EDİTÖR MASASI 4 - Komisyonun varoluş sebebi terör örgütünün kendini feshetmesidir
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin, "Bu komisyonun varoluş sebebi örgütün kendini feshetmesidir.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin, "Bu komisyonun varoluş sebebi örgütün kendini feshetmesidir. Dolayısıyla bu sürecin tamamlandığının görülmesi, bunun tespit ve tescil edilebilmesi şarttır ki geri kalan adımlar atılabilsin." ifadesini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Meclis Tören Salonu'nda AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışma prensiplerine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Meclis Genel Kurulu'ndaki bir parti dışındaki tüm partilerin komisyonda yer aldığını belirterek, komisyondaki siyasi partilerin Türkiye'de oy kullanan seçmenlerin yüzde 92-93'ünü temsil ettiğini anımsattı.
Kurtulmuş, "Bu çok yüksek bir temsil demektir. Eğer burada ortak bir kanaat ortaya çıkarsa, en azından 5'te 3 çoğunlukla burada alınacak kararlar alınırsa, bu zaten siyasi partilerin oluşturduğu parlamento çoğunluğunun da buna yakın bir kanaatte olacağı demektir ama nihayetinde kararı verecek olan komisyon değil, Parlamento Genel Kurulu." şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, komisyonun, yasa önerisini, şeklini, çerçevesini, hangi konuların öncelenmesi gerektiğini raporlaştıracağını ve Genel Kurul'a sunacağını belirtti.
Suça bulaşmamış eski örgüt mensuplarının durumlarına ilişkin komisyonun nasıl bir çalışma yürüteceğine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Henüz bu konular fiilen komisyonda konuşulmaya başlanmadı ama bir müddet sonra, süreç ilerleyince tabii demin ifade ettiğim gibi, örgütün silahlarını bıraktığı ve kendisini tamamıyla feshettiği tespit edildikten sonra bu süreçle ilgili de bir adım atılacak, konuşulacak. Ne konuşulacak, nasıl konuşulacak, hangi konularda komisyon yoğunlaşacak? Onu komisyon çalışmaları gösterecek." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, PKK terör örgütünün silah bırakma sürecinin takip edildiğini belirterek, "Bu komisyonun varoluş sebebi örgütün kendini feshetmesidir dolayısıyla bu sürecin tamamlandığının görülmesi, bunun tespit ve tescil edilebilmesi şarttır ki geri kalan adımlar atılabilsin." ifadelerini kullandı.
"Bölgeye de Türkiye'ye de çok büyük bir ivme kazandıracak"
"Terörsüz Türkiye" sürecinin tamamlanmasıyla bölgesel ve küresel çapta beklenilen kazanımlara ilişkin soru üzerine ise Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bir kere muazzam bir huzur ortamının bölgede hakim olacağına yürekten inanıyorum. Bölge ülkelerinin hepsiyle Türkiye'nin çok yakın bir irtibat içerisinde olacağını, bunun artacağını düşünüyorum. Bölgede dört ülkede yani Türkiye'nin dışında diğer üç ülkede Suriye'de, Irak'ta ve İran'da bulunan Kürtlerin, Kürt kardeşlerimizin bu vesileyle yönlerini bir kere daha ve çok kuvvetli bir şekilde Türkiye'ye döneceğini görüyorum. Bu barış ortamının tesis edilmesiyle birlikte ekonomik, kültürel ve hatta siyasi ilişkilerin çok daha kuvvetli hale geleceğini görüyorum. İşte diyelim ki, Irak'taki bu 'Kalkınma Yolu Projesi' başta olmak üzere birçok projenin çok daha hızlı bir şekilde hayata geçirileceğini, Suriye'nin birçok şehrinin iç savaşın yakıntılarından çok daha hızlı bir şekilde kurtulacağını, Suriye'nin imarının yeniden yapılanmasının çok hızlanacağını ve bütün bu süreçlerin sadece o bölge halkının, o şehir halkının değil, bütün bölge halklarının tamamına katkı sunacağını düşünüyorum. Her şey normalleştiğinde, Türkiye'nin Suriye'yle ilişkilerinin, zaten sınırdaş olduğumuz 911 kilometre sınırımız olan bir ülkenin her bir iliyle, ilçesiyle Türkiye'nin çok yakın ticari, fikri, siyasi, kültürel ilişkiler içerisinde olduğunu düşünün. Bu bölgeye de Türkiye'ye de çok büyük bir ivme kazandıracaktır."
"Siyasi PR üzerinde kimse durmasın"
Kurtulmuş, "Terörsüz Türkiye" sürecinin başarılı bir sonuca ulaşabilmesi için komisyon üyelerine, "Öncelikle bir kere bütün siyasete şu tavsiyede bulunmak isterim, bu işin herhangi bir şekilde siyasi PR'ı üzerinde kimse durmasın. Kişisel PR üzerinde kimse durmasın. Arkadaşlarımız yüz düşünüp bir konuşsun. Söylenecek bir ilave sözün yanlış noktalara gitmesi gerçekten bu süreçte bize zaman kaybına vesile olur. Onun için herkesin siyasi sorumlulukları çerçevesinde hareket etmesini doğru gördüğümü ifade etmek isterim." tavsiyesinde bulundu.
