Haberler

Ediz Hun: Nüfus Artışı Kontrol Altına Alınabilir

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sinema sanatçısı ve biyolog Ediz Hun, dünya nüfusunun hızla artmasının önlenemeyeceğini, ancak kontrol altına alınabileceğini söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın desteğiyle bu yıl 4'cüsü düzenlenen 'Ulusal Yeşil Kamera Üniversiteler Arası Kısa Film Yarışması' etkinlikleri kapsamında Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Salonu'nda 'Sürdürülebilir Ekonomi Temeli'nde Tüm Yönleriyle Çevre Paneli' düzenlendi.

Panele Uzman Biyolog ve sinema sanatçısı Ediz Hun, Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) Başkanı Beyhan Aslan, Edirne İl Çevre Müdürü Sami Öztürk konuşmacı olarak katıldı. Panele ise öğrenciler fazla ilgi göstermedi. Konuşmalar öncesinde, geçtiğimiz yıllarda kısa film yarışmasında dereceye giren üniversite öğrencilerinin çektiği kısa filmler katılımcılara izletildi.

'Sosyal Ekonomik Kalkınmada Doğa ve İnsan İlişkileri' konulu konferans veren Uzman Biyolog ve sinema sanatçısı Ediz Hun,dünya nüfusunun hızla arttığını, nüfus artışının önlenemeyeceğini, ancak kontrol altına alınabileceğini belirtti. Hun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nüfus artışı ile birlikte oluşan fosil yakıt kullanımı, iklimsel değişikliklere neden oluyor ve kaotik bir durum ortaya çıkıyor. İklimsel değişikliğe neden olan iki kimyasal var. Bir tanesi karbondioksit, ikincisi de metan gazı. Bu ikisi aşırı derecede kalitesiz kömür ve odun yakılması sebebiyle atmosferde aşırı derecede birikiyor aynı nüfus gibi. 1850'lerde 280 ppm olan parçacık sayısı şuanda 395 ppm miktarında. Artış var. İstanbul 18 milyonluk bir megalopolisin merkezi konumunda. Metropol sadece bir bölgeye denir. Beşiktaş, Taksim birer metopoldür. İstanbul bir megalopolisin kalbi. Bu megalopolislerden dünyada çok var. İstanbul megalopolisi aşağı yukarı 27.5 milyon insanı barındırıyor. Doğuda Adapazırı'nı, Sakarya'yı çoktan geçmiş, batıda da Tekirdağ'ı zorlamakta olan büyük bir megalopolis. Yaşamak çok zor."

Ediz Hun, sözlerini, nüfus artmasının çevreye, hem de yaşama oldukça büyük olumsuz etkileri olduğunu anlatırken, şöyle konuştu:

"Global değerler bazında ele alırsak, çağdaş yönetim anlayışı için düşünecek olursak 3 önemli unsur var. Bir tanesi demokrasi kavramı. İkinci unsur bununla paralellik arzeden hak ve hukuk kavramı. Üçüncüsü de şimdiye dek geçen süreçte sadece çevre kirliliği ve onun bertarafı olarak algılana gelmiş, ama günümüzde bir çevre koruma kavramı olarak ortaya çıkmış atıklarla ilgili çalışmalar. Türkiye'de de bu konu son derece ileri görüşlü dostlarımız tarafından gruplar oluşturularak ortama yerleşti, bu son derece sevindirici. Yalnız hak ve hukuk dediğiniz zaman insan hak ve hukuk akla gelmesin. Hayvan hakları da çok önem taşıyor bugün. Bugün bir sineğin ne faydası var diyebilirsiniz. Çok faydası var dölleme yapıyor çünkü. Bütün uçucuların çok faydası var. Yaradana inanıyorsak her şeye de bir nizam var. Bu nizamın içinde de insan var. Çevreyi çok iyi korumamız lazım. Bilhassa siz gençler bu işi çok iyi hocalarımızla birlikte öğretmemiz lazım. Kırlara tabiata çıkmak lazım. Sınıflarda değil sadece, ormanlarda dere kenarında o güzellikleri tanıtmamız lazım. Ancak o zaman yeni nesiller bunun kavramını en iyi şekilde anlayıp koruma başarısını göstereceklerdir."

Sanayileşme ve nüfus artışının birçok çevre problemini beraberinde getirdiğini belirten Edirne İl Çevre Müdürü Sami Öztürk, son yüzyıldaki hızlı sanayileşme, nüfus artışı, birçok çevre sorununu beraberinde getirdiğini anlattı. Öztürk, şöyle konuştu:

"Doğal kaynakların sınırlı olduğu dünyamız, çölleşme karbon emisyonu, nükleer atıklar, ozon tabakasının delinmesi, kasırgalar, seller toprak kayması, hava ve su kirliliği gibi çevre felaketlerinin artarak devam ettiği sürece kısa zaman sonra yaşanması zor hale gelecektir. Çevre tüm canlıların birlikte yaşadığı fiziksel, biyolojik sosyal kültürel ve ekonomik bir ortamdır. Çevre problemlerinin çözümünde uluslararası çalışmaların yanında, kamu kurum ve kuruluşlarından, özel sektörden sivil toplum örgütlerine, medyadan bireylere kadar tüm kesimlerin katkısı büyük önem arz etmektedir. Çevreyi koruma bilincinin oluşturulması ve toplum geneline yaygınlaştırılması kuşkusuz eğitimle doğrudan ilgilidir. Katılımcı bir anlayışla çevre problemlerinin önlenmesi ve çevrenin korunması konularına ciddi yaklaşacak fertler, olumsuz davranışlardan kaçınacaktır. Sağlıklı nesiller, sağlıklı ve temiz çevrede yetişir."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
ABD ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da onay çıktı: Ukrayna füzelerimizi kullanabilir

Batı, topyekun Putin'e savaş açıyor! Bir ülke daha Ukrayna'ya izin verdi

20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Belediyelere bağlı kreşler kapanabilir

Belediyelere bir kötü haber daha! Kreşlerin kapanması an meselesi

Arka Sokaklar'daki 'tarikat' sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

Arka Sokaklar'daki "tarikat" sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

title