EMEP Milletvekili Bayhan: İsrail ile Askeri Anlaşmaların Durumu Sorgulandı

(ANKARA) - EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a "İsrail ile bugüne dek imzalanan askeri, lojistik ve ticari anlaşmaların güncel durumu nedir? Mersin Limanı'nın savaş suçlarına konu olabilecek askeri sevkiyatlara ev sahipliği yapması nasıl açıklanmaktadır?" sorularını yöneltti.

Bayhan, Dışişleri Bakanı Fidan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, "20 aydır Gazze'de süren İsrail katliamının artık 'soykırım' olarak adlandırıldığını" ifade etti.

Önergesinde, "Yasaklı silahlar, abluka ve açlık politikalarıyla sürdürülen bu insanlık suçuna karşı dünyanın dört bir yanında, başta liman işçileri olmak üzere vicdan sahibi insanlar harekete geçerken, tek adam yönetimi ikiyüzlü bir politika izlemektedir" ifadesini kullanan Bayhan, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz günlerde Sicilya'dan hareket eden ve Gazze'ye gıda ve ilaç taşımaya çalışan Madleen gemisi, İsrail ordusunun uluslararası sularda gerçekleştirdiği operasyonla durdurulmuş, içindeki gönüllüler rehin alınmıştır. Bu durum, İsrail'in soykırımcı saldırganlığının insani yardımları dahi hedef almaktan kaçınmadığını göstermektedir.

Aynı günlerde, Türkiye limanlarında hiçbir engelle karşılaşmadan yoluna devam eden bir gemi daha vardır. VELA isimli yük gemisi 9 Haziran'da Mersin Limanı'na yanaşmış, bir gün sonra İsrail'in Aşdod Limanı'na doğru engelsiz devam etmiştir. Uluslararası izleme ağları ve kurumsal belgeler, bu geminin İsrail Askeri Endüstrileri (IMI) adına kayıtlı 393 ton çelik çubuk taşıdığını, yükün askeri amaçla bomba ve mühimmat üretiminde kullanılmak üzere sevk edildiğini ortaya koymuştur.

Söz konusu sevkiyatın, Türkiye limanlarından engellenmeden geçmesi; yalnızca insanlık dışı ve politik sonuçlar değil, hukuki ve tarihsel sorumluluklar da taşımaktadır. Türkiye, tarafı olduğu Cenevre Sözleşmeleri, BM Soykırım Sözleşmesi ve Roma Statüsü uyarınca bu tür faaliyetleri engellemekle yükümlüdür.

Ancak tek adam yönetimi Gazze'deki katliamı sözde kınarken; İsrail'in askeri tedarik zincirine lojistik kolaylık sağlamaktadır. Madleen'i alkışlayıp, VELA'yı geçiren iktidarın bu ikiyüzlü tutumu aynı zamanda savaş suçlarına ortaklık anlamına gelmektedir.

"Mızrak çuvala sığmaz olmuştur"

"Tek adam yönetiminin bir yandan hamasi nutuklarla Filistin halkına destek görüntüsü verirken, öte yandan İsrail'le askeri, ekonomik ve lojistik ilişkileri kesintisiz sürdürmesi artık gizlenemez hale gelmiştir. Mızrak çuvala sığmaz olmuştur. İktidarın sahte 'Siyonizm karşıtı' duruşunun yanı sıra, zaman zaman köpürttüğü sözde 'anti-emperyalist' söylemler de tıpkı Filistin meselesi gibi inandırıcılığını yitirmiştir. Türkiye, başta ABD ve İsrail olmak üzere tüm emperyalist güçlerle, onların savaş politikalarıyla ve soykırım suçlarına ortak olan işbirlikçileriyle her türlü ilişkiyi sonlandırmalıdır."

Bayhan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:

"VELA gemisinin taşıdığı yükün IMI ait olduğu bilgisi Dışişleri Bakanlığı'na ulaşmış mıdır? Türkiye limanlarından askeri sevkiyata onay verilmiş midir? Bu taşımalara ilişkin denetim ve izleme süreçleri nedir? İsrail ile yürütülen askeri, lojistik ve stratejik işbirlikleri çerçevesinde, son bir yıl içinde Türkiye toprakları veya limanları üzerinden gerçekleştirilen sevkiyatlara ilişkin envanter kamuoyuna açıklanacak mıdır? İsrail'le imzalanan askeri, lojistik ve ticari anlaşmaların güncel durumu nedir? Bu anlaşmaların iptali ve tam ambargo uygulanması yönünde bir politika değişikliği gündemde midir? Mersin Limanı'nın savaş suçlarına konu olabilecek askeri sevkiyatlara ev sahipliği yapması nasıl açıklanmaktadır?"