Haberler

EDİTÖR MASASI 3 - "Şiddeti televizyonda görmek çocuklara zarar veriyor"

EDİTÖR MASASI 3 -
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "şiddeti televizyonda görmek hem çocuklarımıza zarar veriyor hem de şiddeti bir şekilde normalleştirdiğini çok net bir şekilde söyleyebilirim. Biz şiddeti normalleştiren, kadını metalaştıran içerikleri televizyonda görmek istemiyoruz.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "şiddeti televizyonda görmek hem çocuklarımıza zarar veriyor hem de şiddeti bir şekilde normalleştirdiğini çok net bir şekilde söyleyebilirim. Biz şiddeti normalleştiren, kadını metalaştıran içerikleri televizyonda görmek istemiyoruz." dedi.

AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Göktaş, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Kadına karşı şiddetin küresel bir mesele olduğunu, şiddetin sadece fiziksel olmasının yanı sıra psikolojik, ekonomik ve siber şiddetin de dijitalleşmeyle ortaya çıktığını belirten Göktaş, bunların her biriyle mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ve bu konuda yöneltilen eleştirilere ilişkin soru üzerine, "Biz, kadına karşı şiddeti insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz. Bu minvalde bizim çalışmamız aslında bir sözleşmeyle başlamadı dolayısıyla bir sözleşmeyle sonlanması söz konusu değil." diyen Göktaş, bu konuya sıfır tolerans ilkesiyle yaklaştıklarını söyledi.

Göktaş, kadına şiddetle ilgili 1 vakanın bile fazla olduğunu, iddia bile olsa Bakanlık olarak duruma anında müdahil olarak mağdurun yanında yer aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Bu sene 60 binden fazla takip ettiğimiz dava var. İstanbul Sözleşmesi ülkelere bir kanun uygulamasını zorunlu hale getiriyor. Dünyada eşi benzeri az görünen çok güçlü 6284 sayılı Ailenin Koruması ve Güçlendirilmesi Kanunumuz var. Biz 81 ilimizde bu sene açtığımız 2 ŞÖNİM'le beraber 84 ŞÖNİM'le hizmet veriyoruz. 149 kadın konuk evimizle kadınlara hizmet veriyoruz. Bu 149 kadın konukevlerin 17'si ihtisaslaşmış kadın konukevi."

Türkiye'deki mevzuatın dünyada eşi benzeri bulunmadığını ifade eden Göktaş, GAMER ve KADES'in de diğer ülkeler tarafından örnek alınan uygulamalar olduğunu anlattı.

Kadına şiddet konusuna siyaset üstü baktıklarını belirten Göktaş, bir tek kadının saçına zarar gelmesine ve bir kadının "gidecek yerim yok" demesine asla tahammül etmediklerini vurguladı.

ALO 183 şiddetle mücadele hattının kadınlara 7 gün 24 saat destek olduğunu, buranın etkisini artırmak amacıyla 112 acil çağrı merkeziyle uyumlu hale getirildiğini bildiren Göktaş, "418 sosyal hizmet merkezimiz ve 309 sosyal hizmet merkezi irtibat noktalarımızla da kadına karşı şiddet irtibat noktaları oluşturduk. Bizler bu vakaları sıfırlayana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

"Şiddeti reyting skalasından çıkarırsanız yayınlar çok daha farklı olur"

Bakan Göktaş, televizyonlarda kadını metalaştıran, kadına şiddeti normalleştiren yayınlardan oldukça rahatsız olduklarını belirtti.

Bu konuda RTÜK işbirliğiyle birçok kez yapımcılar, dizi yapımcıları, sosyal medya içerik üreticileri ve sosyal medya platformlarıyla bir araya geldiklerini söyleyen Göktaş, şunları ifade etti:

"Sonuç itibarıyla şiddeti televizyonda görmek hem çocuklarımıza zarar veriyor hem de şiddeti bir şekilde normalleştirdiğini çok net bir şekilde söyleyebilirim. Biz şiddeti normalleştiren, kadını metalaştıran içerikleri televizyonda görmek istemiyoruz. Şiddeti reyting skalasından çıkarırsanız yayınlar çok daha farklı olur. Artık aileler bize diyor ki 'biz çocuklarımızla seyredebilecek içerik bulamıyoruz, film bulamıyoruz. İster istemez zararlı bir şeyle karşılaşabiliyoruz, kadına veya çocuğa şiddet içeriyor'. Gerçekleri yansıtmanın farklı yolları olabilir. Ancak burada kadını değersizleştiren yapımların oluşması ve bunun üzerinden bir reyting sağlanmasını doğru bulmuyorum. Sizler vesilesiyle de bu konuda yapımcılarımıza tekrar sesleniyorum."

