Ecdat mirasına "laboratuvarlı" koruma
Tarihin en kanlı çarpışmalarına sahne olan Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası'nda gerçekleştirilen restorasyon ve yenileme çalışmalarında bulunan savaş kalıntıları ve tarihi eserler, oluşturulan laboratuvarda incelenip, koruma altına alınıyor.
BURAK AKAY - Tarihin en kanlı çarpışmalarına sahne olan Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası'nda gerçekleştirilen restorasyon ve yenileme çalışmalarında bulunan savaş kalıntıları ve tarihi eserler, oluşturulan laboratuvarda incelenip, koruma altına alınıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi alanın dünyanın en büyük açık hava müzesi olma yolunda ilerlediğini söyledi.
Bu kapsamda alan içindeki restorasyon çalışmalarının sürdüğünü, kalelerden anıtlara kadar birçok farklı noktada yenileme ve bakım işlemlerinin yapıldığını dile getiren Kaşdemir, süreç içinde ele geçirilen tarihi eser ve savaş kalıntılarının ise kendileri için önem arz ettiğini anlattı.
Kaşdemir, eserleri "ecdat mirası" olarak nitelendirdiklerini ve bu önem ile koruma altında tutarak gelecek kuşaklara aktarma niyetinde olduklarına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Gerek kale restorasyonlarında gerek diğer çalışmalarımız esnasında Çanakkale Savaşları sırasında bugüne erişmiş birtakım savaş malzemeleri buluyoruz. Top mermisi, kılıç, silah gibi. Tabii bunlar bizim için çok kıymetli malzemeler. Biz de bu malzemeleri hemen koruma altına alıyoruz. Konservasyonlarını yapıyoruz. Tarihi Alan Başkanlığımızın çok iyi bir laboratuvarı var. Her kurumda olmayan bir laboratuvarımız var. Çok da iyi işler yapıyor. Dolayısıyla bu müstesna toprakların altından gün yüzüne çıkan o tarihi malzemeleri, o kıymetli emanetleri hemen gözümüz gibi koruyarak, uygun yerlerde sergilemeye başlıyoruz."
Kaşdemir, tarihi alanla ilgili en önemli hedeflerinin bölgeyi dünyanın en büyük açık hava müzesi haline getirmek olduğunu hatırlattı.
Yarımadanın en kısa sürede bu özelliğe kavuşacağına inandıklarını belirten Kaşdemir, şöyle devam etti:
"Dünyanın en iyi korunmuş tarihi alanı da burası. Buradaki gerek tarihi geçmiş, gerek coğrafi konum gerek bugüne kadar ki korunma şekli ve gerek şu andaki Tarihi Alan Başkanlığımızın yaptığı çalışmalar burasını bir açık hava müzesi olma yolunda ilerletiyor. Gelecek kuşaklara aktarmak zorunda olduğumuz bir mekan burası. Tabyalar, siperler şehitlerimizden gazilerimizden kalan emanetler. Dolayısıyla Çanakkale Savaşları gibi o büyük yüksek ruhun ortaya çıktığı bu topraklarda ki o müstesna emanetlerin hepsini gözümüz gibi koruyarak, bularak gelecek kuşaklara aktarmak üzere uhdemizi alıyoruz."
Ecdat mirası
Bölgenin "gazi mekan" olduğunu vurgulayan Kaşdemir, "Savaşlara, o büyük olaya tanıklık etmiş mekanlar, tabyalar, siperler, kaleler var. Bunların hepsi ecdat yadigarı. Dolayısıyla bu boğazın muhafızlığını yapan İstanbul'un, payitahtın muhafızlığını yapan o mekanları ecdadın bize miras bıraktığı o mekanları hepsini derleyip, toparlayıp ayağa kaldırıyoruz." dedi.
"Hurdacılarda demir olarak satılıp, eritilip, yok edilmesini istemiyoruz"
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarında görevli Restoratör Emin Murat Özdemir ise burada önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Laboratuvarın kurulduğundan bu yana başkanlık envanterinde yer alan ve sürmekte olan kazılarda çıkan eserlerin restorasyon ve konservasyonları yaptıklarını belirten Özdemir, "Her geçen gün laboratuvarımızın ekipman ve malzeme parkuru genişliyor. Müdahale alanımız da bu anlamda daha da büyüyor. Kağıt, ahşap, demir, bronz, cam gibi pek çok malzeme türüne müdahale edebiliyoruz. Amacımız şehitlerimizin anılarını gelecek nesillere aktarabilmek." diye konuştu.
Envanterde 65 bin civarında etüt malzemesi bulunduğunu dile getiren Özdemir, "Laboratuvara gelen eserler burada işlem gördükten sonra depolara ya da sergi alanlarına gidiyor. Tarihi alanda her geçen gün yeni savaş dönemi kalıntıları çıkıyor. Bizim vatandaşlardan isteğimiz bu eserlerin başkanlığımıza getirilerek teslim edilmesi. Anca bu sayede bunlar yeniden görülebilir, yeni nesillere aktarılabilir olur. Biz bunların hurdacılarda demir olarak satılıp, eritilip, yok edilmesini istemiyoruz. Vatandaşlarımız lütfen bu eserlere duyarlılıkla yaklaşsınlar ve bize getirsinler." dedi.