Haberler

Emniyette Başaramadığı Fetö ile Mücadeleyi Avukat Olarak Sürdürüyor

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Eskişehir'de uzun yıllar asayiş ve terörle mücadele şube müdürlüğü başta olmak üzere birçok şubede müdürlük görevini yürüten ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) baskısı nedeniyle vaktinden önce emekliliğe ayrılan Eyüp Gökhan Keçe, terör örgütüyle olan mücadelesini avukat olarak sürdürüyor.

SİNAN BALCIKOCA - Eskişehir'de uzun yıllar asayiş ve terörle mücadele şube müdürlüğü başta olmak üzere birçok şubede müdürlük görevini yürüten ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) baskısı nedeniyle vaktinden önce emekliliğe ayrılan Eyüp Gökhan Keçe, terör örgütüyle olan mücadelesini avukat olarak sürdürüyor.

Aralarında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile siyasetçiler ve gazetecilerin de olduğu bazı kişileri usulsüz dinleyen ve FETÖ ile bağlantısı tespit edilen polislerin yargılandığı davada, müşteki durumunda bulunan 8 polisin avukatlığını yürüten Keçe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1987 yılında girdiğini emniyet teşkilatındaki FETÖ yapılanmasının varlığını daha o yıllarda fark ettiklerini söyledi.

Okula başladıktan bir ay sonra gruplaşmaların olduğunu hissettiklerini belirten Keçe, "Sabah namazında mescide giderlerdi ama namaz dışında sohbetler yapılıyordu. Namaz vakitlerinden çok daha fazla zaman ayırıp sohbet yapılıyordu. Arkadaşlardan bunu duyuyorduk." diye konuştu.

"Soruşturma yiyen kişi daha sonra emniyet müdürü oldu"

Keçe, 1991 yılında okuldan mezun olurken çekilen kuralarda usulsüzlük yapıldığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Kurayı çektiren heyetin bulunduğu odada masa altında 4-5 torba varmış. Bu torbalardan kendi oluşumları içinde olan kişiler hep belirli yerleri çekiyorlardı. Hep önemli yerlerdi. Bu oluşumun içinde olmayan bizim gibi kişiler de sokak polisliğini çekiyordu. Böyle olunca o dönemin Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan'a telefonla ulaşıldı. Kuralar çekilirken Ünal Erkan okulu bastı. Müdür kuranın çekildiği odaya girdi. Baktı ki masaların altından farklı farklı torbalar çıktı. Halbuki bir torba olması gerekiyor ve herkesin o torbadan kura çekmesi gerekiyor. O akşam bu usulsüzlüğü yapanlara işlemler yapıldı. O gün soruşturma yiyen kişiler soruşturma sürecinden sonra il emniyet müdürü bile oldu. O kurayı dönemin emniyet genel müdürü basıyor, bu kişilere işlem yapılıyor ama bu kişiler emniyet müdürü oluyor. Bunların en bariz örneği geçen günlerde tutuklanan eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'dır. O kuralar çekilirken komiserdi ve görevliydi. O dosyadan soruşturma yiyen kişi daha sonra emniyet müdürü oldu."

"Çocuklarını ışık evlerine verdiklerini anlatıyorlardı"

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 10 yıl görev yaptığını anlatan Keçe, "O tarihte istihbarat şubesindeki kişilerin bu oluşum içinde olduğunu biliyorduk. Çocuklarını ışık evlerine verdiklerini, 'abi'leri, 'abla'ları olduğunu yanımızda anlatıyorlardı. Ama o dönemde biz kendi işimizi yapmaktan bu kişilerin ne yaptığını göremedik." ifadelerini kullandı.

" Hanefi Avcı'nın atadığı müdürlere çok baskı yapıldı"

Keçe, 2003 yılında Eskişehir'e tayin edildiğini ve emekliye ayrıldığı 2013 yılına kadar il emniyet müdürleri Savaş Yücel, Hanefi Avcı ve Naci Kuru ile çalıştığını belirtti.

Özellikle Hanefi Avcı'nın Eskişehir'e atanmasının ardından teşkilatta gruplaşmaların olduğuna dikkati çeken Keçe, şöyle devam etti:

"Hanefi Avcı göreve geldikten yaklaşık 10 ay sonra tayin tasarrufunda bulundu. Beni terörle mücadele şube müdürlüğüne atadı. Bu atamadan kısa bir süre sonra kitabını yayımladı. Daha sonra gözaltına alındı, tutuklandı. Hanefi Avcı bu atamaları yaptıktan sonra dönemin asayiş şube müdürü Mehmet Aslan'ı İzmir ilindeki bir operasyona monte edip, örgüt sorumlusu yaptılar. Kardeşiyle yaptığı telefon görüşmesini bahane edip, örgüt lideri ilan ettiler. Mehmet Aslan'ı daha sonra meslekten ihraç ettirdiler. Hanefi Avcı sürecinden sonra herkesi bir yere sürdüler. Beni de Sivrihisar ilçe müdürü yaptılar. Hanefi Avcı'nın atadığı müdürlere çok baskı yapıldı. Hep ensemizde soludular."