2024'te Türkiye Aile Destek Programı ile 46,5 milyar lira destek sağlandı

Sosyal yardımları kimseyi geride bırakmama anlayışıyla yürüttüklerini söyleyen Göktaş, devletin "şefkat elini" ayrım gözetmeksizin herkese ulaştırdıklarını bildirdi.

Göktaş, bu yıl Türkiye Aile Destek Programı ile 46,5 milyar lira destek sağladıklarını belirterek, bu programın ilk başta pandemi sonrası bir yıl süre ile hayata geçirildiğini ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programı Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra bir yıl uzattığını anımsattı.

Ocak ayının sonunda Türkiye Aile Destek Programı'nın tamamlanacağının altını çizen Göktaş, bugüne kadar program kapsamında 106,8 milyar lira destek sağladıklarını kaydetti.

Sosyal yardımların faydalanıcılarının yüzde 82'sinin çalışamayacak durumda olan engelli, yaşlı ve çocuklardan oluştuğuna dikkati çeken Göktaş, "Ancak buna rağmen çalışabilir durumda olan vatandaşlarımıza yönelik de biz sosyal yardım istihdam bağlantısını da güçlendiriyoruz." dedi.

70 bin 878 engelli kamuda istihdam edildi

Bakan Göktaş, engelli vatandaşların tam ve eşit katılımlarına yönelik çalışmalar yürüttüklerini, 2023-2025 yılını kapsayan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı'nı hayata geçirdiklerini hatırlattı.

2002'den bugüne kamuda engelli istihdamını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önderliğinde 12 kat artırdıklarını belirten Göktaş, 70 bin 878 engellinin kamuda istihdamını sağladıklarını ve kamudaki yüzde 3'lük kotanın tamamının dolduğunu ifade etti.

İlerleyen günlerde tekrar engelli ataması gerçekleştireceklerini anlatan Göktaş, şunları söyledi:

"Bakanlık olarak gerçekten engellilere yönelik çok önemli çalışmalarımız var. 423 kamu, özel bakım ve rehabilitasyon merkezimizde 37 bin engelli vatandaşımıza hizmet sağlıyoruz. 137 gündüzlü bakım ve rehabilitasyon merkezimizde de engelli kardeşlerimize destek oluyoruz. Bu ay yine 190 kapasiteli 2 engelsiz yaşam merkezi hayata geçirdik. Önümüzdeki yıl da farklı yerlerde benzer şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Evinde ağır engellisine, tam bağımlı engellisine bakan ailelere 544 bin 142 engelli vatandaşımız için aylık 9 bin 77 lira destek sağlıyoruz. Evde bakım yardım alan engellere yönelik farklı destek projelerimiz de var. Ayrıca bizim ulusal vefa programımız var. İhtiyaç sahibi ailelere gidip evlerinde ihtiyaçlarını yerinde karşılıyoruz. Bu konuda da gerçekten çok önemli, çok güzel adımlar ve çalışmalar yürütüyoruz."

"170 bin 270 ailemize sosyoekonomik destek sağlıyoruz"

Bakan Göktaş, aileye odaklı çocuk koruma politikaları kapsamında evlat edinme, koruyucu aile, dezavantajlı çocukların ailelerinin yanında desteklenebilmesi için verilen set hizmetlerine ilişkin, şunları kaydetti:

"Biz çocuklara yönelik hayata geçirdiğimiz her projede çocuğun üstün yararını gözetiyoruz. En büyük önceliğimiz sağlıklı, güvenli, geleceğe özgüvenle bakan çocuklarımıza bir gelecek sağlamak. Dört çeşit bizim korunma modellerimiz buluyor. Sosyoekonomik destek dediğimiz dezavantajlı çocukların ailelerin yanında bakımını sunmak. Bu konuda 170 bin 270 ailemize sosyoekonomik destek sağlıyoruz ve ailelerine her ay 1 milyar lira kaynak aktarıyoruz."

Bakanlık olarak çok büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini, koğuş tipi modelden ev tipi modele geçtiklerini ve bu konuda uluslararası kuruluşların dahi hayranlıkla çalışmalarını takip ettiğini belirten Göktaş, "Aile tipi modelde çocuklarımız aile ortamında büyüyor. 1366 çocuk evi ve çocuk evleri sitesinde 14 bin 565 çocuğumuza 81 ilimizde hizmet veriyoruz. Bu yıl Ordu, Hatay ve Mersin'de bir yeni çocuk evi sitesi açacağız. Kayseri'de de bir ihtisaslaşmış çocuk evi sitesi açacağız." ifadelerini kullandı.

Göktaş, devlet koruması altındaki çocuklardan üniversiteye yerleşen sayısının geçen yıla oranla yüzde 30 arttığına dikkati çekerek, bu sene 421 çocuğun üniversitelere yerleştiğini söyledi.

