Son dakika haber: Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati, Ataşehir'deki iş insanlarıyla buluştu
Son dakika haberlerine göre Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, "Merkez Bankası uzunca bir süredir uyguladığı sıkı parasal duruşun ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını gördüğünden, reel sektörün bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için, gerektiği gibi faiz indirimine gitmiş...
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, "Merkez Bankası uzunca bir süredir uyguladığı sıkı parasal duruşun ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını gördüğünden, reel sektörün bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için, gerektiği gibi faiz indirimine gitmiş ve böylece sektörün önündeki finansman sorununun çözümüne katkıda bulunacak adımlar atmıştır." dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimince İstanbul'un 39 ilçesinde düzenlenen Ekonomi Buluşmaları Ataşehir ilçesindeki buluşma ile devam etti. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati'nin katılımıyla AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Ekonomi İşleri Birim Başkanı Gıyaseddin Gergin Başkanlığı'nda gerçekleştirilen toplantıya yaklaşık 50 iş insanı ve sanayici katıldı.
Toplantıda konuşan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati, İstanbul Finans Merkezi (İFM) ile dünyadaki önemli finans merkezlerinden biri haline gelineceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Projenin İslami finans bakımından da bir merkez olmasını arzu ediyoruz. Bu mega proje sayesinde şüphesiz ki İstanbul ve Ataşehir yepyeni bir ivmeyle hareketlenecek ve büyük bir cazibe merkezi haline gelecektir. İFM projesinin ülkemize yatırım/fon çekilmesi, ilave istihdam oluşturulması, finansal piyasalarımıza derinlik kazandırılması, finansal gelişmişlik açısından ilerleme sağlanması, ülkemizi bölgemizde ve küresel ölçekte önemli bir ekonomik aktör konumuna getirilmesi hususlarında çok büyük katkıları olacaktır.
Yaklaşık 3,3 milyon metrekare alan üzerine kurulması planlanan inşaatın bugün itibarıyla tamamlanma oranı yüzde 40,3'tür. İFM Projesi'nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bütüncül bir 'İstanbul Finans Merkezi Kanunu' gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kanun Taslağına ilişkin çalışmalar devam etmekle beraber, taslak metnin istişarelerin tamamlanması sonrasında en kısa sürede TBMM gündemine gelmesini bekliyoruz."
Muhalefetin müzakereci bir yaklaşımla yapıcı eleştiri yerine, siyasi prim yapmak yolunu seçtiğini söyleyen Nebati, TÜİK ve TCMB'ye yönelik algı operasyonu yürütüldüğünü dile getirdi.
Nebati, uluslararası kuruluşların büyüme beklentilerinin de OVP hedefi olan yüzde 9'a yakınsamasının TÜİK verilerinin doğruluğunu kanıtladığını kaydetti.
"Merkez Bankası sorunun çözümüne katkıda bulunacak adımlar atmıştır"
Nebati, Merkez Bankası'nın tüm kararlarını, hem ülkenin reel ve finans sektörlerinin durumunu hem de küresel konjonktürünü göz önüne alarak bağımsız bir şekilde aldığını aktararak, "Son PPK toplantısında Merkez Bankası'nın açıkladığı gibi, salgının ekonomiler üzerinde etkisi dünya ölçeğinde halen devam etmektedir. Bunun en önemli emaresi de küresel ölçekte yaşanan fiyat artışları sorunudur. Nitekim emtia fiyatlarındaki sert yükselişler, enerji fiyatlarındaki artışlar, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki yükselişler uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Ayrıca iklim koşullarında yaşanan sıkıntılar da küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki her zaman olduğu gibi, Türkiye devleti vatandaşının yanındadır ve bu fiyat artışlarının aynı ölçüde vatandaşa yansımaması için gerekli adımları atmaktadır." şeklinde konuştu.
Salgının etkisi geçtikçe fiyat istikrarının oluşacağını vurgulayan Nebati, Türkiye'nin iktisadi faaliyetinin güçlü bir şekilde büyümeye devam ettiğini söyledi.
Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İhracatımızdaki güçlü artış sayesinde yıllıklandırılmış cari işlemler dengesinde iyileşme devam ediyor ve bu da hiç kuşkusuz fiyat istikrarı hedefi için çok önemli bir husustur. Ayrıca fiyat istikrarının oluşabilmesi için Merkez Bankası'nın makroihtiyati politika adımlarının olumlu etkileri de görülmektedir. Bu çerçevede, Merkez Bankası uzunca bir süredir uyguladığı sıkı parasal duruşun ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını gördüğünden, reel sektörün bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için gerektiği gibi faiz indirimine gitmiş ve böylece sektörün önündeki finansman sorununun çözümüne katkıda bulunacak adımlar atmıştır."
