Eğitimde Kademeler Arası Geçiş ve Yeni Modeller Uluslararası Kongresi -
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, üniversitelerdeki bazı öğretim elemanlarının isim değiştirerek dershanelerde görev yaptığını ileri sürdü.
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, üniversitelerdeki bazı öğretim elemanlarının isim değiştirerek dershanelerde görev yaptığını ileri sürdü.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi ve Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen "Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Eğitimde Kademeler Arası Geçiş ve Yeni Modeller Uluslararası Kongresi", Konyaaltı ilçesindeki bir otelde başladı.
Prof. Dr. Akyol, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, eğitimin öneminin tartışılmaz olduğunu, öneminin giderek arttığını belirtti. Kongrede kademeler arası geçiş, dershaneler ve sınav sistemleri üzerinde durulacağını, bu doğrultuda sonuç raporu hazırlanacağını anlattı.
Sınavla yapılan kademeler arası geçişlerin sürekli tartışıldığını ifade eden Akyol, özellikle ilköğretim boyutundaki sınavların çok tartışıldığını, oysa bunların olmaması gerektiğini dile getirdi. Kademeli geçişler konusunda bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapıldığını ancak bazılarının sonuçsuz, bazılarının da etkisiz kaldığını vurgulayan Akyol, kademeli geçişlerde sınavın yanında başka unsurlara da yer verilmesi gerektiğini bildirdi. Akyol, en son yapılan düzenlemelerde okul performansının kısmen dikkate alındığını, bunun yeterli olmadığını söyledi.
Daha önce meslek liselilerinin üniversiteye geçişi sırasında puan, katsayı sıkıntılarının olduğunu ancak bunların kaldırıldığını hatırlatan Akyol, şöyle konuştu:
"Bu durum üniversiteye gidenlerin sayısını artırdı ancak kaliteyi artırmadı. Geçiş yapılırken kişilerin bunlara hazır olup olmadığının dikkate alınması gerekir. Bizde şöyle bir sıkıntı var; herkesi zorla üniversiteye göndermek istiyoruz ama çocuk üniversiteye gelmek istemiyor. Bu kişiyi bir takım beceriler kazandırmalı, kendi kendini idare edebilecek konuma getirmeli, mesleğe atılmasını sağlamalısınız. Bütün çocuklarımızı üniversiteye getirmeye çalışıyoruz, sonuçta pek çok çocuğumuz dışarıda kalıyor, yerleştirilenlerin çoğu da nitelik açısından kaliteleri tartışmaya açık."
Mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması ve eğitime önem verilmesi gerektiğine işaret eden Aksoy, üniversiteye gitmek istemeyenlere becerilerine yönelik eğitim verilerek iş hayatına atılmalarının sağlanması gerektiğini dile getirdi.
- "Üniversitedeki akademisyenler dershanede öğretmenlik yapıyor" iddiası
Dekan Akyol, dershaneler konusuna da değindi. Türkiye'de 2012-2013 eğitim öğretim dönemi kayıtlarına göre 3 bin 858 dershane bulunduğunu, bu dershanelerde 2 milyon 207 bin 716 öğrencinin eğitim gördüğünü, kadrolu 51 bin 522 öğretmenin de görev yaptığını bildirdi.
Üniversitelerdeki öğretim üyelerinin ya da devlet okullarındaki öğretmenlerin de dershanelerde görev yaptığını iddia eden Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem devlet okulunda görev yapıyorlar hem de dershanelerde. Hatta utanılması gerekenler arasında ben de varsam, onu da söylüyorum. Benim üniversitemin öğretim elemanları isim değiştirerek Ankara'da dershanelerde görev yapıyor. Bunların nedenlerini de tartışmak ve düşünmek gerekiyor. O yüzden dershanelerde bu kadar öğretmen var, nereye konulacak derseniz, dershane kadrolarında bu kadar öğretmen yok. Bunu da bilmekte fayda var."
Dershanelerin üniversiteler ile okulların yetersiz oluşu nedeniyle ortaya çıktığına dikkati çeken Akyol, bu sorunun üniversiteler ile okulların yeterli hale getirilmesiyle aşılacağını vurguladı. Bu çalışmanın bir günde yapılamayacağına işaret eden Akyol, "Zor bir şey değil, istenilirse başarılı olunabilir. En kısa zamanda yapılabilir" dedi.
- "Öğretmenlerin yüzde 52'si alan dışı görev yapıyor"
Prof. Dr. Akyol, Türkiye'de alan dışı çalışan öğretmenler konusunda da sıkıntı olduğunu söyledi. Çalışan öğretmenlerin yüzde 52'sinin alan dışı görev yaptığını, sınıf öğretmenliğine 800 ayrı alandan atama yapıldığının altını çizen Akyol, "Bizde kademeler arası geçiş eğitim öğretim sürecinde olmuyor, mesleğe atanırken oluyor. Hangi okulu ne zaman, nasıl bitirdiğiniz önemli değil, siz işe atanırken kademeler arası geçiş yaşıyorsunuz. 2013 yılında hala öğretmenlerinizin yüzde 52'si alan dışı atamayla görev yapıyorsa bu durum, Cumhuriyet döneminin öğretmen yetiştirme politikasının iflas ettiğini gösterir" diye konuştu.
- "Ana karnında öğrenen çocuk, 3, 4, 5 yaşında çok daha iyi öğrenir"
Kademeler arası geçişte ortamın da iyi hazırlanması gerektiğini vurgulayan Akyol, "4+4+4" uygulamasının ortam hazır olmadan hayata geçildiğini savundu. Uygulama ile dünyadaki diğer ilkokul düzeylerine göre Türkiye'deki ilkokul süresinin en aza indirildiğini öne süren Akyol, şunları kaydetti:
"9,5, 10 yaşındaki çocuklar branş öğretmenine teslim edilmek zorunda kalınıyor. Yaşın aşağı çekilmesine karşı değiliz, bu çocukların düzeyine uygun ortamlar sağlamadan uygulamaya geçilmesine karşıyız. 'Çocuk öğrenemezdi, eğitim dinselleşiyor, cinselleşiyor' falan, bunların hiçbirinin çok bilimsel temelli olduğunu düşünmüyorum. Çocuk öğrenir. Ana karnında öğrenen çocuk, 3, 4, 5 yaşında çok daha iyi öğrenir diye düşünüyorum. Bu açıdan yaşın erkene çekilmesine karşı değiliz."
Afganistan, Azerbaycan, ABD ve Türkiye'den 130 akademisyenin katıldığı ve eğitim alanında 76 bildirinin sunulacağı kongre, 18 Ocak Cumartesi günü sona erecek.