Ece Su ve Anneannesinin Ölümüne İlişkin Davanın Görülmesine Başlandı
5 yaşındaki Ece Su Yılmaz ve anneannesi Şaziye Güleren'in yaşamını yitirdiği arabalı vapur kazasına ilişkin geminin kaptanıyla beraber 3 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
5 yaşındaki Ece Su Yılmaz ve anneannesi Şaziye Güleren'in yaşamını yitirdiği arabalı vapur kazasına ilişkin geminin kaptanıyla beraber 3 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Geminin kaptanı Erkan Atalay İm, gemideki görevlinin geminin kalkışı için NETA sesi verdiğini, bunun üzerine gemiyi hareket ettirdiğini savundu. Kaptan Erkan Atalay İm, "Gemilerde kapak aşağıdaki gemici tarafından kapatılır. Kapanma esnasında bir siren çalar. Ben bu alarm sesini duydum. Gözüm kameraya gitti. Kameraya baktığımda, kapak üzerinde araç yoktu. Telsizden NETA sesi duydum. NETA sesi; aşağıdaki gemici tarafından kalkabiliriz şeklinde verilen, telsizle söylenen bir sözdür. Kapak üzerinde araç olduğunu kameradan gördüğümde derhal iskeleye geri dönmek için hareket ettim. İskeleye az bir mesafe kala kapak üzerinde duran araç geri geri gitmeye başladı ve düştü" dedi. Sanıklardan Özay Yaşar, geminin hareket etmesi için NETA vermediğini, kapağı kapatmaya fırsat bulmadan geminin hareket ettiğini savundu. Ece Su Yılmaz'ın babası Aydın Yılmaz, kaptan İm'in sorgusu sırasında fenalaşınca dayanamayarak dışarıya çıktı.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya kazadan yaralı olarak kurtulan Mine Dalkılıç, Ece Su Yılmaz'ın annesi Ebru Güleren Yılmaz, babası Aydın Yılmaz ile hayatını kaybeden anneanne Ebru Güleren'in oğlu Emre Güleren katıldılar. "Taksirle ölüme sebebiyet vermek" ve "Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralanmaya neden olmak" suçlarından 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan geminin kaptanı Erkan Atalay İm, çımacısı (İskeledeki görevli) Levent Dönmez ve usta gemici Özay Yaşar (Gemideki görevli) ile avukatları katıldı.
"KAZA ÖNCESİNDE 12-13 SEFER YAPTIM"
Kazaya neden olan Sadabad isimli geminin kaptanı Erkan Atalay İm, uzun yol kaptanı olduğunu, 9 yıldır da İDO'da çalıştığını belirterek, "Olay günü 09.30 sırasında Harem'den sefere başladık. Cumartesi günleri yoğun olduğu için devamlı gidip geliyorduk. Kaza öncesinde 12-13 sefer yaptım. Kaza saati olan 15.00 civarında Sirkeci terminaline yanaştım. Harem'de getirmiş olduğum yolcu ve araçları tahliye ettim. Harem'e gidecek olan yolcu ve araçları gemiye yüklemeye başladık" dedi.
KAPTAN: TELSİZDEN NETA SESİ DUYDUM
Kaptan İm, "Gemilerde kapak aşağıdaki gemici tarafından kapatılır. Kapanma esnasında bir siren çalar. Ben bu alarm sesini duydum. Gözüm kameraya gitti. Kameraya baktığımda, kapak üzerinde araç yoktu. Telsizden NETA sesi duydum. NETA sesi; aşağıdaki gemici tarafından kalkabiliriz şeklinde verilen, telsizle söylenen bir sözdür. Başımı makine kumandanlarına çevirdim. Tekrar kameraya döndüğümde kapağın üzerinde bir araç olduğunu gördüm. Kapak üzerinde araç olduğunu kameradan gördüğümde derhal iskeleye geri dönmek için hareket ettim. İskeleye az bir mesafe kala kapak üzerinde duran araç geri geri gitmeye başladı ve düştü. Düşme esnasında araç bir süre askıda kaldı. Aracın kapak ve iskele arasında ezilmemesi için gemiyi durdurmak zorunda kaldım. Bir müddet sonra araç suya düştü. Kurtarma çalışmalarının yapılması için gemiyi iskeleden uzaklaştırdım. Kurtarma çalışmalarının yapıldığını gördüm. Kurtarmaya engel olmamak ve gemideki yolcuları düşünerek Harem'e hareket ettim" ifadelerini kullandı
"KALKIŞ ESNASINDA KAMERAYA BAKTIM ÜZERİNDE ARAÇ YOKTU. KAPAK AÇIKTI"
Sanık Erkan Atalay İm, müştekilerin avukatı Mehmet Demir Ejder'in, "Kalkış esnasında kameraya baktın mı bakmadın mı?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Kalkış esnasında kameraya baktım üzerinde araç yoktu. Kapak açıktı. Siren sesi ile birlikte kapağın kapanacağını düşündüm. Çünkü kısa bir sürede kapak kapanır. Kapağın kapanacağını düşünerek sistemleri Sirkeci tarafından Harem tarafına aldım. Harekete başladığımda Harem tarafındaydım."
"ÖLÜMLERDEN DOLAYI BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYUYORUM"
Olay günü sabah 09.00'da sefere başladığını, kaza saatine kadar 12-13 safer yaptığını söyleyen sanık İm, kendisini tam kusurlu gösteren bilirkişi raporunu kabul etmediğini belirterek, "Ölümlerden dolayı büyük üzüntü duyuyorum" dedi. Ece Su Yılmaz'ın babası Aydın Yılmaz, kaptan İm'in sorgusu sırasında fenalaştığı için dayanamayarak duruşma salonundan dışarıya çıktı.
ÇIMACI: ARKAMDAN ÇIĞLIK SESİ DUYDUM
Olay sırasında iskelede araçları yönlendiren kişi olarak görev yapan Çımacı Levent Dönmez, olaydan hemen önce görev aldığını belirterek şunları söyledi: "Ben çımacılık yapmaktayım. Olay günü görev aldığımda Sadabad isimli gemi iskeleye yanaşıyordu. Yanaştıktan sonra araçları ve yolcuları indirdi. Gemideki arkadaş bana iskeledeki araçları yollamamı istedi. 5 sıra araç yolladıktan sonra gemideki arkadaş 3 araç istedi, yolladım. Yolladıktan sonra bir araç daha istedi telsizden. Hanımefendi oraya yöneldi ben de yanda bekleyen Sultanahmet gemisine doğru giderken çığlık sesi duydum. Arkama dönüp baktığımda aracın suya düştüğünü gördüm"
"KAPAK AYAĞIMIN ALTINDAN KAYDI"
Usta gemici olarak gemide görev yapan Özay Yaşar, kaptanın iddia ettiği gibi NETA vermediğini savundu. Özay Yaşar, "Olay günü sabah saat 09.00'da gemiye katıldım. Olay saatinde 15.10 gibi Sirkeci'ye yanaştık. Gemiyi boşalttıktan sonra Çımacı Levent Dönmez'e araçları gönderebileceğimi söyledim. Gemiyi yükledikten sonra bir araçlık yer kaldı. Telsizden Çımacı arkadaşa bir araç göndermesini söyledim. Dacia marka araç gemiye doğru gelmeye başladı. Ben de o esnada kolumla aracı nereye yanaştırması gerektiğini gösterdim. Araç gemiye giriş yaptığı esnada ayağımın altında kapağın kaydığını hissettim. Daha sonra makine sesi duydum ve geminin hareket ettiğini anladım. Kapak ayağımın altında kayıp aşağıya doğru meyil etmeye başladı. Kendimi 1.5 metre geriye attım" diye konuştu.