"Koruyucu aile modelimiz hem ülkemizde hem de dünyada büyük takdir görüyor"

Koruyucu aile modelini çok önemsediklerine vurgu yapan Göktaş, "Saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendinin himayelerinde yürüttüğümüz koruyucu aile modelimiz hem ülkemizde hem de dünyada büyük takdir görüyor. UNICEF'in takdir ettiği ve iyi uygulama örneği olarak gösterdiği koruyucu aile modelimizi geçtiğimiz 79'uncu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da bir yan etkinlikle dünyaya tanıttık." şeklinde konuştu.

Göktaş, koruyucu aile modelinde, aile yanında bakılan çocuk sayısının şu anda 10 bin 374'e ulaştığını ve bunu yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirterek, "Bizim çalışmamızı hem Azerbaycan hem de Özbekistan'ın birebir uygulamaya aldığını söylemek istiyorum. Diğer ülkelerden de bu bakım hizmet oldukça modelimize ilgi var. En sonuncusunda da evlat edilme hizmetimizden de faydalanan çocuk sayımız 21 bin 116." dedi.

Koruyucu aile sayısının 2002'de 505 olduğunu, 2012'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerine alındıktan sonra bu konuda farkındalığın arttığına dikkati çeken Göktaş, şunları anlattı:

"Aileleri bizzat ziyaret ediyoruz. İhtiyaçlarının yerinde karşılıyoruz. Ayrıca bu sene yeni gerçekleştirdiğimiz model profesyonel koruyucu aile sistemimiz. Bu da gerçekten çok önemli. Çünkü bazı ailelerimiz var, gerçekten ben onlara teşekkür ediyorum. Onlar gönlünde taşıyor çocuklarını ve bazı milletvekillerimiz aynı şekilde çok severek çok özenerek koruyucu aile oldular. Ben bir kez daha bütün koruyucu ailelerimize bu minvalde teşekkür ediyorum. Hakikaten bu hizmetin de artarak devam etmesini arzuluyorum."

Suriye'deki yeni yönetimle çalışmalar

Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak Suriye'deki yeni dönemde gerçekleştirilecek çalışmalara ilişkin, "Suriye Görev Gücü'nde zaten bizim 5 tane sosyal hizmet merkezimiz var. Halihazırda toplum destek merkezlerimizi hayata geçirmiştik. Bu çalışmalarımızı Suriye'nin diğer illerine de yaygınlaştırabiliriz." dedi.

Özellikle kadınlar ve çocukların travmalarını yenmeye yönelik psikososyal destek tecrübesini de Suriyelilere aktarabileceklerini işaret eden Göktaş, "Biliyorsunuz işkencelerin yaşandığı hapishanede çok fazla çocuk ve kadın var. Onların bir an önce travmalarını atlatmaları ve hayatlarını normale dönüştürmeleri yönelik çalışmalar yürütmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Göktaş, Suriye'deki yeni yönetimde kadın ve çocuklardan sorumlu bir yetkili ataması yapıldığını hatırlatarak, "Onunla beraber de umarım önümüzdeki dönemde bizler de kendi tecrübelerimizi sahaya aktarmak, kadınlar ve çocukların topluma tekrar kazandırılması ve aynı zamanda Suriye'nin yeniden inşa sürecinde kadınların da aktif rol almasına yönelik çalışmalar yürütmek istiyoruz. Çocukları yeniden eğitim hayatına kazandırmaya yönelik bizim de çalışmalarımız var." şeklinde konuştu.

Sıla bebek ve Narin Güran cinayetlerine ilişkin açıklamalarda bulunan Göktaş, şunları anlattı:

"Bu husus hepimizi derinden yaraladı ve bu hususun tekrarlanmaması için tabii hepimizin toplum üzerine çok büyük görevler düşüyor. Burada vaka olduğu andan itibaren Bakanlık olarak davaya anında müdahil olduk, soruşturmalarımızı tüm aşamalarıyla gerçekleştirdik. Zaten sosyal risk haritamızı oluşturma amaçlarımızdan bir tanesi de bu tür vakaları oluşmadan önleyebilmek. Dolayısıyla bizim de kendi Bakanlığımız bünyesinde çalışmalarımızı ve hizmetlerimizi geliştirmeye yönelik adımlar atıyoruz. Ancak bu davaların da bir an önce sonuçlanması ve faillerin bir an önce en ağır cezayı almasına yönelik de her türlü duruşmayı takip edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Onlar bizim çocuklarımız, Türkiye'nin evlatları ve onların hakkını korumak da bize düşüyor."

(Bitti)

Kaynak: AA / Buğrahan Ayhan - Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title
Close