Eğitim-İş: Gerici ve Ticarileştirilmiş Bir Eğitim Sistemini Yaratma Çabasından Vazgeçin
Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, MEB'in hazırladığı dershane ve etüt merkezlerinin kapatılmasını içeren yasa taslağının, eğitim sisteminin sorunlarını daha da derinleştirecek düzenlemeler içerdiğini vurgulayarak, "AKP'yi bir kez daha"...
Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, MEB'in hazırladığı dershane ve etüt merkezlerinin kapatılmasını içeren yasa taslağının, eğitim sisteminin sorunlarını daha da derinleştirecek düzenlemeler içerdiğini vurgulayarak, "AKP'yi bir kez daha uyarıyoruz, bilimsel ve parasız eğitimi tasfiye etme, adım adım gerici ve ticarileştirilmiş bir eğitim sistemini yaratma çabasından vazgeçin" dedi.
Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir yaptığı açıklamada, Bakanlığın hazırladığı, dershane ve etüt merkezlerinin kapatılmasını içeren yasa taslağının eğitim sisteminin sorunlarını daha da derinleştirecek düzenlemeleri içerdiğini belirterek, "AKP hükümeti eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye devam edecektir. Eğitim politikaları konusunda iktidarın ve eğitimden sorumlu kurumların, görevlerini yerine getiremedikleri ortadadır. AKP iktidarı döneminde orta öğretim iflas etmiş, dershane sayısı yüzde 100 artmış, devlet liseleri sadece diploma alınan kurumlar haline getirilmiştir" ifadelerine yer verdi.
-"PİYASACI EĞİTİM ANLAYIŞI BİR AN ÖNCE TERK EDİLMELİ"-
Sınav başarısının dershanelere endekslendiği bir yapıda dershane sisteminin dışında kalan öğrencilerin sınav kazanmasının neredeyse imkansız hale geldiğine dikkat çeken Demir, "İlköğretimden üniversiteye kadar yapılan sınavlarda çocuklarımız ve gençlerimiz resmen yarıştırılmakta, birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir. Piyasacı eğitim anlayışının örneği olan bu anlayış bir an önce terk edilmeli, öğrencilere çok yönlü bilgi ve beceri kazandıracak nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir" açıklamasında bulundu.
-"SÖZLÜ SINAV, YAPISI VE DOĞASI GEREĞİ OBJEKTİF DEĞİL"-
Demir, MEB'in hazırladığı taslağın, öğretmen alımlarında KPSS ve alan sınavına ek olarak sözlü sınav da getirdiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Sözlü sınav, yapısı ve doğası gereği asla objektif değildir. Çünkü sözlü sınav yapanların; adayları tamamen kendi kişisel değer yargılarına göre ölçmeleri ve değerlendirmeleri esasına dayanmaktadır. Dini inanç ve politik görüş de sınavı yapanların kişisel değer yargılarının içinde yoğunlukla yer almaktadır. Bu yüzden sözlü sınav kamu yönetiminde bir değerlendirme ölçütü olarak kullanılamaz. MEB'in uygulamaya koyduğu sözlü sınavlarda değerlendirmenin, tamamen inanç, mezhep yoğunluğu ve politik görüş yakınlığı ölçülerine uygun yapıldığı son dönemlerde MEB'in yaptığı bütün sözlü sınavlarda ispatlanmıştır. Yönetici atamalarının ardından, öğretmen alımlarında da siyasi iktidarın tamamen siyasi kadrolaşma hedefine yönelik sözlü sınav uygulamak istemesi kabul edilemez bir durumdur. İktidarda bulunduğu 11 yıllık sürede Milli Eğitimin rotasını değiştiren, en önemli kadrolaşmayı da Milli Eğitim Bakanlığı'nda gerçekleştiren AKP'yi bir kez daha uyarıyoruz, bilimsel ve parasız eğitimi tasfiye etme, adım adım gerici ve ticarileştirilmiş bir eğitim sistemini yaratma çabasından vazgeçin."