Farklı ülkelerdeki enflasyon ve faiz oranlarına dair bilgilere yer veren Nebati, "Enflasyonun büyük ölçüde geçici olduğunu değerlendiren birçok ülkenin merkez bankası ekonomik toparlanmadaki baskılar nedeniyle genişleyici politikalarını sürdürmektedir. Buna göre, Brezilya'da halihazırda enflasyon yüzde 10,25 iken, politika faizi yüzde 6,25'tir. Meksika'da enflasyon yüzde 6 iken, politika faizi yüzde 4,75 tir. Hindistan'da enflasyon yüzde 4,35 iken, politika faizi yüzde 4,0'tür. ABD'de enflasyon yüzde 5,4 olmasına rağmen, politika faizi yüzde 0-0,25 aralığındadır. Avro Bölgesinde enflasyon yüzde 3,4 iken, politika faizi yüzde sıfırdır." şeklinde konuştu.
"Enerji fiyatlarındaki artışı vatandaşa yansıtmamak için birçok tedbir aldık"
Bakan Yardımcısı Nebati, talep artışları, arz kısıtları ve iklimsel etkiler nedeniyle enerji fiyatlarının fahiş oranlarda arttığına değinerek, "Buna göre; S&P Enerji Fiyat Endeksi yılbaşına göre yüzde 70,7 artmıştır. Benzer şekilde brent petrolün varil fiyatı yüzde 65 artışla 84 dolar seviyesine yükselmiştir. Avrupa'da yılbaşına göre doğalgaz fiyatları 5 kat, kömür fiyatları da 3 kat artmıştır. Ülkemiz de bu gelişmelerden etkilenmiş ve ülkemizdeki enerji fiyatları artmıştır. Fakat enerji fiyatlarındaki artışı vatandaşa yansıtmamak için birçok tedbir aldık." dedi.
Devletin doğal gaz ve elektrik fiyatlarında makul fiyat ayarlamaları yaptığına işaret eden Nebati, şunları kaydetti:
"Akaryakıtta eşel mobil sistemini uygulamaktadır. Buna göre, hanehalkının kullandığı elektrik fiyatı vergi ve fonlar dahil yıllık yüzde 29,1 artarak kilovat- saat başına 91,7 kuruşa yükselmiştir. Nitekim mevcut durumda ülkemizdeki elektrik fiyatları Almanya-Fransa ve İtalya gibi ülkelere göre megavat- saat başına 30-40 avro daha düşüktür. 2022 yılı bütçe teklifinde de yoksul ailelere elektrik tüketim desteği kapsamında 2,4 milyar lira ödenek ayrılmıştır.
Hane halkının kullandığı doğalgaz fiyatı da vergi ve dağıtım bedelleri dahil yıllık yüzde 19,8 artarak standart metreküp başına 2,24 TL'ye yükselmiştir. Bu artış oranı ile Yunanistan, İtalya ve Fransa gibi bir çok AB ülkesinin gerisindeyiz. Akaryakıtta 2021 yılı 15 Eylül'e kadar Bakanlığımız 37,4 milyar TL gelirden feragat ederek akaryakıt fiyatlarının fahiş oranlarda artmasını engellemiştir. Bu feragatin yıl sonunda 58,5 milyar TL'ye ulaşması tahmin edilmektedir."
İngiltere'de benzin tedarik sıkıntısı ve Avrupa doğalgaz tedarik endişeleri gündemi meşgul ederken Türkiye'nin Azerbaycan ile 11 milyar metreküplük tedarik anlaşması imzaladığını hatırlatan Nebati, Türkiye'nin enerji tedariki konusunda avantajlı olduğunu, 2023 yılında Karadeniz gazının hanelere ulaşacağını bildirdi.
"(Mali Eylem Görev Gücü'nün 'gri liste' kararı) Hakkaniyetten uzak bir karardır"
Nebati, salgın ile birlikte küresel borç toplamının 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördüğünü belirterek, "Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) Küresel Borç İzleme Raporu'na göre, Türkiye ekonominin her bir bileşeninde düşük borçluluk düzeyine sahiptir. Geçen yılın 15 Mayıs'ında 84,4 milyar dolar olan TCMB brüt rezervlerimiz 125,7 milyar dolara ulaşmıştır." dedi.
Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) Türkiye'yi "gri liste"ye almasına da değinen Nebati, FATF'ın kararının hakkaniyetten uzak bir karar olduğunu, bu hatalı kararın düzeltilmesi için gereken adımların ivedilikle atılacağını vurguladı.
Nebati, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika ziyaretine de değinerek, "Bu ziyaretler, Türkiye'nin sadece ekonomik iş birliğini önceleyen bir perspektifle değil, daha kapsayıcı dış politika vizyonu kapsamında değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, Türkiye'nin Afrika politikası, çoğu Batı ülkesinin aksine, sadece ekonomik fırsatları kollayan bir düsturla değil, kıtanın insani, sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı amaçlayan stratejik bir yaklaşımla biçimlenmektedir." diye konuştu.