"Aylarca çalıştık yüz yüze görüşmedik"

Keçe, Hanefi Avcı'nın ardından görevdeyken hayatını kaybeden emniyet müdürü Naci Kuru ile çalıştığını belirterek, şunları kaydetti:

"Naci Kuru'nun bu örgüt içinde olduğunu düşünmüyorum ama bu yapının etkisi altındaydı. Naci Kuru, Eskişehir'e atandıktan 10 gün sonra hiç kimseyi tanımadığı halde 6-7 şube müdürüne sarı zarfla yazılı ikaz gönderdi. Bunu göndermesi için bizi tanıması lazımdı. Çevresindeki müdür yardımcılarının etkisi altında olduğu için bu sarı zarflar bize gönderilmişti. Emniyet Müdürü Naci Kuru bizimle hiç görüşmüyor, konuşmaya yanaşmıyordu. Eskişehir'e atandı, aylarca çalıştık yüz yüze görüşmedik, telefonla birkaç kez görüştük. O dönemdeki müdür yardımcıları ve şube müdürlerinin büyük çoğunluğu şu an tutuklu durumda."

"Bulunduğum eve uyuşturucu ihbarı yapıldı"

O süreçte kendisiyle ilgili bir kumpas girişimi olduğunu ve sonradan öğrendiğini anlatan Keçe, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstihbarattan Erkan Soydan isimli bir başkomiser, 'Ali Tekin' kod adıyla ankesörlü telefondan benim bulunduğum evin adresini vererek uyuşturucu ihbarında bulunmuş. O gün haber merkezinin duyarlılığı sayesinde Erkan Soydan ankesörlü telefonda konuşma yaptığı sırada yakalandı. Yakalandığı halde Erkan Soydan ile ilgili en ufak soruşturma dahi açılmadı. Bunlar bizi bitirmeye yönelik girişimlerdi. O başkomiser ankesörlü telefonda yakalanmasaydı kanuna aykırı delilleri eve serpiştirip, bizimle ilgili işlem yapılıp cezaevini girecektik. Çok düzenli ve titiz çalışmamız sayesinde onların kumpaslarından kurtulduk."

"Emniyet içinde o dönemde imparatorluk kurdular"

Keçe, bir yıl içinde 4 şubeye tayin edildikten sonra vakti dolmadığı halde 2013 yılında emekli olmaya karar verdiğini belirterek, "Emniyet içinde o dönemde çok büyük imparatorluk kurdular. Etrafımızdaki arkadaşlarımız sürekli soruşturma yedi. Budanmış, yetkisiz bir duruma geldik. Polis memurları bile bize acıyarak selam veriyordu. Emekli olmaya karar verdim. Polis akademisinde geçen yıllarımı borçlanarak emekli oldum." dedi.

"Ben teşkilat aşığı bir insandım"

Avukatlık mesleğine nasıl adım attığına da değinen Keçe, 1990 yılında hukuk fakültesini kazandığını ancak devam edemediğini hatırlattı.

Keçe, 2008 yılındaki aftan yararlanarak tekrar okuluna devam ettiğini ve 2011'de diplomasını aldığını belirterek, şunları dile getirdi:

"Bu insanlarla mücadele ederek sabahlara kadar çalışıp hukuk fakültesini bitirdim. Emekli olduktan sonra 2014 yılında da avukatlık büromu açtım. Ben teşkilat aşığı bir insandım. Hukukçu olsaydım çok daha önceden olabilirdim ama ben polis olmak istedim. Senelerce aktif şubelerde çalıştım. Eğer FETÖ yapılanmasının bu derece baskıları olmasaydı, zorla emekliliğe sevk etmeselerdi ben teşkilatımdan ayrılmazdım. Benim ideallerim vardı. Mukadderat buymuş. Emekli olduktan sonra daha farklı bir platformda, daha hür şekilde emniyet platformunda yürütemediğim mücadelemi devam ettiriyorum."

Emniyette Başaramadığı Fetö ile Mücadeleyi Avukat Olarak Sürdürüyor
Kaynak: AA / Güncel
Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı sanık kürsüsünde! İşte ilk sözleri

Bebek katili çetenin lideri sanık kürsüsünde! İşte ilk sözleri

'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

Tunceli ve Ovacık belediyelerine atanan kayyumlar göreve başladı

Verdikleri ilk talimat bakın ne oldu

Maserati'ye mi biniyor? İşte Yavuz Ağıralioğlu'nun özel plakalı makam aracı

Maserati'ye mi biniyor? İşte Ağıralioğlu'nun özel plakalı makam aracı

title