açtığımda önümüzdeki arabaya milim kaldığını, yani arabanın tam önümüzde olduğunu gördüm. Nitekim arabaya çarptık, ondan sonra bizim araç takla atmaya başladı. Bir süre sonra takla atmalar bitti. Aracın sunroofundan dışarı çıktım, sonra da Emrah'ı çıkardım. Bundan sonra diğer aracın yanına gittiğimde, araç yan şekilde duruyordu. Arabanın önünde bir erkek ve bir bayan vardı. Ayrıca bir de araçtan fırlamış bir bayan olduğunu gördüm. Onların yanına yaklaşmadım ve ne yapacağımı düşündüm. Tıbbi herhangi bir bilgim olmadığından müdahale etmedim ve bizim aracın yanına gittim. Telefonum savrulmuştu, Emrah'tan telefonunu istedim. O sırada Emrah diğer aracın yanına gidiyordu. Telefonla 112'yi aradım ve sonra yere çöküp kendimi yargıladım."
Doğru savunmasında, bir süre sonra olay yerine polisin geldiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Polislerden biri kazayı kimin yaptığını sordu. Gayriihtiyari benim yaptığımı söyledim. Olay yerine savcı ve Jandarma geldikten sonra karakola götürüldük. İfademde doğuya dönene kadar, aracı hep benim kullandığımı söyledim. Suç üstlenmem için Emrah bana herhangi bir talepte bulunmadı. Emrah'ın, 'Bu suçu yüklenebilecek psikolojide değilim' diye bir şey dediğini duymadım. Ancak kaza mahallinde kendi kendine konuşuyordu. Ben kendi kendime suçu üstlendim. Emrah'ı aldığımda sarhoş değildi, çok kendindeydi. Ama onu alırken sırt çantalarından birine viski koyduğunu, Bodrum'a gidince içeceğini söylemişti.Yolda içki içip içmediğini görmedim, bilmiyorum. Benzinliklerde durduğumuzda araçta içtiyse bilemiyorum. Emrah'ın aracı kullanırken uyuduğunu hissetmedim. Yolda hep sigara içti, içtiği sigaranın kutusunun üzerinde deve resmi vardı. Başka türlü bir sigara içtiğini görmedim."
Sanığın beyanına karşı diyecekleri sorulan müdahil avukatı, Doğru'nun Emrah Serbes'i koruyucu şekilde ifade verdiğini ve beyanlarının doğru olmadığını söyledi.
Müdahil Ahmet Mert Özçelik ise her iki sanığın da en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi.
Mahkeme heyeti, talimat evrağının ilgili mahkemesine iadesine karar verdi.
Kaza
İzmir-Aydın Otoyolu'nda 22 Eylül 2017'de, Emrah Serbes'in kullandığı 34 NT 5005 plakalı otomobil, Torbalı kavşağı yakınlarında, Ayhan Özçelik (59) idaresindeki 34 TV 9335 plakalı otomobile arkadan çarpmıştı. Kazada sürücü Özçelik ile 16 yaşındaki kızı Zeynep olay yerinde, eşi Nilgün Özçelik ise kaldırıldığı hastanede 12 gün sonra yaşamını yitirmişti.
Kazadan sonra 34 NT 5005 plakalı otomobili kendisinin kullandığını söyleyen Kenan Doğru tutuklanmıştı.
Emrah Serbes, Torbalı Cumhuriyet Savcılığı'nın, Doğru'nun emniyet kemeri izi tespiti için aldığı karar ve Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünden araçların ortalama hızının tespiti için gişelere giriş saatleri ve sürücülerin belirlenmesi için güvenlik kamera görüntülerini istemesi üzerine otomobili kendisinin kullandığını söyleyerek 28 Eylül 2017'de teslim olmuş, ardından tutuklanmıştı.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Mehmet Oğur tarafından hazırlanan ve yazar Emrah Serbes için "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçundan 22,5 yıla kadar, Kenan Doğru hakkında ise "suçu üstlenme"den 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmişti.