Edirne'de Bektaşilerin 112 yıllık gelenek sürüyor
Edirne'nin Havsa ilçesinde bulunan Musulça köyünde yaşayan Bektaşiler, 112 yıldır her buğday hasadı döneminde gerçekleştirdikleri 'Konacık Bayramı ve Şükür Duası' geleneğini bu yıl da sürdürdü. Köylüler, bu geleneğe göre kurban kesip, çevre köylüleri davet ederek yemek veriyor ve ürünlerinin doğa olaylarından zarar görmemesi için dua ediyor.
EDİRNE'nin Havsa ilçesi Musulça köyünde yaşayan Bektaşiler, 112 yıldır her buğday hasadı döneminde gerçekleştirdikleri 'Konacık Bayramı ve Şükür Duası' geleneğini, bu yıl da sürdürdü. Bektaşi önderlerinden Ali Osman Bozdemir, "1912 yılından bu yana devamlı, bu Konacık kurbanı kesilir ve tüm çevre köylüler davet edilir. Burada lokma paylaşılır, sevgi paylaşılır. İnsanlar birbiriyle kaynaşırlar. Bu geleneği beraberce sürdürüyoruz" dedi.
Havsa ilçesinde, Bektaşilerin yoğunlukla yaşadığı Musulça köyünde, 112 yıldan bu yana 'Konacık Bayramı ve Şükür Duası' geleneği sürdürülüyor. Köylüler, Bulgaristan'ın Koşukavak şehrine bağlı Konacık köyünden gelen atalarının başlattığı gelenek gereği, buğdayların hasat döneminde kurban kesip, çevre köylüleri de çağırarak yemek veriyor. Düzenlenen etkinlikte köylüler, ürünlerinin dolu gibi doğa olaylarından zarar görmemesi için de dua ediyor.
54 KURBAN KESİLDİ, 250 KİLO PİRİNÇ KULLANILDI
Geleneğin bu yıl da sürdüğü köyde, toplam 54 küçükbaş kesilip, 250 kilo pirinç kullanıldı. Köyün çok amaçlı salonunda yapılan 'Konacık Bayramı ve Şükür Duası' etkinliğine Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sezai Irmak, İl Kültür Turizm Müdürü Kemal Soytürk, İl Genel Meclis Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, İl Genel Meclis üyeleri ve köylüler katıldı.
'İNSANLAR BİRBİRİYLE KAYNAŞIR'
Yıllardır süren gelenekle ilgili konuşan Musulça köyü Bektaşi önderlerinden Ali Osman Bozdemir, "Atalarımız Konacık köyünden buraya ikamet etmişler. İlk kafile olarak 8 hane gelmişler. Bulgaristan'da daha Osmanlı'nın hükümdar olduğu zamanlarda biliyorsunuz o zaman sınır yoktu. Osmanlı hükümdarlığı altındaydı. Orada Konacık köyünde yatırlar, Bektaşi babalarının türbeleri varmış. Her yıl mahsulü gördüğümüz andan itibaren havaların çiftçi için en tehlikeli olduğu, buz yaptığı, ürünün sıkıntıya girdiği dönemde ileri gelenler, derler ki, 'Biz türbelere gidelim, kurban keselim, şükür edelim, Allah'a yalvaralım ki bizim mahsulümüz kurtulsun, korunsun'. Daha önce dolunun vurduğu, mahsulün yerle bir olduğu köyde o yıl bu kurbanları keserler, yine dua yaparlar. O hububatın kurtulduğu söylenir. O günden bugüne de bu Musulça köyünde 1912 yılından bu yana devamlı bu Konacık kurbanı kesilir ve tüm çevre köylüler davet edilir. Burada lokma paylaşılır, sevgi paylaşılır. İnsanlar birbiriyle kaynaşırlar" diye konuştu.
Geleneği sürdüreceklerini dile getiren Bozdemir, "Bu geleneği bu zamana kadar sürdürdük. Bundan böyle de sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün 4 bin kişilik yemek verildi. Allah razı olsun, yetti. Tüm köyler bizim bu etkinliğimize katılmaya başladılar. Kimisi kurban vererek ya da yanımızda olarak yardım ediyorlar ve bu geleneği beraberce sürdürüyoruz. Etkinliği de muhtarlık organize ediyor ama köylü de canla başla, istekli olarak bunu kabullenmiş durumda. Bu geleneği yürütmek amacıyla canla başla çalışıyorlar" dedi.