Ek Bilgilerle) CHP'li Gençlerin Başbakan'a Hakaret Davası
Beşiktaş'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyu geçerken Erdoğan'a yönelik sözlerinin hakaret içerdiği iddia edilen Koray Çağlıyan ile polislere hakaret ettikleri öne sürülen Burcu Kara, Deniz Tosyalı ve Adem Malak hakim karşısına çıktı.
Beşiktaş'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyu geçerken Erdoğan'a yönelik sözlerinin hakaret içerdiği iddia edilen Koray Çağlıyan ile polislere hakaret ettikleri öne sürülen Burcu Kara, Deniz Tosyalı ve Adem Malak hakim karşısına çıktı.
İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Burcu Kara, Koray Çağlıyan, Deniz Tosyalı, Adem Malak ve 3 müşteki koruma polisleri katıldı.
POLİSLER: ŞİKAYETÇİ DEĞİLİZ
Mahkeme Hakimi Mustafa Erdoğan, müşteki polis memurları Murat Yeşilkaya, Mehmet Özpişkin ve Adil Kılıç'a ayrı ayrı haklarını hatırlattıktan sonra şikayetçi olup olmadıklarını sordu. Tek tek söz alan müşteki polisler, "Sanıklardan şikayetçi değiliz, Kamu davasıdır. Katılma talebimiz bulunmamaktadır" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN DAVAYA KATILMA TALEBİ KABUL EDİLDİ
Mahkeme Hakimi, tensip kararı uyarınca müşteki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ali Özkaya'ya talimat yazıldığı ve talimata cevap geldiğini, müşteki vekili Ali Özkaya'nın davaya katılma isteminde bulunmuş olduğunu söyledi. Sanık avukatlarından Efkan Bolaç da Ceza Muhakemeleri Kanuna(CMK) müştekinin bizzat dinlenmeden katılma kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, dava kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dinlenmesini istedi. Mahkeme, Sanık Koray Çağlıyan'ın işlediği iddia edilen hakaret iddiasıyla sınırlı olmak üzere müşteki Recep Tayyip Erdoğan'ın davaya katılmasına vekili Avukat Ali Özkaya'nın katılan vekili olarak duruşmalara kabulüne karar verdi.
"SUÇ TEŞKİL ETMEMESİ GEREKİR"
Üniversite öğrencisi ve CHP Kadıköy Gençlik kolları üyesi Koray Çağlıyan (21), Beşiktaş'a Boğaziçi Üniversitesi'ne gitmek üzere geldiklerini belirterek, "O sırada Başbakan'ın konvoyunda birçok araç ve koruma polisleri olması dikkatimi çekti. Ben de bunları görünce elimi yukarı kaldırıp sallayarak şaşkınlığımı ifade ettim. Bunun suç teşkil etmemesi gerekir" dedi. Polis memurlarının yanına geldiğinde GBT amaçlı polis merkezine götüreceklerini ifade ettiklerini anlatan Çağlıyan, "Ben de GBT için merkeze gitmeye gerek
olmadığını kendilerine anlatmaya çalıştım. Arkadaşlarım da polislerin yanıma gelmesi üzerine yanıma geldiler. Koruma polisleri üniformalı değil, sivillerdi. Benim yanıma geldiklerinde polis olduklarına dair beyanda bulunmadılar, kimlik göstermediler" diye konuştu.
"POLİS MEMURLARINA SAYGIM SONSUZDUR"
Üniversite öğrencisi ve CHP Kadıköy Gençlik kolları üyesi tutuksuz sanık Deniz Tosyalı da olay günü ilk defa Başbakan konvoyu gördükleri belirterek aradan 5-6 saniye geçtikten sonra takım elbiseli insanlardan biri gelip önce 'Konvoya tükürdün' dediklerini sonra da hakaret olayının olduğunu söylediklerini iddia ettiğini kaydederek, "Bize de merkeze gelip gelemeyeceğimizi sordular. Biz de gelebileceğimizi söyledik. Ben kesinlikle gitme esnasında (hakaret içeren sözcükler) ibaresini kullanmadım. Kendilerine direnmedim. Benim polis memurlarına saygım sonsuzdur. Bizim için şaşkınlıkla geçen bir süreç oldu. Araca bindirilirken bir polis ayaklarım dışarıda olduğu halde kapıyı kapattı ve elleriyle tehdit işareti yaptı. O polis memuru şu an huzurda bulunan mağdur Murat Yeşilkaya'dır" diye konuştu.
"BUNLAR ANARŞİST, BUNLARI DA ALIN"
CHP Kadıköy İlçe Başkan Yardımcısı olan aynı zamanda Matematik Öğretmeni sanık Burcu Kara ise " Koray arkadaşımızın sıfatını bilmediğimiz kişiler tarafından götürülmesi üzerine doğal bir tepki verdik. Polis memuru Murat Yeşilkaya'nın Başbakan'a hakaret edildiğini ifade etmesi üzerine polis memuru olduklarını öğrendik. Bu arada Murat Yeşilkaya ile aramızda tartışma yaşandığı doğrudur. Ayrıca Murat Yeşilkaya bize "Bunlar anarşist, bunları da alın" dedi" diye konuştu.
"BENDE OLUŞAN KANAAT DEMOKRATİK BİR TEPKİDE BULUNDUKLARI YÖNÜNDEYDİ"
Taksici olduğunu söyleyen tutuksuz sanık Adem Malak ise, "Polis memurları Koray Çağlıyan, Burcu Kara ve Deniz Tosyalı'nın gözaltına almaya çalışırken ben olaya vakıf oldum. Yoksa ben 3 sanığın neler söylediğini bilmiyorum. Ben kimseye direnmedim. Ancak gördüğüm kadarıyla herhangi bir suç işlemeyecekleri sonucunu çıkardım. Ben de oluşan kanaat gözaltına alınanların demokratik bir tepkide bulundukları yönündeydi" ifadelerini kullandı.