"Terörsüz Türkiye" sürecinin başarıyla sonuçlanabilmesi için medyaya da büyük sorumluluklar düştüğüne dikkati çeken Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burada asıl olan şey toplumsal rızanın artırılmasıdır. Evet bu sürece çok destek var, komisyonun çalışmasına destek var ama toplumsal rızanın mümkün olduğunca artırılması gerekiyor. Medyanın bir miktar siyasi magazinle uğraşmasını anlayışla karşılarım ama bu meseleyi bir siyasi magazin konusu olarak görmesin. 'O geldi, bunu mu söyledi, bu bunu mu söyledi, bu bunla şöyle mi?' Bunların hiçbir faydası yok. Bir başka önemli husus, sivil toplum kuruluşlarına, Anadolu'nun dört bir tarafındaki sivil toplum kuruluşlarına, sadece bölgedeki dostlarımıza, arkadaşlarımıza demiyorum, herkese fikri ne olursa olsun, hangi konuda çalışıyorsa çalışsın, bu konudaki toplumsal rızayı üretmek için, kendi görüşlerini çok düzgün bir şekilde toplumla paylaşmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca bu konuda çalışmış olan, fikri olan, yıllardır kanaat sahibi olan akademisyenlerin, araştırmacıların, birtakım enstitülerin, bunların hepsini de en azından temsili olarak komisyonumuzda dinleyeceğiz. Bunların da çalışmalarını kamuoyuyla paylaşmalarını ve bu duyarlılığı artırmalarını, yani komisyonda şimdiye kadar çok farklı isimler dinlendi ama tekraren söylüyorum. Ortak nokta şu, herkes hassasiyetle sürece yaklaşıyor ve herkes buradan sonunda bir hayır çıksın ve buradan kardeşlik kazansın, Türkiye'nin geleceği kazansın diye gayret sarf ediyor. Hepimizin çaba vermesi lazım."
TBMM Başkanı Kurtulmuş, komisyonun 51 üyesiyle çalışmalarını sürdürdüğüne dikkati çekerek, "Çok yoğun bir mesai harcıyoruz, daha da fazla mesai harcayacağız ama sonuçta herkesin üzerine bir sorumluluk düşüyor." ifadesini kullandı.
"Terörsüz Türkiye" sürecinin milli bir mesele olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Ben şahsen ümitvarım. Yüzlerce, binlerce insanla bu süre içerisinde konuşuyorum. Ortadaki atmosferin, tırnak içerisinde 'iyi niyetli' olduğunu düşünüyorum ama iyi niyet de tek başına yetmiyor, çaba gerektiriyor, gayret gerektiriyor. Bu gayreti de ortaya koyarsak sonuç alacağımızı görüyorum." dedi.
TBMM Genel Kurulu'nun "Gazze" konusunda olağanüstü toplanması
Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulu'nun "Gazze" konusunda olağanüstü toplanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Meclis Genel Kurulu'nu "Gazze" konusunda olağanüstü toplantıya çağırdıklarını hatırlatan Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın önderliğinde, Türkiye'nin göstermiş olduğu Filistin davasında karşı hassasiyet konusunda, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye gayret ediyor. 4-5 kere İsrail'in saldırılarını kınayan bildiriler bütün partilerin ortak katılımlarıyla gerçekleşti, başkanlık bildirileri yayınladık, Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne çağırarak dünya kamuoyuna seslenmesi imkanını açtık." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, 18 Nisan 2025'te Türkiye Büyük Millet Meclisi öncülüğünde İstanbul'da "Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu"nu oluşturduklarını anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Benim Meclis Başkanı olduğum günden beri mesaimin en önemli kısmı Gazze diplomasisidir. Bütün uluslararası platformlarda, NATO Meclis Başkanları Toplantısı'ndan, P20 Toplantısı'na kadar her yerde Türkiye'nin görüşlerini, tezlerini ve Filistin davasına verdiği desteği ortaya koymaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz yeni bir durum ortaya çıktı. İsrail Parlamentosu ve hükümeti yeni kararlarla özellikle Kudüs'ü, Doğu Kudüs'ü, Filistin topraklarına, Batı Şeria'ya bağlayan yolu ilhak etme, oraya da yeni yerleşimciler koyma gibi birtakım kararlar aldı. Saldırganlığını en üst seviyeye çıkardı. Buna karşı olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisinin ortak bir sorumluluğu dile getirmesi için bugünkü toplantıya partileri çağırdık. Bu toplantıda Sayın Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan gelip bu konuda yapılan son çalışmaları, son gelişmeleri, hassas gördüğü hususları Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerimizle paylaşacak. Sonunda da ümit ediyorum ki, ortak duruşumuzu hep beraber yine ortak bir deklarasyonla ilan edeceğiz."
(Bitti)