Haberler
İsrail Savunma Bakanı Katz: Ateşkes ihlal edilirse güçlü bir şekilde yanıt vermeye hazırız

Dünya rahat nefes aldı derken yeni bir tehdit daha

Türkiye'yi sarsan 'sahte dolar skandalı' büyüyor

Piyasaları altüst eden olayda detaylar ortaya çıktı

Bomba iddia: En düşük emekli aylığı için 3 rakam belirlendi

En düşük emekli aylığı için 3 rakam belirlendi

Greta Thunberg'ten skandal Kürdistan paylaşımı

Van'a Kürdistan dedi, özerklik istedi

Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm Konferansı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "Kapısını çalabileceğimiz bir komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik" "Terör ithal eden ülke konumuna geldik. Bu bizim için hoş bir tablo değil" "Eğer siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız, o koltukta ne işiniz var? Bu, toplumda çatışma kültürünü besliyor"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin dış politikasını eleştirerek, "Kapısını çalabileceğimiz bir komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik" dedi.

Kılıçdaroğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Ramada Plaza Otel'de düzenlenen, "Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm" konulu konferansa katıldı.

Kılıçdaroğlu, konferansta yaptığı konuşmada, ülkeyi kuranların savaş meydanlarından çıktığını, Çanakkale'den Trablusgarp'a savaşanların hiçbirisinin turizmci olmadığını, ekonomiyi de bilmediklerini anlattı. Savaşı verenlerin barışın ne kadar değerli olduğunu bildiklerini belirten Kılıçdaroğlu, ataların, sadece Türkiye'de değil, dünyada da barış istediklerini anlattı.

İkinci Dünya Savaşı'nın yaşandığı 1945 yılından bu yana savaşlarda 25 milyon kişinin hayatını kaybettiğini, bunun 22 milyonunun sivil olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, savaşın acı, gözyaşı, yoksulluk, yetimlik demek olduğunu dile getirdi. Barış kelimesinin bile insanların yüzünde gülümseme oluşturduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Barış kadar güzel birşey yok" diye konuştu.

Türkiye'nin zor bir coğrafyada olduğunu vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Turizmde biz bunları aşmak istiyoruz. Aşmak istedik. Geldiğimiz noktaya bakalım. Kapısını çalabileceğimiz bir komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik. 500 bin mülteciyi, sığınmacıyı Türkiye'de ağırlıyoruz. Bu resmi olanı, gayri resmi olanı kimse bilmiyor. 900 kilometrelik sınırımız var, sınır olmaktan çıktı. Terör ithal eden ülke konumuna geldik. Bu bizim için hoş bir tablo değil."

Kılıçdaroğlu, kendisinden önce konuşan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak'ın, sorunlarını 10 yıldır dile getirdiklerini söylediğini anımsattı. Bunun, Türkiye'nin bir turizm politikası olmadığı anlamına geleceğine değinen Kılıçdaroğlu, politikanın temel işlevinin sorunları çözmek olduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu, "Siz turizm konusunda hala sağlıklı ve tutarlı bir politika oluşturamamışsanız, gelecek açısından turizmcilerin kaygılanması son derece doğaldır. Sorunların çözümü konusunda siyasal iktidarların daha kararlı bir tutum takınmaları gerekiyor" diye konuştu.

"Ekonomik Sosyal Konsey 2009'dan beri toplanmıyor"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit zamanında oluşturulan Ekonomik Sosyal Konsey için bir yasa çıkarıldığını, başkanlığını başbakanların yaptığını, yasa gereği konseyin her 6 ayda bir toplanması gerektiğini kaydetti.

Bu konseyin son toplantısını Şubat 2009'da yaptığına işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Normal yurttaşa sorun, yasaya uymadığı zaman savcılar soruşturma açar. Devlet memuruysa görevine son verilir, her türlü ceza verilebilir. Peki bir başbakan, kendi çıkardığı, sonra anayasal kurum haline getirdiği böyle bir sosyal konseyi yasanın öngördüğü süre içinde toplayıp sorunları çözmek için çaba harcamazsa onun yaptırımı nedir? Hep beraber düşünmemiz gerekiyor."

"Savaş döneminde kimse turizmden söz etmez"

Turizmle barış arasındaki ilişkiye dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ülkeye daha fazla turistin gelmesi isteniyorsa tüm komşularla iyi geçinmek gerektiğini söyledi. Turizm sözcüğünün bir barış dili olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Savaş döneminde kimse turizmden söz etmez. Savaş kışkırtıcılığı yaptığınız andan itibaren turizmin önüne set çekmiş olursunuz. Biz CHP olarak kendi ülkemizde barışı sonuna kadar savunuyoruz. Barışın olduğu bir ülkede insanlar huzur bulur, barışın olduğu bir ülkede insanlar rahat çalışır, üretirler. Tabi turizmin bir başka özelliği daha var. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. İnsanlar daha rahat, öz güvenle giderler o ülkeye. Dikta yönetimlerinde turizmi teşvik etmek diye bir şey sözkonusu olamaz. Çünkü kimse gidemez. Demokrasimizi geliştirmek, barış dilini kullanmak, huzuru sağlamak, var olan sorunları çözmek, Türkiye'yi dünyaya tanıtmak temel hedefimiz ve amacımız olmak zorundadır ama bunları yeterince yerine getirmedik."

"İktidarın görevi, eleştirilere kulak kabartmak"

Kılıçdaroğlu, politikacıların duygularıyla hareket etmemesi ve aklını kullanması gerektiğini dile getirdi. Politikacıların konuşurken daha yumuşak, herkesi kucaklayan bir dili seçmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, özellikle iktidar konumunda olanların temel görevlerinden birinin bu olması gerektiğini ifade etti.

İktidar olanların muhalefetmiş gibi sert bir dil kullanmalarının toplumu gereceğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"İktidar olanların bir temel görevi daha var. Toplumdan gelen eleştirilere kulak kabartmak. Eleştiriye tahammül edemeyenlerin ülke yönetimine talip olması, ülkeyi felakete götürebilir. Türkiye'nin yaşadığı temel sorunlardan birisi budur. Eğer siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız, o koltukta ne işiniz var? Bu, toplumda çatışma kültürünü besliyor. Bugün bir gazetemizin manşetinde var. İlköğretimde bir çocuk sınıf başkanı seçilecek. Hür düşüncesini dile getirmiş. Sayın Başbakanı eleştirmiş, 'O da ağaçları kesiyor' diye. Öğretmeni ne yapıyor? Bu ilköğretim çocuğunu 'vatan haini' diye suçluyor. Olacak şey değil arkadaşlar. Ülkenin geldiği noktaya dikkatinizi çekmek için bu örneği verdim. Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan hainliği ile eşdeğer tutulduğu bir noktaya geldik."

"Türkiye üçüncü sınıf demokrasiye layık değil"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin üçüncü sınıf demokrasiye layık bir ülke olmadığını, çağdaş ülkelerde hangi ölçütler varsa Türkiye'de de onların olması gerektiğini bildirdi. Ülke insanının daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi istemesinden siyasetçilerin gurur duyması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "İnsaları suçlamak yerine onların düşüncesini öğrenmek, onların düşüncelerine, eleştirilerine kulak kabartmaları bizim temel görevimiz olmalıdır" dedi.

Kılıçdaroğlu, açılışın ardından düzenlenen oturumu izledi. - Antalya

Kaynak: AA / Güncel
title