"NE YAPIYORSUN KAPAKTA ARAÇ VAR"
Yaşar ifadesine şöyle devam etti:
"Araca baktığımda aracın ön lastiklerinin ve arka lastiklerinin bir kısmının gemiye girdiğini gördüm. Hemen telsizden, 'Ne yapıyorsun kapakta araç var' diye bağırdım. Hemen kapak kontrol paneline koştum; amacım kapağı kaldırarak aracı içeriye çekmekti. Ancak yetişemedim. Düğmeye bastıktan sonra kapağın 2-3 saniye kendine gelme süresi var, bu sırada araç suya düştü. Normal prosedüre göre gemi dolar. Gemi dolduktan sonra araç ve yolcu gönderenle karşılıklı NETA veririz. Köprüdeki arkadaş da kaptana NETA'yı verir. NETA verdikten sonra ben kapak açma ve kapama panelinde düğmeye basarım. Kapak kapanmaya başlayınca siren sesi çıkar. Kapak kapandıktan sonra da yeşil ışık yanar. Aynı panel köprü üstünde de vardır. Kaptan sinyali duyar ve yeşil ışığı görür. Bu olay sırasında bu işlemlerin hiçbiri gerçekleşmedi. NETA vermedim, kapağı kapatmadım. Yükleme devam ederken olay meydana geldi. Daha önce İDO'da kapak kapanmadan gemi hareket etmemişti"
"KIZIMIN ÇIĞLIĞINI DUYDUM"
Olay günü Sirkeci'den Harem'e gitmek üzere Sirkeci iskelesine gittiğini hatırlatan Ece Su'nun annesi Ebru Güleren Yılmaz, "Görevliye telsiz ile anons geldi, 'araç yollayabilirsin' diye. Ben de hareket ettim. Gemide en sağda boş bir yer vardı, oraya doğru giderken kapağın üstünde olup olmadığımı anlamadan teyzem, 'gemi hareket etti' dedi. Ben hareket halinde olduğum için geminin hareket ettiğini anlamadım. Daha sonra çığlıklar duydum. Kızımın çığlığını duydum. Saniyeler sonra kendimizi suda bulduk. Suya girişimi 3-4 saniye sürdü. Ne olduğunu anlayamadım" dedi. Müştekiler, Ebru Güleren Yılmaz, ölen anneanne Şaziye Güleren'in kardeşi Mine Dalkılıç, oğlu Emre Güleren sanıklardan şikayetçi olduklarını söylediler.
Erkan Atalay İm'in avukatı Ahmet Çağlar Coşkun'un kaza anının CD'sinin bir sonraki duruşmada izlenme talebini reddeden mahkeme, kaptanın konuşması sırasında fenalaştığını söyleyerek dışarıya çıkan Ece Su Yılmaz'ın babası Aydın Yılmaz'ı bir dahaki duruşmada dinlemeye karar verdi.
ANNE: ACI BİR OLAY
Ece Su Yılmaz'ın anne ve babası duruşma çıkışı basın mensuplarının sorusu üzerine kısa bir açıklama yaptılar. Baba Aydın Yılmaz, duruşmanın ortasında çıktığını, normal sürecin işlediğini belirterek, "Biz de aile olarak zaten hukuka güveniyoruz" dedi. Kolundaki kızı Ece Su'nun adının yazdığı dövmesi dikkat çeken Anne Ebru Güleren Yılmaz ise "Acı bir olay sonuçta. Herkes ifadesini verdi, ben de ifademi verdim. Söyleyecek bir şey yok, karara bağlı" dedi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
15 Mart 2014 tarihinde Sirkeci İskelesi'nde meydana gelen olayda 5 yaşındaki Ece Su Yılmaz ile anneannesi Şaziye Güleren yaşamını yitirdi. Aracı kullanan Ece Su Yılmaz'ın annesi Ebru Güleren Yılmaz ile teyzesi Mine Dalkılıç ise yaralı olarak kurtuldular. Kazadan sonra geminin kaptanı Erkan Atalay İm, çımacı Levent Dönmez ile usta gemici Özay Yaşar hakkında, "Taksirle ölüme sebebiyet vermek" ve "Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu yaralanmaya" neden olmak suçlarından 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
(BB) - İstanbul