"ŞAHSIMIZA KARŞI KULLANILMIŞ BİR TEHDİT, HAKARET VEYA CEBİR OLMADI"
Mağdur sıfatıyla ifade veren Murat Yeşilkaya, Başbakanlık koruma polisliği olarak görev yaptığını söyleyerek, "Koray'ın götürülmesi sırasında sanıklardan Burcu Kara'ya yüksek sesle bir şeyler söylediğim doğrudur. Ancak suç unsuru içerecek bir sözüm olmamıştır. Ben sadece devlet büyüklerine hakaretin suç olacağını ifade ettim. 17 yıldır koruma olarak görev yapıyorum. Yeterli tecrübeye sahibim.
Biz koruma presödürü gereği araçların camları açık olarak seyretmek zorundayız. 120-130 KM hızda bile aracın camı dinleme amacıyla açıktır. Biz 20 metreye kadar herşeyi duyarız. Görevimiz Başbakan'a yapılan her türlü fiili ve cebri engellemektir. Çok net şekilde sanık Koray Çağlıyan (......) kelimesini aynen kullandı.Şahsımıza karşı kullanılmış bir tehdit, hakaret veya cebir olmadı. Polis merkezine kadar bu 3 kişinin herhangi bir şekilde direnmesi söz konusu değildir. Biz sanıklara 'Anarşist' türünden kelimeler kullanmadık. Ancak etraftan bize (...) ve (...) kelimeleri kullanıldı" dedi.
"DİKTATÖR" KELİMESİNİ KESİN OLARAK DUYDUM"
Koruma Polisi Adil Kılıç ise, "Sanıklardan Koray Çağlıyan'ın "......" kelimesini kesin olarak duydum. "...." ve "...." kelimelerini kesin olarak
duydum. Bu sözler etrafta söyleniyordu. Sanıkların kullanıp kullanmadıklarını bilemem" diye konuştu. Koruma Polis Memuru Mehmet Özpişkin, "Koray Çağlayan'ın "....." kelimesini kesin olarak duyduk. "...." ve "....." kelimeleri de etraftan söyleniyordu. Biz varsayımsal olarak davrandık yani etraftan söylenen bu sözlerin büyük olasılıkla sanıklara ait olduğunu tahmin ettik" ifadelerini kullandı.
SANIK ÇAĞLIYAN'IN YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KALDIRILDI
Sanıklarda Koray Çağlıyan'ın yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar veren mahkeme, tanıkların dinlenmesine ve eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 17 Haziran saat 10.00'a erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve polis memurları Mehmet Özpişkin, Murat Yeşilkaya ve Adil Kılıç müşteki olarak yer aldı.
İDDİANAMEDEKİ TARİH HATASI
Olayın yaşandığı tarihinin 25 Temmuz olarak kayıtlara geçmesine rağmen olayın oluş şeklinin anlatıldığı İddianamede tarih 27 Temmuz olarak yer oldu. İddianamede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 27 Temmuz 2013 günü saat 14.10 sıralarında konvoy eşliğinde Dolmabahçe Sarayı'nda bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisine gittiği sırada, içerisinde bulunduğu aracın Barbaros Bulvarı
üzerinde seyir halindeyken yol kenarında bulunan şüpheli Koray Çağlıyan'ın "...1..." diyerek Başbakan Erdoğan'a görevinden dolayı hakaret ettiği iddia edildi. Bu olay üzerine konvoyda bulunan polis memurları Adil Kılıç, Mehmet Özpişkin ve Murat Yeşilkaya'nın araçlarından inerek şüpheliyi yakalamaya çalıştıkları, bunun üzerine olay yerinde bulunan şüphelilerden Deniz Tosyalı'nın ".2.." demek suretiyle polis memurlarına hakarette bulunduğu, tehdit kullanmak suretiyle görevlerini yapmalarına engel olmaya çalıştığı anlatıldı. Diğer şüpheliler Burcu Kara'nın ise ".3" şeklindeki sözlerle polislere hakeret ettiği, ayrıca tehdit kullanmak suretiyle görevlerini yapmaya engel oldukları öne sürülen iddianamede, Şüpheli Adem Malak'ın ise diğer şüpheliler gözaltına alınacağı sırada polis memurlarının yanına gelerek, Bu şahısları gözaltına alamazsınız" diyerek tehdit içerikli sözlerle onların görevlerini yapmalarına engel olmaya çalıştığı ifade edildi. İddianamede, şüpheli Deniz Tosyalı ve Burcu Kara'nın "Hakaret" ve "Görevi yaptırmamak için direnme" suçlarından 1 yıldan 6 yıl 4 aya kadar ayrı ayrı hapsi isteniyor. Koray Çağlıyan "hakaret" suçundan 3 aydan 2 yıl 4 aya kadar, Adem Malak'ın ise "Görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 8 aydan 4 yıla kadar hapsi isteniyor.
ABONELERİMİZİN DİKKATİNE (BİLGİ İÇİN), iddianameye göre hakaret sözcükleri aşağıdaki
gibidir,
1-"Lanet olsun senin gibi diktatöre Allah belanı versin"
2-"Siz faşist polissiniz"
3-"Biz direnişçisyiz bizi alamazsınız devletin köpekleri" - İstanbul