Düzce'de 10 Askerin Fetö'den Yargılanmasına Başlandı
DÜZCE'de, aralarında eski İl Jandarma Komutanı Albay Bilal Güvenir'in de bulunduğu 4'ü tutuklu 10 sanığın FETÖ/PDY davasında yargılanmasına başlandı.
DÜZCE'de, aralarında eski İl Jandarma Komutanı Albay Bilal Güvenir'in de bulunduğu 4'ü tutuklu 10 sanığın FETÖ/PDY davasında yargılanmasına başlandı. Albay Güvenir, ByLock kullandığına dair istihbari rapor doğrultusunda tutuklandığını söyleyerek, "Ben bu programı hiç görmedim. Bu MİT raporu, FETÖ artıkları tarafından sahte olarak ve beni tasfiye amaçlı hazırlandı" dedi.
Düzce 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, hepsi de İl Jandarma Komutanlığı'ndaki görevlerinden ihraç edlien tutuklu sanıklar Bilal Güvenir, Ali Eke, Mahmut Yıldırım ve Selim Baştürk ile tutuksuz sanıklar Ali Yetkinelçi, Hasan Uyanık, Ömer Okyay, Süleyman Mumucuoğlu, Yüksel Kahraman ve Sudiye Baştürk ile avukatları hazır bulundu.
Örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock' kullandığı ve darbe girişimi gecesi kendisini arayan sözde Bolu-Düzce Sıkıyönetim Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer'in Düzce Valisi ile Düzce Belediye Başkanı'nın görevden alınması yönündeki talimatına 'Emredersiniz' diyerek karşılık verdiği iddianamede yer alan Albay Bilal Güvenir, suçlamayı kabul etmedi.
'EN BÜYÜK KOMUTAN BİZİM KOMUTAN' TEZAHÜRATI YAPILDI
FETÖ ile ilişkilendirildiği için üzüntü duyduğunu söyleyen Güvenir, şöyle konuştu:
"Darbe gecesi mesaiden sonra konutuma gittim. Alay nöbetçi amiri Osman Akbaş beni telefon ile arayarak sıkıyönetim direktifi konulu mesaj emrinin geldiğini söyledi. Makamıma gidip evrakı inceledim. Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından imzalandığını ve usule uygun gönderilmediğini gördüm. Yetki ve görev aşımı olduğunu gördüm. Evraktaki 450 kişilik atama listesini inceler incelemez jandarma personeli arasında FETÖ ile ilişkisi olan kişilerin isimlerini bu evrak içerisinde gördüm. Bu eylemi FETÖ'nün yaptığını anladım. İlçe jandarma komutanlarına kaymakamlarının yanına gitmelerini ve emirleri doğrultusunda hareket etmelerini söyledim. Saat 22.50 sıralarında dönemin Valisi Ali Fidan'ı cep telefonundan arayarak durumu ve tedbirleri kendisine arz etim. Valilik makamının emrinde olduğumu, üniformamı bile giymediğimi sivil olduğumu söyledim. O da bana görüşebileceğimizi söyledi. Yanına gittim. Sonra Valiliğe geçtik. Halk Anıtpak Meydanı ve Düzce Valiliği'nde toplandı. Halk beni gördüğünde 'En büyük komutan bizim komutan' diye tezahürat yapıldı."
'DARBE EMRİNİ TANIMADIM'
Sözde Bolu ve Düzce Sıkıyönetim komutanı olarak atandığı belirtilen Bolu 2'nci Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer'in makam telefonundan aradığını anlatan Güneşir, "Vali, Belediye Başkanı ve İl Emniyet Müdürü'nün derhal görevlerinden alınmasını istedi. Valilik makamına benim oturmamı, İl Emniyet Müdürü yerine İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli şube müdürlerinden birinin oturmasını, Belediye Başkanının yerine CHP İl Başkanı'nın oturması talimatını verdi. Çok şaşırdım. Suç olduğu için uygulamayacağımı söyledim. Kendisinden önce Vali ve Bölge Komutanı ile görüştüğümü belirttim. Gelen emrin uydurma olduğunu söyledim. Emri uygulamam konusunda beni ikna etmeye çalışarak gelmekle tehdit etti. Telefonu kapattığımda 'Ne saçmalıyor bu general bozuntusu?' diyerek serzenişte bulundum. Yaşananlarla ilgili rapor tutulması emrini verdim. Bolu Jandarma Komutanı'nı arayıp o soytarı ile görüşüp görüşmediğini ve gelen emri uygulayıp uygulamayacağını sorduğumda 'Bilmiyorum.' dedi. Darbe emrini tanımadığımı söyledim. 15 Temmuz gecesi kalkışma hareketine katılmadım. Silah, araç ve gereçler kullanmadım. Hiçbir er kışladan çıkmadı" dedi.
'FETÖ'NÜN ARTIKLARI YAPTI'
15 Temmuz'dan 8-10 gün sonra dönemin il yöneticilerinin kendisini ziyaret ederek dik duruşu nedeniyle tebrik ettiğini ifade eden Güneşir, şöyle devam etti:
"3 Kasım 2016'da yayınlanan KHK ile görevimden uzaklaştırıldığımı öğrendim. Ağlayarak, bir yandan başıma gelenlerin şokunu yaşarken, bir yandan da açığa alınan personelin ne yapması gerektiğini bildiğimden çocuklarımın telefonlarını Ankara'dan Bursa'ya giderek aldım. 4 Kasım'da Düzce'ye geldim. Aynı gün gözaltına alındım. 24 gün nezarethanede bekletildim. ByLock ile tek bir soru sorulmadan adli kontrol kararı ile serbest bırakıldım. FETÖ'nün kalıntıları tarafından 22 Kasım tarihinde KHK ile meslekten ihraç edilmem sağlandı. Düzce'ye adli kontrol imzası için dönerken otoyolda arama yapan jandarmadan arama kararım olduğunu öğrendim. Bana ByLock kullandığıma dair istihbari rapor olduğu söylendi. Bu raporun uydurma bir rapor olduğunu söyledim. Bunu delillendirmeden beni tutukladılar. Detaylı bir incelemeden sonra doğrunun ortaya çıkacağını biliyorum. Ben bu programı hiç görmedim. Bu MİT raporu FETÖ artıkları tarafından sahte olarak ve beni tasfiye amaçlı hazırlandı. Bolu'da benim tanıklığımı sabote etmek için başıma bu ByLock salındı. Bunlarda vicdan var mı benimle yüzleşebilecekler mi?"
Duruşma, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan yargılanan diğer sanıkların savunmalarıyla devam etti.
- Zce