TÜM KATEGORİLER
Edirne'de "Balkanlarda Osmanlı İzleri" fotoğraf sergisi açıldı
Hattat ve tuğra ustası İsmet Keten, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne giren Türk süsleme sanatlarından hat sanatına başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde ilginin arttığını söyledi.
Hattat ve tuğra ustası İsmet Keten, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne giren Türk süsleme sanatlarından hat sanatına başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde ilginin arttığını söyledi.
Trakya Üniversitesince düzenlenen 2. Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu kapsamında, hat sanatçısı İsmet Keten'in "Balkanlarda Osmanlı İzleri" fotoğraf sergisi açıldı.
Balkan Kongre Merkezi'nde sanatseverlerin beğenisine sunulan serginin açılışına Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Müdürü ve Sempozyum Başkanı Doç. Dr. Mustafa Hatipler, akademisyen ve öğrenciler katıldı. Yaklaşık 30 fotoğrafın yer aldığı sergi, bir hafta açık kalacak.
Hattat Keten, sergi sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığının hazırladığı dosya ile Türkiye adına aday gösterilen Hüsn-i Hat sanatının UNESCO'ya girmesinin hat sanatına gönül verenleri sevindirdiğini dile getirdi.
Hat sanatının gelişmesinde Türklerin büyük rolü olduğunu vurgulayan Keten, "Bir söz vardır 'Kur'an Mekke'de nazil oldu, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı' diye. UNESCO'nun aldığı bu kararı bunun onayı gibi algılıyorum ben. Çok güzel bir gelişme. Hatta bütün dünyada iyi hat sanatını Hattı Osmani diye tarif ederler. Arap hattı demezler, Osmanlı hattı derler. Bunun da günümüze bu şekilde yansımış olması bizleri ayrıca mutlu etmiştir." ifadelerini kullandı.
"Hat sanatını bu seviyeye getiren Türklerdir." diyen Keten, şöyle konuştu:
"Türk hattatları hattın bu seviyesine gelmesini sağlamışlardır. Mustafa Rakım, Hafız Osman gibi pek çok hattat bizim neslimizdir. Onların varisleri olarak, bizler devam ettiriyoruz. Eskiyi en iyi şekilde yazabilmek bizim amacımız. Hüsn-i hat UNESCO'ya girmesiyle daha çok tanınacak, şu anda Avrupa ve dünyadan büyük bir ilgi var. Artık modern hayatın yapısından uzaklaşmak istiyorlar, biraz daha mücessem ve güzel kompozisyonlar onları celp ediyor."
