İmamoğlu'nun Hapis İstemiyle Yargılanması Başladı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun, üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.

Tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun, üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.

İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, başka suçtan tutuklu Ekrem İmamoğlu ve avukatları katıldı.

Duruşmaya, ayrıca Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ile çocukları, babası Hasan İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Genel Başkan yardımcıları Gökan Zeybek, Meryem Gül Çiftci Binici, Gülşah Deniz Atalar, CHP milletvekilleri Bülent Tezcan, Utku Çakırözer, Sibel Suiçmez, Ayça Taşkent, mahkeme kararıyla görevinden uzaklaştırılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, bazı il ve ilçe belediye başkanları ile çok sayıda izleyici katıldı.

Duruşma, Ekrem İmamoğlu'nun kimlik tespitiyle başladı.

İmamoğlu, kimlik tespitinde tahsil durumunun "yüksek lisans", aylık ortalama gelirinin ise 250 bin lira olduğunu söyledi.

Hakim iddianamenin özetini okurken söz alan İmamoğlu "Anlattığınız hiçbir şeyin benimle ilgisi yok hala. Araya giriyorum ama hiçbirinin benimle ilgisi yok. Ama okumanız hoşuma gidiyor." dedi.

İmamoğlu, söz konusu iddialara ilişkin o dönem 18 yaşında olduğunu, geçişine ilişkin belgeleri üniversiteye teslim ettiğini, "resmi belgede sahtecilik" suçuna nasıl iştirak ettiğini anlayamadığını savundu.

Soruşturma sürecinde Başsavcılığın İstanbul Üniversitesine yazdığı yazıyı aktaran İmamoğlu, "Başsavcılık 24 Şubat'ta İstanbul Üniversitesine yazı yazıyor. Diyor ki 'Acele et, hemen karar.' ver. 'İmamoğlu YSK'ya gider, başvurur.' diye yazan savcı telaş ediyor. İddianamenin bütün bölümlerinde özellikle son 10 maddesinin hiçbirinin Ekrem İmamoğlu ile ilgisi yok. 18 yaşında bir gencin düşürüldüğü duruma bakar mısınız?" ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu, önce Girne Amerikan Üniversitesine kaydolduğunu, burada hazırlık sınıfına başladığını, Doğu Akdeniz Üniversitesine kayıt yaptırmadığını, söz konusu durumu savcılığa ifade verdiği sırada öğrendiğini öne sürdü.

Hakimin "ÖSYM tarafından Doğu Akdeniz Üniversitesine yerleştirme yapıldınız mı?" sorusunu yönelttiği İmamoğlu, "O zamanlar Doğu Akdeniz Üniversitesinin ÖSYM'le ilgisi yok. Girne Amerikan Üniversitesine nasıl kaydoluyorsanız Doğu Akdeniz'e de öyle kaydoluyorsunuz." yanıtını verdi.

İmamoğlu, Girne Amerikan Üniversitesine kaydolduktan bir yıl sonra ev arkadaşının İstanbul Üniversitesine geçiş yaptığını öğrendiğini aktararak, şunları söyledi:

"Geçiş yaptığına üzüldüm. Ben geçiş diye bir şey bilmiyordum. Daha sonra bende Milliyet gazetesinde ilan gördüm ve başvurdum. Böylece geçiş yaptım. Babam İstanbul'a iş hayatını getirdi, onunla gece gündüz çalışan iş adamı oldum. Savcı kazandığımız bütün maçları heba etti. Diplomam iptal edildikten sonra ilk kez konuşuyorum."

Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu olan avukatı Mehmet Pehlivan'ın duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla savunma yapmasını talep etti.

Mahkeme bunu kabul ederek, Pehlivan'ın duruşmaya bağlanmasını kararlaştırdı.

SEGBİS aracılığıyla Çorlu'daki cezaevinden duruşmaya katılan avukat Pehlivan, "Birçok eksiklik olduğu için savunma vermeyi reddediyorum. Bir sonraki aşamada duruşmaya katılmak istiyorum." dedi.

Avukatların savunması

Avukat Fikret İlkiz, iddianamenin anlaşılmaz olduğunu öne sürerek, söz konusu iddiaların Ekrem İmamoğlu'yla ilgili olmadığını savundu.

Avukat Hasan Fehmi Demir ise İmamoğlu'nun diplomayı hileyle aldığının iddianamede yazıldığını, bunun nasıl alındığının açıklanması gerektiğini ifade etti.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nde Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesine karşı yürütmenin durdurulması talebiyle açtığı dava dosyasının örneğinin mahkemeye gönderilmesini talep etti.

Söz verilen İmamoğlu, "Benim diplomam haksız ve hukuksuz yere iptal edilmiştir. İdare Mahkemesi'nde süren süreçler var. Orada mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bu hukuksuz uygulamanın sonucunda birçok insan mağdur oldu." dedi.

