Ege ve Dokuz Eylül Üniversiteleri'nde 'tam Gün' Sıkıntısı
Sağlıkta 'Tam Gün'le ilgili Kanun Hükmünde Kararname (KHK), İzmir'deki Ege Üniversitesi Hastanesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi'nde psikolojileri de bozdu.
Sağlıkta 'Tam Gün'le ilgili Kanun Hükmünde Kararname (KHK), İzmir'deki Ege Üniversitesi Hastanesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi'nde psikolojileri de bozdu. İki üniversite hastanesinde muayenehaneleri olduğu için 161 öğretim üyesi hastalara el süremezken, ücretsiz izne ayrılan öğretim üyesi sayısı 29'a ulaştı. Bu durum eğitim, araştırma, hasta hizmetlerinde aksamalara açarken, DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, "Bunlardan olumsuz etkilenmemek mümkün mü? Fakültede moral motivasyonu sağlamaya çalışıyorum" dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' kapsamındaki en önemli hedeflerinden olan 'Tam gün' uygulaması, geçen 26 Ağustos'ta çıkan KHK'den sonra üniversite hastanelerinde yeni bir dönemi başlattı. Bakanlığa bağlı hastanelerde çalışıp, aynı zamanda muayenehanesi olan uzman doktorlara KHK'den sonra hızlıca tercih kullandırıldı ve çoğu hekim 'sadece kamu' diyerek, serbest çalışmaya son verdi. KHK, üniversite hastanelerinde görev yapan ve muayenehanesi olan öğretim üyelerine ise 'gelir getirici faaliyet' kapsamında olduğu gerekçesiyle 'hastaya el sürme yasağı' getirdi. 'Hekimin hastaya el sürmeden eğitim vermesinin mümkün olmadığı' sıklıkla gündeme getirilirken, Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinde KHK'den sonra ücretsiz izne ayrılan öğretim üyesi sayısı 29'a yükseldi.
DEKAN: HİZMETLER OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Toplam 56 öğretim üyesinin muayenehaneleri olduğu için eğitim, araştırma, sağlık hizmeti veremediğini, ücretsiz izne ayrılanlarla kadroların dörtte birini kaybettiklerini belirten DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda şunları söyledi:
"412 öğretim üyemiz var. KHK, muayenehanesi olan öğretim üyelerimizi gün içinde emekli etmiş oldu. 11 öğretim üyemiz ücretsiz izne ayrıldı. Bazı alanlarda çok özel yetişmiş insanlar var. ve bunların yerine yenisi kolay yetişmiyor. Bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Hem tıp öğrencisi, hem asistan yetiştirme, hem sağlık hizmetleri olumsuz etkileniyor. Her branşta bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Öğretim üyelerinde moral bozukluğu var. Yasal düzenlemeler oluyor, öğretim üyesi neyle karşılaşacak bilmiyor. Belirsizlik var. Bu koşullar altında tıp fakültesinin işleyişini sürdürmeye, moral motivasyonu sağlamaya çalışıyorum."
YAŞAM STANDARDINA GÖRE SABİT ÜCRET
Prof. Dr. Tülay Canda hekimlerin canla başla görev yaptıklarını, Türkiye'de hekimlerin en çok çalışan kesim olduğunu söyledi. Hekim haklarının hiçbir zaman ödenemeyeceğini belirten Prof. Dr. Canda "Örneğin hekim hepatit B gibi bulaşıcı hastalığı olan hastayı ameliyat ediyor, risk alıyor. Hekimler o kadar büyük riskler alıyor, ama insanlar bunu bilmiyor. Hekimi ancak hekim anlıyor" dedi. Üniversite hastanelerinde hasta maliyetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'nun verdiği ücretlerden yüksek olduğunu, o nedenle öğretim üyesine verilecek payın düştüğünü, maaşların da yetersiz olduğunu belirten Prof. Dr. Canda, hekimlere 'yaşam standartlarına uygun' sabit ücret verilmesi gerektiğini kaydetti. Sorunların çözümü için YÖK çatısı altında tıp fakültesi dekanlarının, eğitim hastaneleri yöneticilerinin bir araya gelip çözüm önerileri üretmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Canda şöyle devam etti:
"YÖK'ten böyle bir çağrı bekledik ama gelmedi. Ben sağduyunun hakim olacağına inanıyorum. YÖK çatısı altında toplanıp, sorun yerine çözüm üretmeliyiz. Benim bu konudaki önerilerimden biri hekimlere yaşam standartlarına göre sabit ücret verilmesi. Herkes gibi onlar da çocuklarına iyi eğitim vermek istiyorlar. ilkokuldan itibaren her eğitim artık paralı. Genç nüfus sahibi olmamız için üç çocuk olduğunda, bir çocuk için ayda 2 bin lira gerekir. Buna göre bir ücret belirlenmelidir. Öğretim üyesi kendini yetiştirmek, kongrelere de gitmek zorunda. Bir bilim insanı kolay yetişmiyor. Bunlar unutulmamalı. Ben tam günün yanındayım. Eğer böyle bir ücretlendirme olursa gidenler de geri döner."
'OLUMSUZ ETKİLENMEMEK MÜMKÜN MÜ?'
Ekim ayının son haftasında görevine başlayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu da, KHK sonrasıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Öğretim görevlileriyle birlikte 497 akademik kadrolarının bulunduğunu, 100'ün üzerinde öğretim üyesinin muayenehanesinin olduğunu, 18 hekimin de ücretsiz izne ayrıldığını söyledi. Prof. Dr. Kumanlıoğlu, "Muayenehanesi olan hekim arkadaşlarımız sadece asistan seminerlerine katılıyorlar. Muayenehanesi olan ve ücretsiz izne ayrılan öğretim üyeleriyle kadromuzun dörtte biri gitmiş oldu. Olumsuz etkilenmemek mümkün mü, diğerleri götürmeye çalışıyor" diye konuştu. - İzmir