Haberler

Emo: Akkuyu Nükleer Santralı Üretim Lisansı İptal Edilsin

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) "ölümcül" tehlikeler" ve "ihtiyaç dışı" olması nedeniyle, Akkuyu Nükleer Santralı'na verilen üretim lisansının "derhal iptal edilmesi" çağrısında bulundu.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) "ölümcül" tehlikeler" ve "ihtiyaç dışı" olması nedeniyle, Akkuyu Nükleer Santralı'na verilen üretim lisansının "derhal iptal edilmesi" çağrısında bulundu.

EMO'nun, Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (EPDK) Akkuyu Nükleer Santralı için 49 yıllığına üretim lisansı vermesine ilişkin açıklamasında, Elektrik Piyasası Kanunu'nun, amaç maddesinde "elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik piyasası oluşturulması"ndan söz edildiği anımsatıldı ve eklendi:

"Oysa üretim lisansı verilen Akkuyu Nükleer Santralı ne düşük maliyetli, ne çevreyle uyumlu, ne rekabet koşullarına sahiptir. Elektriğin yeterli, kaliteli ve sürekli sunumu için de nükleer santrala ihtiyaç olmadığı açıktır. EPDK, Akkuyu Nükleer Santralı'na verdiği lisansla, kendi yasasının temelini oluşturan amaç maddesine aykırı davranmıştır. Üretim lisansı derhal iptal edilmelidir."

Fukuşima Felaketi ile nükleer santralların "ölümcül tehlikesiyle bir kez daha karşı karşıya kalan" dünyada enerji ihtiyacını karşılamak için yenilenebilir enerji başta olmak üzere başka kaynaklara yönelim arttığı vurgulanan açıklamada, "Bizzat devletin yaptığı çalışmalar, nükleer santrala Türkiye'nin ihtiyacı olmadığını ortaya koymasına, yapılan anlaşmanın Türkiye'nin dış kaynak bağımlılığını daha da artıracak ve pahalı elektrik satın almasına yol açacak olmasına karşın bu üretim lisansı verildi" denildi.

EMO açıklamasında, "Akkuyu'da nükleer santral yapılmasını sağlamak üzere EPDK tarafından verilen üretim lisansının, bugüne kadar açıklanan anlaşmalar ışığında ülkemiz için yaratacağı sonuçları şöyle sıralayabiliriz" denildi ve şu konuların altı çizildi:

Tüm gelişmiş ülkelerin vazgeçtiği ve gelişmekte olan ülkelere pazarlanan nükleer santralların ülkemizde yapımına izin verildi. Ülkemiz hem kaza riski, hem atıkların radyasyon tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor. Henüz dünyada örneği olmayan nükleer atık deposunun mali ve teknik yükü altına giriliyor; üstelik bu mali ve teknik yükün bedeli de öngörülemiyor.

Dünyada örneği olmayan, güvenli olduğunu kanıtlamamış VVER 1200 tipi nükleer reaktörün ülkemizde yapılmasına izin verilerek ülkemiz nükleer felaket riski altına sokuldu. Bir teknik arıza veya kaza halinde ülkemize telafisi imkansız zararlar verebilecek tesisin yapılmasının önü açıldı.

Dünyada ilk kez kendi ülkesinde yabancı bir devletin nükleer santral kurmasına izin veren ülke Türkiye olacak. Dünyada ilk kez "Yap-İşlet-Sahip Ol" modeli ile nükleer santral ülkemizde yapılacak. Akkuyu Santralı'nın kurulacağı yaklaşık 50 hektarlık ülkemiz toprakları, kamu kullanımına yasaklı ve Rusya'nın hak sahibi olduğu "yasaklı bir bölge" haline getirildi.

Bu santralın yapılmasıyla ülkemiz 15 yıl boyunca en az 35 milyar 568 milyon dolar elektrik alım yükümlüğü altına sokulmuş olacak. Akkuyu Nükleer Santralı'nın devreye gireceği 2025 yılından itibaren 15 yıl boyunca alacağı elektriğe 12.35 sent (dolar) üzerinden alım garantisi verildi. Bugün kilovat saat başına ortalama 15 kuruş olan elektrik fiyatından yaklaşık 3 kat daha pahalıya nükleer santraldan devlet elektrik satın alacak ve bunun bedelini halkımız ödeyecek.

Devlete alım garantisi üzerinden yapılacak satıştan elde edilecek gelir yurtdışına götürüleceği gibi Akkuyu Santralı'nın işletilebilmesi için gerekli olan nükleer yakıt da dışarıdan alınacak. Bir başka deyişle; ülkemizde yapılan üretimden hem de tüketimden döviz kaybı yaşanacak. Bu nedenle ülkemizin enerjide dışa bağımlığı ve yurtdışına ödeyeceği enerji faturası artırılmış olacak.

TEİAŞ'ın tahminleri de ülkemizin nükleer santrala ihtiyacı olmadığını açık şekilde gösteriyor. Yasa ile uzun dönem elektrik tahmin raporlarını hazırlamakla görevlendirilmiş olan TEİAŞ, 2026 yılı için en yüksek elektrik tüketim tahminini 409 milyar 676 milyon kilovat saat (kWh) olarak açıkladı.

Türkiye'nin 2016 yılı üretimi 273.4 milyar kWh'dir. EPDK'nın verilerine göre; 2016 Temmuz itibarı ile lisans alarak inşaatlarına başlanmış elektrik üretim tesislerinin üretim kapasitesi yaklaşık 250 milyar kWh'dir; bu da nükleer santrala ihtiyaç olmadığını gösterir.

Yine TEİAŞ'ın 2017-2026 yılları puant tahmininde; Akkuyu Nükleer Santralı'nın devreye girmesinden bir yıl sonrasına ilişkin puant ihtiyacı düşük senaryoda 56 bin 613 megavat (MW), yüksek senaryoda 66 bin 809 MW olarak açıklandı. Türkiye'nin bugünkü kurulu gücü 80 bin 35 MW'tır.

Rakamlar, bugünkü kurulu güce hiç ekleme yapılmasa bile yeni bir tesise gerek olmadığını gösteriyortedir. Eskiyen, kapasitesi düşen kurulu güç olduğu dikkate alınsa bile o tarihe kadar Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması da söz konusu olacaktır.

Yani Akkuyu Nükleer Santralı'nın Türkiye'nin elektrik ihtiyacını karşılamak için inşa edilmediği açıktır. İhtiyaç olmayan, tehlikeli ve pahalı bir tesis için üretim lisansı verilmiştir. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
İstanbul'da katliam: 4 kişiyi öldürüp intihar etti

4 kişiyi öldürüp canına kıydı! İntihar anı kamerada

Saadet Partisi'nde yeni genel başkan Mahmut Arıkan

Saadet'te Karamollaoğlu dönemi sona erdi! İşte yeni genel başkan

10 ilimizde eğitime kar engeli

10 ilimizde eğitime kar engeli

Fiyatları görünce cinnet geçiren adam, marketten sürüklenerek atıldı

Fiyatları görünce cinnet geçiren adam marketten sürüklenerek atıldı

title