Ara karar

Ara kararını açıklayan mahkeme, İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nde görülen dava dosyasının örneğinin UYAP üzerinden mahkemeye gönderilmesine hükmetti.

Başka suçtan tutuklu avukat Mehmet Pehlivan'ın duruşma salonunda hazır edilmesine ilişkin talebi, "Sanığın müdafi ile aynı fiziki ortamda bulunmamasıyla savunma hakkının kullanılması yönünden doğan kısıtlılığın sanığın müdafiyle savunma yapma hakkının özünü ortadan kaldırır nitelikte olmadığı, mahkemenin sanık avukatının tutukluluk halini ortadan kaldıracak şekilde karar verme yetkisinin bulunmaması" gerekçesiyle reddedildi.

Mahkeme, duruşmayı 20 Ekim'e erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024'te Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER'e başvuruda bulunulduğu aktarılıyor.

Aynı iddiaya ilişkin 1 Ekim 2024'te savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu belirtilen iddianamede, bunun ardından soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

İddianamede, İmamoğlu'nun Kıbrıs'ta öğrenim gördüğü ve İstanbul Üniversitesine geçiş yaptığı University College of Northern Cyprus'ın (UCNC) 1990'da Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı belirtiliyor.

YÖK'ün 1988 ve 1992'deki yazılarında, KKTC'de faaliyet gösteren YÖK kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz artırıldığı anlatılıyor.

İddianamede, yatay geçiş başvurularında bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı kaydediliyor.

YÖK kararları görmezden gelindi

Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığı ifade edilen iddianamede, yükseköğretim kurumları arasında "Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmeliği"nin 2. maddesinde yer alan "Eşdeğer eğitim programları uygulayan yükseköğretim kurumları" maddesinin uygulanmadığı aktarılıyor.

İddianamede, bağlayıcı görüş bildiren YÖK'ün 1988, 1991 ve 1992'deki yazılarında KKTC'de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesinin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığına ilişkin kararın görmezden gelindiği, yine yönetmeliğe aykırı şekilde bulunduğu üniversitede transkriptlerinde başarısız ve alınan kredilerde eksiklerin olduğu, İngilizce İşletme Programı'na yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı ifade ediliyor.

Öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildi

İstanbul Üniversitesinin, KKTC'deki eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesinin YÖK tarafından tanınmakta olduğunu bilmesine rağmen İmamoğlu'na ait öğrenci dosyasının incelenmesinde, gerçekte "University College of Northern Cyprus" adlı eğitim kurumuna kayıtlı olduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılıyor.

İddianamede, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde İmamoğlu'nun denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği ifade ediliyor.

"Belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir"

İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye ibraz edilen belgelerin "University College of Northern Cyprus"a ait bir tanıtım broşürü ve bir transkriptten ibaret olduğu, belgelerin içeriği dikkate alındığında, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne ait olmadığının anlaşıldığı anlatılan iddianamede, "İstanbul Üniversitesi tarafından İmamoğlu'nun kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, bu suretle hukuki öneme sahip beyanları gerçeğe aykırı bir biçimde yansıtarak şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği, yani sahteciliğe uğramış belge hiç olmamış kabul edilmekle birlikte belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir." ifadeleri yer alıyor.

İddianamede, İmamoğlu'nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde eğitim gördüğüne ilişkin bilgi ve bulgu bulunmamasına rağmen "https://www.ibb.istanbul/ibb/buyuksehir-belediye-baskani", "ekremimamoglu.com" gibi internet siteleri ile "Kahramanın Yolculuğu" isimli kitapta ve çeşitli yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesinden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin İstanbul Üniversitesine yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin "Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş" gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığına işaret ediliyor.

İmamoğlu'nun gerek yatay geçiş işlemleri sırasında gerekse daha sonraki süreçlerde "University College of Northern Cyprus" kurumuyla ilgili durumu açıkça bildiği, buna rağmen kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği, tüm bu hususların ifade sırasında kendisine sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakarak açıklama yapmaktan kaçındığının anlaşıldığı kaydediliyor.

"Resmi belgede sahtecilik" suçu zincirleme şekilde işlendi

İddianamede, İmamoğlu'nun "resmi belgede sahtecilik" suçuna iştirak ettiği, hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesine, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığına ve Yüksek Seçim Kuruluna sunarak kullandığı ve "resmi belgede sahtecilik" suçunu zincirleme şekilde işlediği aktarılıyor.

İmamoğlu'nun "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca işlemiş olduğu kasıtlı suç nedeniyle hapis cezasına mahkum edilmesi halinde Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesinde yer alan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi de isteniyor.

Ayrıca iddianamede, İmamoğlu'nun sahte olarak elde ettiği iddia edilen evrakın TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesine karar verilmesi talep ediliyor.

Kaynak: AA / Zeynep Yeşildal - Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title